Semra İğtaç- İzmir'de boşanma aşamasındaki eşi Serdar Karamus tarafından parkta tabancayla öldürülen Gözde Madi'nin davasının ikinci duruşması bugün Karşıyaka Adliyesi'nde görüldü. Mahkeme, sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair Adli Tıp raporunun beklenmesi nedeniyle duruşmayı 12 Kasım 13.30'a erteledi. Ayrıca, boşanma davasının incelenerek olayların davaya etkisi değerlendirilecek.

Gözde Madi’nin boşanmak istediği eşi tarafından öldürülmesi davasında, sanığın akli dengesi ile ilgili rapor bekleniyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve İzmir Kadın Meclisleri, davada adalet sağlanana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti. Duruşma öncesi, "Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu" ve "Kadın Meclisleri" adına yapılan basın açıklamasında Tülin Osmanoğulları, Gözde Madi’nin boşanmak istediği eşi tarafından vahşice öldürüldüğünü vurguladı. Osmanoğulları, koruma kararlarına rağmen Gözde’nin sürekli tehlike altında olduğunu, fakat gerekli önlemlerin alınmadığını belirtti.

Gerçekleştirilen basın açıklamasında şu konulara değinildi:

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Kadın Meclisleri olarak bugün, boşanmak istediği erkek tarafından vahşice öldürülen Gözde Madi'nin cinayet davası için buradayız. Gözde, şiddet gördüğü evliliğinden kurtulmak için boşanma davası açtı. Gözde'nin öldürüldüğü sırada koruma kararı ve uzaklaştırma kararı vardı. Ancak buna rağmen, Gözde'nin her gün annesi işe götürüp getiriyordu. Normal koşullarda koruması olan bir kadını, annesi neden işe götürsün, getirip korumaya çalışsın? Ne yazık ki, Gözde’yi katil tuzak kurarak öldürdü.

Gözde'yi korumakla görevli olanlar ve 6284 sayılı yasayı etkin bir şekilde uygulamakla sorumlu olanlar o esnada ne yapıyordu? Kadınların soyadıyla uğraşıyorlardı. Şunu söyleyeyim: Kadının evliliğinden önceki soyadını kullanması, aile birliğini bozma olarak değerlendiriliyor. Ailenin rengi erkektir diyorlar ya... İşte, bu sözlere rağmen Gözde, koruma kararı olmasına rağmen katil tarafından öldürüldü.

Gözde'nin annesi, kızının katilin soyadını taşımasını istemediği için Gözde'nin evlenmeden önceki soyadı olan Madi'yi kullanmayı tercih etti. Sokak ortasında bir kadın kardeşimiz öldürüldü, yine boşanmak istediği için öldürüldü. Aile Bakanı ilk defa bir tweet attı ve kınadı. Binlerce insan, o kadın kardeşimiz sokak ortasında öldürülürken tweet atıp kınadı. Ancak Aile Bakanı'nın görevi tweet atıp kınamak değil, 6284 sayılı yasayı etkin bir şekilde uygulayıp o kadınları korumaktır.

Bu kadınlar neden öldürülüyor biliyor musunuz?

Bu kadınlar, 6284 sayılı yasa etkin uygulanmadığı için ve aile odaklı politikalar, kadını ve çocuğu güçlendirmek yerine evin reisi olan erkeği güçlendirmek için uygulanan politikalar yüzünden öldürülüyor. Gözde'nin ailesine, iletişimde olduğumuz ilk günden itibaren şu sözü verdik: Gözde'ye adalet sağlanana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız. Burada emsal bir karar çıkana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız.

Evimin önünde vurdu

Bizim yerli ve milli 6284 sayılı yasamız var. Ancak bu yasa etkin uygulanmadığı sürece, bu sokaklara, bu mahkemelere adalet sağlanana kadar baş bırakmayacağız. Gözde için de adalet sağlanana kadar burayı terk etmeyeceğiz.

Gözde Madi'nin annesi Gülhan Madi ise İZ Gazete'ye yaptığı açıklamada, kızının yaşadığı süreci ve ailenin verdiği mücadeleyi anlattı. Gülsüm Madi, kızının koruma kararı ve uzaklaştırma kararına rağmen evinin önünde öldürüldüğünü söyledi. "Gözde’ye hiçbir şey engel olmadı. Evimin önüne geldi, evimin önünde vurdu," diyerek kızının ölümünün nasıl gerçekleştiğini gözyaşları içinde anlattı.

Anne Madi, Gözde’nin sürekli yanında olmaya çalıştıklarını ve kızını işten almak için babasıyla birlikte her gün uğraştıklarını belirtti. Ancak, cinayet günü Gözde'nin komşusunun kızıyla eve döndüğünü ve parkta telefonla konuşurken Serdar Karamus'un saldırısına uğradığını söyledi. Gözde'nin saldırıya uğradığı anları anlatırken, "Bırak kolumu deyince dört el silah sesi peş peşe geldi," sözleriyle yaşadığı acıyı dile getirdi.

Gülhan Madi, devletin daha etkin tedbirler alması gerektiğini vurguladı ve kızının yaşadığı zulmü anlattı. Kızının evin kontratı, telefon, elektrik gibi tüm masrafları üstlendiğini ve tüm bu sorumlulukları taşıdığını belirterek, "Kızım eve kaçıp bir şiddet, zulüm, işkence hepsi vardı," dedi.

Gözde'nin annesi, sanığın en ağır cezayı almasını istediğini belirterek, ruhsatsız silah taşımanın yaygın olduğunu ve bu durumun önlenmesi gerektiğini söyledi. "Başka Gözde’ler ölmesin," diyerek çocuğunun hakkını sonuna kadar arayacağını ifade etti..

Muhabir: Semra İğtaç