Aliağa-Manisa yolu üzerinde, Aliağa'ya yaklaşık 13 kilometre mesafede bulunan Uzunhasanlar Köyü, bölgenin en eski yerleşimlerinden biri olarak bilinmektedir. Köyün kuruluşuna dair farklı rivayetler olsa da, resmi kayıtlarda 1721 yılında "Karye-i Uzun Hasanlu" adıyla anıldığı bilinmektedir.
![](https://izgazetenet.teimg.com/izgazete-net/uploads/2025/02/izmirin-tarih-kokan-koyu-uzunhasanlar-1.jpg)
Uzunhasanlar Köyü'nün tarihçesi
İlk dönemlerde Saruhan Sancağı'na (günümüzde Manisa ili) bağlı olan köy, daha sonra Menemen'in Aliağa Nahiyesi'ne, günümüzde ise Aliağa ilçe belediyesine bağlanmıştır. 1808-1809 yıllarına ait kayıtlarda "Uzun Hasanlar Karyesi" olarak geçen köyün, o dönemde 10 hane olduğu belirtilmektedir.
Uzunhasanlar Köyü, özellikle su kuyuları ile tanınır. Osmanlı döneminde hayırseverler tarafından yaptırılan bu kuyular, köyün su ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, kültürel bir miras olarak da önem taşır. Günümüzde de kullanılan bu kuyular, köyde bir gelenek haline gelmiştir.
![](https://izgazetenet.teimg.com/izgazete-net/uploads/2025/02/izmirin-tarih-kokan-koyu-uzunhasanlar.jpg)
Tisna Antik Kenti
Köyün kuzeydoğusunda yer alan Koca Kale Tepe ve Sarı Kale Tepe bölgeleri, 2015 yılında 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenmiştir. Yapılan yüzey araştırmalarında, Erken Demir Çağı'ndan Bizans Dönemi'ne kadar kesintisiz bir yerleşim olduğu tespit edilmiştir. Bu alanın, antik Tisna kenti olduğu düşünülmektedir.
![](https://izgazetenet.teimg.com/izgazete-net/uploads/2025/02/izmirin-tarih-kokan-koyu-uzunhasanlar-2.jpg)
Günümüzde Uzunhasanlar Köyü
Yaklaşık 100 haneden oluşan köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Güzelhisar Çayı'nın sınırlı suları ve artezyen kuyuları kullanılarak sulu tarım yapılmaktadır. Ayrıca, köyün bir kısmı Aliağa ve çevresindeki sanayi bölgelerinde çalışmaktadır. Aliağa'ya yakınlık, köyden kente göçü engellemiş, hatta evlilik yoluyla tersine bir göçün yaşanmasına neden olmuştur.
Güzelhisar Barajı'nın yapılmasıyla su kaynakları kesilen köy, kuru tarıma yönelmek zorunda kalmıştır. Ayrıca, çevresindeki bazaltik andezit taş ocakları da köyü tehdit eden unsurlar arasındadır. Ancak, köyün tarihi ve kültürel değerlerinin korunması için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.