Konak Belediyesi tarafından Güney Mahallesi’nde hazırlanan 1149 No’lu İmar Parselasyon Planı, mahalle sakinlerini ikiye böldü. Mahalle muhtarı Akın Öz ve projeyi destekleyen bazı yurttaşlar, 40 yıllık Tepecik’in kaderinin bu projeyle değişeceğini savunuyor. Öz, dönüşüm öncesi doğal gazın mahalleye geldiğini, çevrede Büyükşehir Belediyesi hizmet binası, modern bir sağlık ocağı, pazar yeri ve yakında yapılacak bir spor sahası bulunduğunu belirterek, “Yaşanabilir evlerde çocuklarımızı daha iyi koşullarda büyüteceğiz” diyor. Uyuşturucu ile mücadeleye katkı sunacağını ve Mahallenin İzmir’e örnek bir yerleşim alanı olacağını düşünüyorlar.
Ancak projeye karşı çıkanlar da az değil. Başını Güney Mahallesi Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Hüseyin Heptepe’nin çektiği grup, planın içinde yer alan 3 emsalli yapının 5 emsale çıkarılabileceğini iddia ederek, bunun rant yaratacağını ve hak kayıplarına yol açacağını savunuyor. Tapulu mülklerin göz ardı edildiğini dile getiren Heptepe, süreci önce idari mahkemeye, ardından gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını söyledi.
Tepecik’te “dönüşüm” ile “direniş” arasındaki bu mücadele, önümüzdeki süreçte daha da büyüyecek gibi görünüyor. Mahalle, İzmir’in kentsel dönüşüm sürecinin en çarpıcı örneklerinden biri olmaya aday.
“Deprem riski büyük, evler dayanıklı değil”
Tepecik’te ismini vermek istemeyen bir esnaf, hem mahallesinin riskli yapılarından hem de dönüşüme karşı oluşan direnişten dertli. “Zarar görecek olsam da dönüşüm gelsin” diyor ama sürece dair endişeleri de büyük. Sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Esnaf olduğum için konuşmak istemiyorum ama burada yaşananları görmemek mümkün değil. Burada çoğu kişi kiracı, tapusu olmayan evlerde oturuyorlar. Niye oturmasınlar? Seviniyorlar haliyle, ama çoğu kiracı kentsel dönüşüm olmasını istemiyor. Bazıları kaçak elektrik kullanıyor. Benim tapum da var, dükkanım da. Eninde sonunda buraya kentsel dönüşüm gelecek, gelmesi de gerekiyor. Belki dönüşüm olursa ben dükkanımı kapatmak zorunda kalacağım, zarar göreceğim ama yine de gelmeli. Çünkü bu eski binalar artık dayanmaz hale geldi. Göçmenler, yaşlılar oturuyor burada. Deprem riski büyük, herkes tehlike altında. Evler dayanıklı değil.
Yeni inşaat sistemine göre yapılırsa daha güvenli olur. Buradaki binaların çoğunun projede içeri çekmesi 4 metre, eni 9 metre. Belki herkesin gitmesi gerekecek. Metruk binalarda uyuşturucu kullanılıyor, tehlikeli yerler buralar. Bu metruk binalardan da kurtuluruz belki. Mahallemize, Konak Belediye Başkanımıza Allah kolaylık versin. İnsanlar istese de istemese de bu bölgeye yerinde dönüşüm gelecek. Her şey lüks olacak, herkes daha iyi evlerde oturacak. Arı kovanına çomak sokmak gibi olacak ama ne olacaksa olsun. Tepecik yıllardır aynı, İzmir’in köyü gibi kaldı. Artık kaderi değişsin istiyoruz.
AKP gelirse inanıyorum ki, ‘rezerv alana alındınız, ister kabul et ister etme’ diyecekler. Kimse hak iddia edemeyecek. O zaman işler daha da kötü olacak.”
“Kepçenin altına yatacağız”: Küleş’ten Güney Mahallesi halkına güvence
Konak Belediye Meclis Üyesi ve CHP’li Tolga Küleş, Güney Mahallesi’nde yürütülen kentsel dönüşüm projesine ilişkin bölge halkına önemli mesajlar verdi. Kuruçaylı olduğunu ve Roman yurttaşların yaşadığı mahalleyle güçlü bağlara sahip olduğunu belirten Küleş, “Güney Mahallesi’nde oturanların çoğu benim akrabamdır. Bu mahallenin insanlarının mağdur olmasına asla göz yummam. Hak kaybı olursa, ilk kepçenin altına ben yatarım,” dedi.
