Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangın faciası sonrası kamu kurumlarının davranışlarına ve getirilen basın yasağına tepki gösterdi. Federasyon, yaşanan trajedilerin sorumlularının hesap vermemesi ve cezasızlık kültürünün yayılmasıyla ilgili endişe duyduklarını söylerken, yetkililerden olayla ilgili şeffaf ve tutarlı bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasını istediklerini belirtti.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun basın açıklaması şu şekilde:
“Acımız ve öfkemiz çok büyük. Kamu kurumlarının üzerine sinmiş denetimsizlik, hesap vermeme, sorumluluk almama ve görev ihmali kültürü bu acıya giden yolu açtı. 13 Mayıs 2014’teki Soma faciasında, 30 Ekim 2020’deki İzmir depreminde ve 6 Şubat 2023’teki deprem felaketinde de benzer ihmaller ve sorumsuzluklarla karşı karşıya kaldık. Hiçbir kurum sorumluluk almadı, hiçbir yetkili hesap vermedi. Hayatlarımız her geçen gün daha değersizleşiyor, hesap verebilirlik ilkeleri hiçe sayılıyor ve cezasızlık kültürü norm haline geliyor. Bu sonu gelmeyen önlenebilir felaketler herkesin her şeye yetkili, ancak kimsenin hiçbir şeyden sorumlu olmadığı çürümüş bir sistemin sonucudur. Bu böyle gitmez!
Basın yasağı sansürdür!
Kartalkaya faciasının ardından getirilen basın yasağı açık bir sansürdür. Bu yasak, halkın haber alma hakkına doğrudan bir müdahale olmuştur ve kamuoyunu bilgilendirme görevi olan medya susturulmuştur. Medya, ihmallerin ve sorumsuzlukların üzerini örtmek için bir araç haline getirilmiştir. Yaşanan her toplumsal olayda ilk önlem olarak getirilen basın yasağı yalnızca ihmallerin sorumlularını korumaya ve gerçekleri gizlemeye hizmet etmektedir ve vazgeçilmesi gereken bir uygulamadır.
Taleplerimiz
Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangın felaketine ilişkin resmi açıklamalarda, kurumlar arasında çelişkiler gözlemlenmektedir. Örneğin, bazı devlet kurumları ölüm sayısını 66 olarak bildirirken, diğerleri 78 veya 79 olarak belirtmektedir. Bu tutarsızlıklar, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından ciddi endişe yaratmaktadır. Bu nedenle, yetkililerden aşağıdaki bilgilerin şeffaf, tutarlı ve ayrıntılı bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz:
• Hayatını kaybedenlerin sayısı: Kesin ve güncel rakamların açıklanması.
• Yaralıların durumu: Kaç kişinin ağır yaralı olduğu, yanık oranları ve tedavi süreçleri hakkında bilgi verilmesi.
• Otelde konaklayanların listesi: Toplam 233 misafirin tam isim listesi, kimlik tespiti yapılanlar, yaralılar ve sağ kurtulanların açık bir şekilde belirtilmesi.
Bu bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması yalnızca kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından değil, aynı zamanda kamu vicdanının onarılması ve facianın bir parçası olan her bir kişinin yalnızca bir istatistikten ibaret olmadığının hatırlanması için hayati önem taşımaktadır. Yaşanan trajedinin insani boyutu göz ardı edilmeden, sorumluların hesap vermesi ve adaletin tesis edilmesi gerekmektedir.
İstifa çağrısı
Yaşanan bu facianın ardından, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı istifaya çağırıyoruz. Her iki kamu görevlisi de yaşananlardan sorumludur. Bu nedenle, ihmallerin ve denetim eksikliğinin sorumluluğunu üstlenmeli, vicdanları daha fazla yaralamadan istifa ederek kamuoyuna hesap vermelidirler.
Hukuki mücadelemiz sürecek
Olayın tüm yönleriyle açığa çıkarılması, faciada ihmali bulunan herkesin tespit edilerek adalet önünde yargılanması ve hak ettikleri cezalara çarptırılması için bu sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Kamu vicdanının onarılması, adaletin sağlanması ve benzer felaketlerin önlenmesi adına mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”