Dr. Gülser Vardarcı Kacar, yalnızca bir akademisyen değil; aynı zamanda işveren, otizmli bir bireyin ablası, iki çocuk annesi ve sahada aktif bir sanayici. Otizmli bireylerin iş yaşamına kazandırılması için iş koçluğu temelli modelleri destekleyen Vardarcı Kacar, akademik çalışmalarıyla bilimsel zemini güçlendirirken; İzmir Büyükşehir Belediyesi ve sanayi kuruluşlarıyla kurduğu iş birlikleriyle bu modeli sahada hayata geçiriyor. Hem bilim hem pratik hem de vicdan birleştiğinde, kapsayıcı bir toplum mümkün oluyor. Dr. Gülser Vardarcı Kacar, İZ Gazete’ye otizmli bireylerin iş yaşamına katılımında destekli istihdam modellerinin önemini, iş koçlarının rolünü ve kapsayıcı iş yerlerinin toplumsal dönüşümdeki etkisini anlattı.
Otizmli bireyler de artık eğitime ulaşıyor yeter ki şans verilsin
Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin toplumda sıklıkla yanlış anlaşıldığını belirten Vardarcı Kacar, eğitim ve istihdam alanında bu bireyler için yaratılan fırsatların sonuçlarını somut örneklerle anlattı. “Eğitime uygun olmayabilir” diye düşünülen bir otizmli bireyin, iki ay boyunca düzenli olarak düzenledikleri kursa geldiğini ve tüm içerikleri büyük bir başarıyla öğrendiğini söyledi. “Bizi bile şaşırttı,” diyen Vardarcı Kacar, bu başarının temelinde bireyin yalnızca desteklenmesi ve motive edilmesi olduğunu belirtti.
Birlikte gelişiyoruz
Grup psikolojisinin olumlu etkilerine dikkat çeken Vardarcı Kacar, otizmli bireylerin ayrıştırılmak yerine sosyal ortamlara dâhil edilmesinin, hem bireyin hem de grubun gelişimini artırdığını söyledi: “Zannediyorsunuz ki ayrıştırırsak iyi olur. Hayır! Birlikte olunca hem karşısındakinden hem birbirlerinden öğreniyorlar.”
Teknolojiyle kaygıya meydan okumak
Vardarcı Kacar, iş hayatında otizmli bireylerin karşılaştığı belirsizliklerin, onların direnç geliştirmesine yol açtığını fakat bu durumun teknolojik destekle aşılabildiğini aktardı. Örneğin VR gözlüklerle yapılan sanal iş görüşmesi simülasyonlarının, otizmli bireylerin kaygılarını azaltarak onları gerçek iş ortamına ve mülakatlara hazırladığını vurguladı.
Destekli istihdam koçluğu
Vardarcı Kacar, bireylerin iş hayatına geçişlerinde karşılaştıkları zorlukları azaltmak ve işverenleri de desteklemek adına geliştirilen “destekli istihdam modeli”nin önemine vurgu yaptı. Bu modelde bir otizmli çalışana bir iş koçunun atanmasının, süreci hem çalışan hem de işveren açısından kolaylaştırdığını belirtti. Ayrıca bir iş koçunun 4-5 otizmli bireye kadar koçluk verebileceğini de ilave etti. İş Koçların, işe alışma sürecinde bireylerin yanında yer aldığını, görev paylaşımı ve motivasyon konusunda destek sağladığını ifade eden Vardarcı Kacar, bireyler bağımsızlaştıkça iş koçu desteğinin kademeli olarak geri çekildiğini ve otizmli bireyin bağımsız bir biçimde çalışmasının arzu edildiğini söyledi. Bu sistemin, özgüveni artıran ve sürdürülebilir başarıyı teşvik eden bir yaklaşım sunduğunu dile getirdi.
“Otizmli bireyler işlerinde detaycı ve titizdirler, verimlilikleri oldukça yüksektir, rutin ve tekrarlayıcı işlerde oldukça başarıdırlar, çalışma kurallarına üstün derecede uyarlar, işlerine bağlılık ve sadakatleri oldukça yüksek olduğu için personel devir hızı düşüktür ve bunlar işveren bir iş için aradığı özelliktir.”diye ekleyen Vardarcı Kacar Veri girişinden, makine bakımına, misafir hizmetlerinden, ofis görevlerine kadar birçok farklı alanda eğitim almış otizmli bireyin işe girmek için hazırda beklediğini belirtiyor.
