İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konukları; Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV) Genel Sekreteri Bülent Şık ve Akademik İşer Koordinatörü Serkan Turgut oldu. Programda, İzmir’in toplumsal nabzını ölçmek için BAYETAV tarafından ‘yoksulluk’ temasıyla hazırlanan 2025 Şubat Barometresi’nde İzmirlinin sorunlarına değinildi. BAYETAV tarafından hazırlanan rapor kapsamında yoksulluk dışında İzmirlilerin en büyük sorununun ne olduğuna yönelik konuşan Turgut, “İzmir’de en çok öne çıkan meselelerden biri, bu sefer en üst sırada yer aldı, ulaşım. Toplu taşımayla ilgili sorunlar çok fazla. Bununla bağlantılı olarak trafik de büyük bir sorun olarak görülüyor. 10 kişiden 4’ü bu soruna dikkat çekmiş. İkinci sırada temizlik ve çevre düzenlemesi geliyor. Binalar yükseliyor, araç sayısı artıyor ama yollar aynı. Otopark sıkıntısı da buna dâhil. Altyapı da üçüncü sırada yer alıyor. Çok negatif bir bakış var bu konuda” dedi.
Güllük gülistanlık değil
Bir arada yaşama noktasında İzmir’in nasıl bir dinamiğe sahip olduğunu da yanıtlayan Turgut, “İzmir zihnimizde kozmopolit ve özgür bir şehir olmakla özdeş bir yerde. Bu genelde tarihsel bir yere dayanır. Burası çok fazla gayrimüslimin, Ermeni’nin, Yahudi’nin, Levanten’in yaşadığı bir şehir olmasıyla övünür. 1920’lerden sonra çok dinli yapıların ortadan kalktığı görülür. İzmir bugün de kozmopolittir. Bugün aklımıza mülteciler, Kürtler, Ruslar, Avrupalılar geliyor. Bir arada yaşam meselesindeki algıya bakarsanız en pozitif düşüncenin üst gelir grubu ve eğitim seviyesi yüksek kesimde vardır. Araştırma verileri bunu söylüyor. Bir de İzmirli olanlar bunu düşünüyor. Ancak negatif düşünce kısmına bakarsanız, politik akstan ele aldığımızda örneğin İzmir’in farkı din ve mezhepteki insanların özgür yaşadığı bir şehir olup olmadığı sorusuna Cumhur İttifakı taraftarları düşük puan verdiğini görüyoruz. Bunu şöyle tanımlıyorum; özgürlük, adalet gibi iyi özellikleri açısından İzmir Türkiye’nin diğer şehirleri açısından daha iyi durumda ancak ayrımcılık gibi negatif unsurlar açısından ülkenin geri kalanından çok da farklı değil. Yani şöyle görmek lazım, evet her şey güllük gülistanlık değil, üstünde çalışılması gerekiyor ama çok da kötü durumda değil” ifadelerini kullandı.
