Turgay Kılıç-İz Gazete/ İzmir Barosu, Buca F Tipi Kırıklar Cezaevinde yaşanan insanlık suçunu dikkate alan raporu paylaştı. İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz ile Cezaevi Komisyon üyeleri, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini gazetecilere anlattı. İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz ise, Menemen T Tipi Cezaevinin kapasitesinin 3 katına çıkarıldığını ifade ederek mahpusların 3 vardiya şeklinde uyuyup dinlendiklerini aktardı.

Kapasite arttıldı

Av Sefa Yılmaz, İzmir’de cezaevlerinde doluluk oranlarının gereğinden fazla arttırıldığına işaret etti. Başkan Yılmaz, yaptığı açıklamada “İzmir’de cezaevlerinin doluluk oranını görmek için son 15 günde 5-6 defa Menemen T TİPi’ne gittim. Normalde 10 kişinin kalacağı koşullar olmasına rağmen 16 kişilik kapasiteye çıkarılmış. 16 kişinin kalması varken 35 kişi kalıyorlar ve 3 vardiya şeklinde uyuyorlar. Sırayla uyuyorlar, sırayla dinleniyorlar. Son gözaltına alınanlardan 17 kişi her biri ayrı koğuşta. Adli suçlularla aynı yerde kalıyorlar. Koğuşlarda abi-ağa yaklaşımı var. Ona göre düzen oluşturulmuş. Onların durumu hiç de iç açıcı değil. Bu belirli alanlara erişim olarak değil, bu muamele bile hak ihlalidir” dedi.

"Suç duyurusunda bulunacağız"

Sözlerine devam eden Yılmaz, “Gençleri darp edenlerin ‘siz teröristsiniz’ dedikleri ve ‘devletin gücünü sizlere göstereceğiz’ dediklerini biliyoruz. Burada tutuklu olmakla sizin o işkenceye maruz kalmanıza yetiyor. Bu konuda dünyaya bakışınızın ne olduğu önem taşımıyor, bu infaz koruma memurlarının size nasıl davrandıklarını gösterir. ‘Siz direnişçiydiniz, bunlara katlanacaksınız’ gibi söylemlerini de biliyoruz. Darp ve işkenceyle ilgili düzenlenen raporlara hala ulaşamadık. Revir doktorunun o raporlarda neyi yazdıklarını bilmiyoruz. İzmir Tabip Odası’yla birlikte hareket ediyoruz. Bu sadece cezaevi doktoruyla ilgili değil. Bozyaka ile Yeşilyurt’taki gençler için de aynı şey söz konusu olacak. Oradan gelen raporlar muayene tutanakları ise doktorlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız” şeklinde konuştu.

İzmir Barosu’ndan Av. Ceren Şen Tosun ve sınava girecek öğrenciler için Menemen Cezaeviyle görüşen avukatlar, tutukluluk hallerinin devamında üniversite sorularını cezaevine gönderip sınavlarına girebileceklerini  aktardı.

 Cezaevinde hak kısıtlamaları

Cezaevi Komisyonu’ndan sorumlu Av. Ceren Şen Tosun, Buca Kırıklar Cezaevinde gelen hak ihlalleri bilgilerini toplayıp basınla paylaştı. Cezaevinin erişebileceği yayınlarının kısıtlanmasına dikkati çeken Şen Tosun, içeri alınan yayınların satırlarının altının çizilmesiyle yasaklandığına dikkati çekti. Av. Şen Tosun, ayrıca mahkumların 10 saatlik sohbetinin iki saate düşürüldüğünü aktararak “Bir insana yapılan en büyük müdahale özgürlüğünün elinden alınmasıdır. Ve tutuklandıktan sonra tutuklanma şartlarının ağırlaştırılması kabul edilemez. Kırıklar’da hem bize gelen hem de meslektaşlarımızın yaptığı çalışmalarda tüm hak ihlalleri toplandı. Öncelikle süreli ve süresiz yayınların erişim hakları kısıtlanmasıyla karşılaştık. Bu cezaevinin yönetiminin aldığı keyfi bir uygulamadır. Özellikle bu yayınların satırların işaretli olduğu veya elle çizilerek elinden alınması oldu. Süreli ve süresiz basın yayınlarının keyfi uygulamalarla içeri alınmamasıyla karşı karşıyayız” dedi.

