İzTV’de Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel programının konuğu Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar oldu. Yaşar, İzmir’in su ihtiyacı ve Körfez’deki kirliliğe dair konuştu.
Mesele doğru kullanım
Bu senenin yağış ortalamalarına dair konuşan Yaşar, “Bu yıl yalnızca aralık ayında ortalamanın üstünde yağdı. Ancak mesele yağış oranı değil. Nüfus çok arttı. Ancak biz suyu kullanmayı bilmiyoruz. İzmir su konusunda fakirin de fakiri. Çok kötü su kullanımımız nedeniyle sorun yaşıyoruz. 2020’den itibaren kurak bir dönem yaşıyoruz. Kuraklık demek ekonomik kriz demektir. Tahtalı Barajı yüzde 80 doluyken bile suyu kuyulardan çekiyorduk. Yeraltı sularının en ihtiyaç duyulan zamanda kullanılması gerekiyor. Bu kadar su çekilince artık dev obruklar görmeye başladık. 2007-2008 döneminde tahtalı yüzde 1’leri gördü. Dibi gördük. Şu anda yüzde 15’lerde. Şu anda yağış rekorlarının kırılması gerekiyor ki su seviyesi yüzde 30’lara çıksın. Ama dediğim gibi mesele yağış değil suyun doğru kullanımıdır” ifadelerini kullandı.
Kirlilik için ne yapılmalı?
Körfez’deki kirlilik konusuna da değinen Prof. Dr. Yaşar, herhangi ciddi bir çalışmanın yapılmadığını ifade ederek şunları söyledi: “Türkiye’de ilk balık ölümleri 1955’lerde görülüyor. Günümüze geldiğimizde 2000’lerde uyarılarımızı yaptık. Tehlikenin geleceğini söyledik. Arıtmaları çalıştırın dedik. Derelerin altındaki betonların kırılmasını istedik. Derelerin altını betonla kaplamak bilimsel katliamdır. Ağustos ayında tüm zamanların en kirli dönemini yaşadık ve balık ölümleri bir ay devam etti. Bu kadar uzun süreli hiç olmamıştı. Çünkü Körfez kirlilik konusunda doyum noktasına ulaştı. İzmir’in çözülebilecek en kolay sorunu Körfez kirliliğidir. Çünkü 2002 yılında gördük. Çözümsüzmüş gibi gösteriyorlar. Arıtmaların çalışması yeterli. Ama Büyükşehir Belediyesi’nde bu konuda çalışacak bilim insanları yok. Körfez’den 85 bin ton çamur çıkarttık diyorlar. Bunun 15 yıl önce yapılması gerekiyordu. Şimdiki yönetimin kucağına bırakıldı. Ancak Körfez’deki kirliliğin bununla hiçbir ilgisi yok. Yapılacak tek şey arıtmaların devreye girmesi ve dipteki ucube betonların kırılması. Bir yılın sonunda Göztepe’ye kadar yüzülebilir. Ocağın sonuna geldik kirlilik aynı hızla devam ediyor. Havalar birazcık ısınınca yine deniz marulları patladı. Bu doygunluğu gösteriyor. Şu ana kadar Körfez’le ilgi yapılan hiçbir ciddi çalışma yok.”