İzmir’in en küçük ilçesi olan Beydağ, Küçük Menderes Havzası’nın verimli toprakları üzerinde yer almaktadır. Güneyinde Beydağ Dağı’nın eteklerinde konumlanan ilçe, Nazilli, Ödemiş, Kiraz ve Sultanhisar gibi komşu ilçelerle çevrilidir. Turizm açısından fazla bilinmemesine rağmen, doğa severler için çeşitli aktivite imkanları sunmaktadır.
Beydağ, özellikle yaz aylarında Beydağ Barajı ve Ovacık Yaylası gibi doğal güzellikleriyle dikkat çekmektedir. Baraj çevresinde yer alan tesisler, ziyaretçilere günün her saati dinlenme ve yemek imkanı sağlamaktadır. Beydağ Kalesi, Küçük Menderes Nehri üzerindeki Kemerli Köprü ve Taşavra Nehri üzerindeki Taş Köprü, bölgedeki tarihi ve doğal zenginliklerden sadece birkaçıdır.
Doğa aktiviteleri açısından zengin bir bölge olan Beydağ, olta balıkçılığı ve yamaç paraşütü gibi sporlarla da öne çıkmaktadır. Özellikle Aydın Dağları ve Karlık Mevkii, yamaç paraşütü tutkunları için ideal alanlar sunarken, Beyköy Mahallesi ve Karlık Mevkii’nde doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz.Beydağ, doğal ve tarihi dokusuyla, sakin bir tatil arayanlar için keşfedilmeyi bekleyen bir rota olarak öne çıkmaktadır.
Beydağ'ın tarihçesi nedir?
İzmir’in en küçük ilçesi olan Beydağ, tarihi ve coğrafi özellikleriyle dikkat çekmektedir. Batısında Ödemiş, doğusunda Kiraz ilçeleriyle çevrili olan Beydağ, güneyde Aydın iliyle komşudur.
Tarihi kaynaklara göre, Beydağ’ın geçmişi Milattan Önce 3000 yılına kadar uzanmaktadır. Tunç Çağı'na ait izlere rastlanan bölgede, sırasıyla Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Persler egemenlik kurmuş. M.Ö. 334’te Makedonya Kralı Büyük İskender’in eline geçen Beydağ, M.Ö. 133’te Roma İmparatorluğu’nun bir parçası haline gelmiştir. Roma döneminin ardından Bizans hakimiyetine giren ilçe, o dönemde “Palaiapolis” olarak bilinmekteydi.
Bizans’ın ardından Türkler’in egemenliğine giren Beydağ, önce Aydınoğulları Beyliği’ne, 1426’dan itibaren ise Osmanlı İmparatorluğu’na bağlandı. Evliya Çelebi’nin 17. yüzyılda kaleme aldığı seyahatnamesinde, Beydağ’ın o dönemde “Biyanbol” adıyla bilindiği ve pamuk dokumacılığıyla meşhur olduğu belirtilmektedir.
Cumhuriyet döneminde Beydağ, İzmir'in diğer ilçeleriyle birlikte Kurtuluş Savaşı’nda önemli bir direniş merkezi haline gelmiştir. 30 Ağustos 1922’deki Büyük Taarruz sonrasında Yunan kuvvetleri bölgeden tamamen çekilmiştir.
Beydağ, 1987’de Ödemiş’e bağlı bir bucakken, bu tarihten itibaren ilçe statüsüne kavuşmuştur. Bugün tarım ve hayvancılıkla geçinen Beydağ, Küçük Menderes Nehri ve verimli topraklarıyla bölgenin önemli tarım merkezlerinden biri olma özelliğini sürdürmektedir.