SEMRA İĞTAÇ- İzmir’in tarihi çarşısı Kemeraltı’nda Hisarönü Bölgesi, yüzyıllardır devam eden çiçekçilik geleneğiyle dikkat çekiyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren hareketlenen çarşıda, begonvilden menekşeye, Çeşme yasemininden cam güzeline kadar birçok çiçek satılıyor. Eskiden gazeteye sarılıp filelere konularak taşınan çiçekler, bugün de nostaljik bir atmosfer içinde alıcılarını bekliyor. Hisarönü, çiçek satışının yanı sıra tespih, hac-umre malzemeleri ve hediyelik eşyaların da merkezi haline gelmiş durumda. Bölge esnafı, Hisarönü’nün sadece bir ticaret noktası değil, İzmir’in kültürel mirasının bir parçası olduğunu vurguluyor.
İzmir’in en önemli çiçek merkezlerinden biri olan Hisarönü’nde 25 yıldır çiçekçilik yapan Osman Doğca, bu mesleğin kendisi için bir nostalji olduğunu söylüyor. Doğca, “Biz sadece çiçek soğanları veya canlı çiçek değil, her çeşit çiçeği satıyoruz. Hisarönü, çiçekle özdeşleşmiş bir yerdir. İnsanlar buradan çiçek almadan geçmez. Burası İzmir için bir nostalji, çocukken annesine babasına buradan çiçek alıp götüren insanlar, bugün aynı geleneği sürdürüyor” diyor.
Çiçek satışının yılın 12 ayı sürdüğünü belirten Doğca, mesleğin zorluklarını da anlatıyor:
“Yağmur, çamur demeden buradayız. Turistik bir bölge olduğu için belediyenin buraya özel çiçek tezgâhları yapması iyi olurdu. Hisarönü’nde çiçek almak bir gelenektir, 80 yaşındaki biri de 10 yaşındaki çocuk da buranın çiçekçilerini bilir. Çiçek, insanları mutlu eden bir şeydir. Çiftler gelir, biri diğerine hediye alır, biz de onların mutluluğunu paylaşırız.”
50 yıllık bir aile geleneği
Hisarönü’nde çiçekçilik yapan bir diğer isim ise 62 yaşındaki Esat Bayankulu. Kendisi de babasından ve dedesinden öğrendiği çiçekçilik mesleğini sürdürüyor. Çocukluğundan beri bu işi yaptığını anlatan Bayankulu, “50 yıldır bu işi yapıyorum, ilkokuldayken babama yardım ederdim. Babamın babası da burada çiçekçiydi. Bizim ailemiz en az 100 yıldır bu bölgede çiçek satıyor. Eskiden Kemeraltı’nda çiçek satışı çok erken saatlerde başlardı. Sabah yedide tezgâhlarımızı kurar, çiçeklerimizi sergilerken büyüklerimiz ve müşterilerimiz de gelmeye başlardı. O zamanlar poşet kullanılmazdı, çiçekler gazeteye sarılır, filelere yerleştirilirdi. Küpe çiçekleri, begonviller, cam güzelleri, menekşeler, auakalar, Çeşme yasemini ve Maviş gibi çiçekler en çok tercih edilenlerdi. Sabah saat 10-11 arasında herkes ihtiyacını alır, öğleden sonra ise saat 13.00-14.00 gibi bankadan çıkan resmi daire çalışanları balkonlarını süslemek için çiçeklerini seçerdi. Sürekli bir hareketlilik vardı ve bu canlılık çarşıya ayrı bir güzellik katardı. O dönemde oluşturduğumuz güzel bir düzenimiz vardı ve biz hâlâ onu yaşatmaya çalışıyoruz. Günümüzde çiçek satışının yanı sıra tespih, hac-umre malzemeleri ve hediyelik Yasin kitapları da satıyoruz. Hisarönü, bu tür manevi ve nostaljik hediyeler almak isteyenlerin uğrak noktası olmaya devam ediyor.”diyor.
Eskiden ithal çiçek olmadığını, herkesin yerli çiçeklerle satış yaptığını belirten Bayankulu, “Biz çiçeklerimizi Urla’da yetiştirirdik, Bayındır’daki üreticilerle çalışırdık. İzmir’in ilçelerine, İstanbul’a kadar çiçek gönderirdik. Doğal çiçekler vardı, her şey daha samimiydi” diye ekliyor.
Hisarönü’nün çiçekle olan bağı
Hisarönü, tarih boyunca çiçek satışıyla anılan bir bölge oldu. Hisar Camisi ile Fevzipaşa Bulvarı arasında yer alan bölge, Osmanlı döneminde “Kale İçi” olarak da biliniyordu. Camiyi çevreleyen esnaf yapısı içinde çiçekçiler de önemli bir yer tutuyordu. Bugün bile buradan geçen İzmirliler, bir buket çiçek alarak sevdiklerini mutlu etmeyi sürdürüyor.
Hisarönü çiçekçileri, modernleşen İzmir içinde geleneklerini yaşatmaya devam ediyor. Çiçeklerin sadece bir süs değil, duyguların en güzel ifadesi olduğunu söyleyen çiçekçiler, mesleklerini nesilden nesle aktarmaya kararlı.