İzmir’in kuzeyinde yer alan Aliağa, tarihi zenginlikleri ve hızla gelişen sanayisiyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Bergama, Foça, Menemen, Manisa ve Ege Denizi ile çevrili olan bu ilçe, antik İzmir ve Bergama uygarlıklarının izlerini taşımaktadır. Ege kıyılarındaki Aiolis kentleri arasında yer alan Aigai, Kyme, Myrna ve Gryneion, bölgenin kültürel geçmişine ışık tutarak tarih meraklılarının ilgisini çekmekte. 1982’de ilçe statüsüne kavuşan Aliağa, tarıma dayalı ekonomisini sanayi ve liman işletmeciliği ile çeşitlendirmiştir. Bugün Türkiye’nin önemli sanayi bölgelerinden biri haline gelmiştir.
Aliağa, doğal güzellikleriyle de öne çıkmaktadır. Güzelhisar Deltası’ndaki Aliağa Kuş Cenneti, 27 hektarlık sulak alanında 103 kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Aigai Antik Kenti, M.Ö. 2. yüzyıldan kalma kalıntıları ile tarih meraklılarını ağırlamaktadır. Kyme Antik Kenti ise deniz kenarındaki konumuyla dikkat çekmektedir. Gryneion Antik Kenti, Apollon Tapınağı ile geçmişte önemli bir kehanet merkezi olmuştur.
Aliağa ayrıca, Uçansu Şelalesi ve Şakran Plajı gibi doğal güzellikleriyle de ziyaretçilerini bekliyor. Uçansu Şelalesi, doğa tutkunları için harika bir deneyim sunarken, Şakran Plajı yaz aylarında geniş kumsalı ve temiz denizi ile yoğun ilgi görmektedir. Aliağa, tarih ve doğanın bir arada bulunduğu, keşfedilmeyi bekleyen bir adeta cennet gibi bir ilçedir.
Aliağa adı nereden gelmiştir?
Aliağa'nın tarihi, ismini Ali Ağa adlı bir çiftlik sahibinden almaktadır ve bu geçmişin 4. Murat dönemine kadar uzandığı bilinmektedir. IV. Murat, Bağdat'tan zafer alayı ile dönerken, Bağdat Savaşı'nda Osmanlı Ordusu’na destek verenleri yanına alarak Batıda geniş topraklar bağışlamıştır. Bu bağışlar sırasında bölge, Arapoğulları'ndan Abdül Kerim Ağa’ya verilmiştir. Abdül Kerim Ağa'nın vefatının ardından, toprakları dört oğlu arasında paylaşılmıştır. Oğullardan Kuzu Beyi ve Kerim Ağa Kuzubeyli taraflarına, Çelebi Bey ve Ali Ağa ise Aliağa’ya yerleşmiştir. Ali Ağa'nın soyu, Abdül Kerim Ağa, Çelebi Ağa, Ali Ağa ve Kuzu Beyi gibi isimlerden oluşmakta ve bu soylar Bergama, Bölcek Köyü, Turanlı Alibey ve Çandarlı gibi bölgelere dağılmıştır.
Bir efsaneye göre, çiftliğin sahibi Ali Ağa, İstanbul’da işlediği bir suç nedeniyle ölüm cezasına çarptırılır. Ancak, Avustralyalı Baltacı Edwars (sonradan Müslüman olup Kenan adını almıştır) tarafından bu cezadan kurtarılır. Ali Ağa, bu yaşam bağışının ardından adını değiştirmemek şartıyla çiftliğini Edwars’a bırakır. Edwars, burada üç katlı bir malikâne inşa ettirir; bu yapı, Aliağa'nın bilinen ilk yapısı olmuştur. 1922 yılında, İngilizler tarafından kıyının top ateşine tutulması sonucu bu binanın üçüncü katı yıkılır. 1933 yılında İzmir Valisi Kazım Dirik, bu malikâneden ilkokul yapma kararı alır. 1972'de ise yapı tamamen yıkılarak yerine Atatürk İlkokulu inşa edilmiştir.