İzmir trafiğinde gerginlik: Korna tartışması gözaltı ile sonuçlandı İzmir trafiğinde gerginlik: Korna tartışması gözaltı ile sonuçlandı

Sohbet hakkı kısıtlandı

Av. Şen Tosun, Cezaevi koşullarında sohbet hakkının da kısıtlandığına dikkat çekerek “Ayrıca sohbet hakkının tam olarak uygulanmadıklarını gözlemledik. 10 saatlik sohbet hakkının 2 saate düşürüldüğü, yeterli bir hava sirkülasyonun olmadığına yönelik bilgi aldık. Tecrit söz konusuyken sohbet hakkına çıkarılmadığı, havalandırmaya tek başına çıkarıldıkları, havalandırmada ise yeterli bir hava sirkülasyonun olmadığı ortamda tutulduklarını görüyoruz. Kültürel ve spor faaliyetlerinden faydalanamıyorlar. İzmir gibi sıcak bir yerde vantilatörsüz veya havalandırmanın olmadığı bir yerde ya da atölye ve çalışmalarında gerekli malzemelerin yasak olduğu gerekçesiyle verilmediğini gözlemledik. Burada ciddi sorun ise sağlık hakkının erişimine engel konulması. Çünkü cezaevinden birinin hastaneye götürülmesi en az 3 ay süre alırken hastaneye sevkler ise 7-8 ayı bulmakta. Acil müdahalesi bulunan mahpuslar ise 7-8 ayı bulan hastane sevki yapılamamakta. Bir hasta mahpus, hastaneye götürülürken çift kelepçe uygulanıyor. Çift kelepçe takıldıktan sonra ek bir kelepçe ile biri jandarmanın eline takılıyor ya da bağlanmadan o kelepçeden sürüklenerek götürülmekten kaynaklanıyor. Mahpuslar bunu reddedince hastaneye götürülmeleri reddedilerek tekrar cezaevine götürülüyorlar” şeklinde konuştu.

"Görüş hakları kısıtlanıyor"

Raporun bir diğer aşamasında ise oda temizliği yer alıyor. Şen Tosun, raporun bir diğer kısmını aktararak oda temizliğine dikkati çekti. Av. Ceren Şen Tosun, “Koridorlar her gün temizlenirken koğuşların içeri temizlenmiyor ve temizlik malzemesi de yeteri kadar verilmiyor. Besin malzemeleri de yeteri kadar bulunmamaması gibi yetersiz beslenme de baş göstermiş durumda. Bu sebeple mahpuslar dış kantine maruz bırakılırken, dış kantinde ise fahiş fiyatlar uygulanıyor. Bu da beslenmeye erişimi zorlaştırıyor. Ayrıca görüş hakkının da kısıtlandığı tespit edildi. Cezaevi uygulamasında ve idari gözlemde yargılama mahkemesi gibi karar verdiği için sadece infaz koruma beyanlarıyla mahpuslara disiplin cezaları verilmekte ve hem infazları uzatılmakta hem de görüş hakları kısıtlanmakta. Bu konuda bir açıklık getirirsek, yüksek güvenlikli bir cezaevine kabul edilen bir görüşçü, F1’e kabul edilmiyor” diyerek yasakların keyfi alındığına dikkati 

Kalem genişliğinde havalandırma

Av. Ceren Şen Tosun, “Ağırlaştırılmış cezalar alan mahpusların koşulları daha farklıdır. İçeride bir kalemin geçeceği bir parmaklıkla havalandırma ile çevrelenmiş durumda. Bu hem sıcaklığı içeri çekip hem de hava sirkülasyonunu engelliyor. Bu da yeterli havanın girişini engelliyor. İletişim hakkının kısıtlanması, infaz hakimin kararıyla uygulanmadığı bir yerden bahsediyoruz. Mahpusun başvurusuyla infaz hakiminin görüntülü konuşma, fotokopi teslimi gibi izni verilmiş olsa da cezaevi idaresinin ‘yeterli koşullarımız yok’ diyerek reddedip hakim kararlarının uygulanmadığı bir durum var. Sıcak ve soğuk su litre bazlı verildiğinden ise hem koğuşun ve kişisel temizliğin engellenmesi söz konusu. Aynı zamanda siyasi mahpuslar; DAEŞ, adli ve IŞİD hükümleriyle bir arada tutularak psikolojik bir baskı içerisindeler. Ülke genelinde 10 hükümlü bu tip hapishaneler ve kullanılan tecritinin kaldırılması için de süresiz açlık grevindeler. Sürgün olanlar ise ailelerinden uzaktaki cezaevlerinde oldukları için tamamen iletişimin koparılması sağlanıyor. Böylesi bir imkan varsa ve sevk gerçekleşirse, açlık grevi sona erecek. Bunun da ivedilikle yapılmasını bekliyoruz” dedi.

Muhabir: TURGAY KILIÇ