Bursa Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Biçer’in, evine giderken hasta yakınlarının saldırısına uğramasına tepki gösteren TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “AKP iktidarının uyguladığı yanlış politikalar sonucunda ülkemizde sağlıkta şiddet sorununun artması ve konunun çözülmemesi kabul edilebilir değildir. Doktorlarımızın ve sağlık emekçilerimizin sistematik bir biçimde şiddete maruz kalmasının en önemli nedeni, iktidarın ve Saray yönetiminin ötekileştirme ve cezasızlık politikalarının yanı sıra 2002 yılından itibaren uygulamaya koyduğu Sağlıkta Dönüşüm Programıdır. Bu program, sağlık sistemini adım adım çöküşe götürmüş ve bu durumun sonucu olarak da hiçbir surette onaylamayacağımız görüntülerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bugün artık emeği değersizleştirilen, ekonomik, sosyal ve özlük hakları azaltılan, mesleği itibarsızlaştırılan sağlıkçılara yönelik şiddet ne yazık ki yaygınlaşmıştır” değerlendirmelerinde bulunmuştur.

“Giderlerse gitsinler” demenin bedeli, doktorsuz kalıp yurttaşına bakacak doktor bulamamaktır!"

Öncelikle Prof. Dr. Murat Biçer’e geçmiş olsun dileklerini ileten CHP İzmir Milletvekili Beko; saldırıyı gerçekleştirenlerin hukuk önünde hesap vermeleri ve adaletin sağlanması gerektiğini belirtti. Konunun tüm tarafları ile birlikte hızlıca çözüme kavuşturulması ve şiddet sorununun derhal çözülmesi gerektiğinin altını çizen Beko; “Sağlıkta şiddet vakalarının azalabilmesi için en başta Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla bozulan sağlık sistemi ve bu nedenle de günbegün ağırlaşan çalışma koşulları düzeltilmelidir. Bunun yanı sıra da sağlık çalışanlarına yönelik aşağılayıcı, itibarsızlaştırıcı, doktor ve hastayı karşı karşıya getiren söylemlerin son bulması gereklidir. Sizin de hatırlayacağınız üzere; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘giderlerse gitsinler’ diyerek sağlık çalışanlarını ve doktorlarımızı açıkça hedef haline getirmiş ve bu şiddet zeminine yer açmıştır. Bu ve bunun gibi söylemleri kabul etmek mümkün değildir. Acilen bu gibi söylemlerden vazgeçilmeli, bu alanda yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. OHAL döneminde kamudan ihraç edilen ve daha sonra da intihar eden arkadaşlarımızı da unutmayalım. Doktor yetersizliğinden insanlar var olan hastanelere MSR üzerinden 2-3 ay sonraya randevu alabiliyorlar. Bu da bize özetle Saray yönetiminin sağlıklı bir sağlık politikasının olmayışını göstermektedir.’

Hedeflerimiz arasında

Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla bozulan sağlık sistemi ve bu nedenle de günbegün ağırlaşan çalışma koşullarının ancak Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakı'nın politikaları ile düzeltilebileceğinin anlaşıldığını vurgulayan Beko; “Yaklaşan seçim ile birlikte bu konuda da bizler gerekli çalışmaları yapacak ve sağlık alanı başta olmak üzere şiddete sıfır tolerans politikası ile konunun çözüme kavuşmasını sağlayacağız. Tüm sağlık emekçilerine insanca yaşayabilecekleri, emekliliğe de yansıyan, yoksulluk sınırının üzerinde bir temel ücretin verilmesini sağlayacak, ayrıca ek göstergelerinin 3600'den 7200'e kadar kademeli olarak yükseltilmesini de sağlayacağız. Sağlıktaki personel sayısının kadrolu, güvenceli istihdamla OECD ortalamasına çıkarılması; atanamayan sağlıkçıların sorunlarının çözülmesi, yanı sıra da özel sağlık kuruluşları da dâhil hiçbir alanda taşerona yer verilmemesi de hedeflerimiz arasındadır. İktidarımız ile birlikte, sağlığa merkezi bütçeden daha fazla pay ayrılmasının sağlanması, yurttaşların, parası kadar sağlık hizmeti alır hâle geldiği bu düzenin değiştirilmesi de sağlanacaktır. Sağlıkta şiddet Millet İttifakı ile bitecek! Sana Söz Türkiye; Sağlıkta da Baharlar Gelecek!” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Duygu Kaya