Eker Süt Ürünleri’nden kapsayıcı istihdama öncü model
Bursa’daki fabrikasında “Otizmli Bireyler İş Gücünde” adlı istihdam modelini başarıyla uygulayan Eker Süt Ürünleri, bünyesinde görev yapan 13 otizmli personel ve bu personelden sorumlu 4 iş koçu ile Türkiye’de fark yaratıyor. Dr. Vardarcı Kacar’ın da vurguladığı gibi, şirket edindiği deneyim doğrultusunda otizmli bireylerin iş hayatına katılımını artırmak amacıyla diğer firmalara da rol model olarak kapsayıcı istihdam konusunda öncülük ediyor. Tohum Otizm vakfının işbirliğiyle veUzm. Psk. Alperen Aşanbuğa liderliğinde, OBİG uygulamasıyla da işverenlerin otizmli yetişkinlerin işlerini takip etmesine destek oluyor.
Toplumun her kesimine çağrı
Otizmin görülme sıklığının binde 1 oranından 36 bireyde 1 oranına arttığını ve toplumun tüm bileşenlerinin bu sürece dâhil olması gerektiğini belirten VardarcıKacar, “Bizim sadece bireysel değil, toplumsal olarak da bu konuda sorumluluk almamız gerekiyor,” diyerek çağrısını yineledi.
Tablet teknolojileri ile bireyler iş yaşamına hazırlanıyor
Vardarcı Kacar, Dünya genelinde çeşitlilik ve kapsayıcılık politikaları kapsamında geliştirilen teknolojik yaklaşımların Türkiye’de de hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekti. Kacar, tablet teknolojilerinin, bireylerin iş dünyasına hazırlanma eğitimleri almasına ve işe entegrasyonunu kolaylaştırması için etkili araçlar olduğunu belirtti. Yapılan araştırmalardan örnekler veren Vardarcı Kacar, mevcut olarak İBB ile birlikte yürüttükleri İŞ-İN Meslek Kazanımı Programı ile12 otizmli yetişkine tabletle, iletişim teknikleri, insanlararası ilişkiler, kariyer fırsatlarını keşfetme, CV hazırlama, işe başvuru yapmakonularını içeren ve etkileşimli videoların da olduğu eğitimleriverdiklerini ve bunların otizmli yetişkinler tarafından daha hızlı bir şekilde öğrenilip ,iş hayatına hazırlanmalarına yardımcı olduklarını belirtti.
Öğretmenlerin rolü
Vardarcı Kacar, öğretmenlerin dönüşüm sürecindeki rolüne dikkat çekerek, dijital araçların eğitime entegrasyonunun özel gereksinimli bireylerin gelişiminde büyük rol oynadığını belirtti. Tabletler ve diğer dijital teknolojilerin öğrenme sürecini hem hızlandırdığını hem de daha kalıcı hale getirdiğini vurgulayarak, bu araçların sınıf ortamında etkili kullanılabilmesi için öğretmenlerin de bu alanda desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Toplumsal farkındalık için daha fazla diyalog ve katılım
Vardarcı Kacar, ön yargıların yalnızca bireysel çabayla değil, toplumsal iş birliğiyle yıkılabileceğini ifade etti ve ardından şu sözleri ekledi “Ön yargıları yıkmanın yolu daha fazla söyleşi, toplantı, daha çok insana dokunmak ve daha fazla alanda yer almakla mümkün,” Vardarcı Kacar, bu anlayışın ancak ortak bir bilinçle topluma yayılabileceğini vurguladı ve toplumsal düzeyde kabul ve anlayışın artması için herkesin sürece dahil olması gerektiğini belirtti.
Kapsayıcı iş yerleri artık bir zorunluluk
İş dünyasında kapsayıcılığın bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğini söyleyen Vardarcı Kacar, iş gücü açığının yaşandığı bu dönemde işverenlerin yeni bir bakış açısına sahip olması gerektiğini belirtti. “Artık işverenler bireyleri sadece farklılıklarıyla değil, üretken yönleriyle de değerlendirmeli,” diyen. Vardarcı Kacar, kendi şirketlerinin de bulunduğu Ege Serbest Bölge’dede hayata geçirilen bütünleştirici bakış açısıyla firmaların otizmli kişilerin iş dünyasına kazandırdığı dile getirdi. Bu örneklerin, kapsayıcılık ile üretkenliğin bir arada mümkün olabileceğini gösterdiğini vurguladı.