Küleş, projeye bölge halkının büyük ölçüde sahip çıktığını ve bunun sevindirici olduğunu vurgularken, bazı kesimlerin anlaşılmaz bir şekilde bu sosyal belediyecilik projesine karşı çıktığını ifade etti. “Bu proje sadece Güney Mahallesi için değil, tüm İzmir için örnek olacak bir dönüşüm projesidir. Buradaki insanların yaşam kalitesini, evlerinin değerini artıracak, hayatlarını değiştirecek bir adım atılıyor,” diye konuştu.
Küleş, projenin tamamen gönüllülük esasına dayandığını, kimsenin zorla evinden edilemeyeceğini ve her vatandaşın tapudaki hakkının korunduğunu da sözlerine ekledi. “Barınma hakkı anayasal bir haktır. Hiç kimse bu hakkı vatandaşın elinden alamaz, alması da mümkün değil. Vatandaş ister müteahhitle anlaşır ister anlaşmaz, tercih tamamen kendisine aittir,” diyerek güvence verdi.
Güney Mahallesi modernleşiyor
Güney Mahallesi’nde son dönemde kamu yatırımları hız kazanırken, bölgenin çehresi giderek modernleşiyor. Tepecik Hastanesi’nin hemen üst kısmında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından inşa edilen yeni hizmet binası tamamlandı; modern yapısıyla dikkat çeken bina yakın zamanda hizmete açılacak. Hemen yanında yer alan Boğaziçi Karakolu ise üç katlı modern bir bina olarak bölge güvenliğini sağlamak üzere inşa edildi.
Bu iki yapının önünde büyük bir futbol sahası bulunurken, hemen yanında da yeni bir futbol sahasının açılması planlanıyor. Tüm bu projeler Güney Mahallesi’nin sınırları içinde gerçekleşiyor. Öte yandan Konak Belediyesi, mahalleye ait üç dönümlük bir araziyi pazaryeri olarak kullanılmak üzere tahsis etti ve buranın da imara açılması gündemde.
Mahalle, çevresindeki bu dönüşümle birlikte yeni ve çağdaş yapılarla donatılıyor. Şimdi ise sırada, Güney Mahallesi’ndeki mevcut konutların da modern, güvenli ve yaşanılabilir hale getirilmesini hedefleyen kentsel dönüşüm projesi bulunuyor. Mahalle sakinleri, bu dönüşümle birlikte çevresel değişimin yaşam alanlarına da yansımasını bekliyor.
Uyuşturucudan kurtuluşun yolu: Sağlıklı konutlar, güçlü aileler
Güney Mahallesi ve çevresindeki bölgeler, ne yazık ki uyuşturucu kullanımının 13 yaşa kadar düştüğü ciddi bir toplumsal sorunla karşı karşıya. Bu gerçek, bölgedeki dönüşüm projelerinin sadece fiziksel değil, sosyal bir iyileşmeyi de beraberinde getirmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.
Kentsel dönüşümle birlikte sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir konutlara kavuşacak olan aileler, çocuklarını daha sağlıklı ortamlarda büyütebilecek. Özellikle anneler ve babalar için bu projeler, hem bir nefes alma hem de geleceğe umutla bakma fırsatı sunacak. Doğru şartlarda yaşamak, bireylerin yaşam kalitesini yükseltirken çocukların eğitime erişimini ve okul başarısını da olumlu yönde etkileyecek.
Zaten bölgede okulların iyileştirilmesine yönelik çalışmalar da başlamış durumda. Ancak bu sürecin tamamlayıcısı, halkın da iyi koşullarda yaşamasını sağlayacak bu tür dönüşüm projeleridir. Güvenli yaşam alanları, yalnızca binaları değil, toplumsal yapıyı da dönüştürecek; gençlerin uyuşturucudan uzak, sağlıklı bir geleceğe yönelmesini mümkün kılacaktır.
Konak Belediye Meclis Üyesi Tolga Küleş’in açıklamaları mahalledeki kaygılı vatandaşlar için önemli bir moral olurken, projenin katılımcı bir şekilde yürütülmesi gerektiğine dair yerel yönetimin kararlılığını da ortaya koydu.
Güney Mahallesi’nde 40 yıllık bekleyiş sona eriyor
Güney Mahallesi’nde yıllardır beklenen imar projesi hayata geçiyor. Mahalle Muhtarı Akın Öz, 40 yıldır gerçekleşmesi beklenen bu dönüşümün, vatandaş lehine en düşük kesinti oranı olan %38’le uygulanacağını belirtti. Projede 100 metrekarelik bir arsanın 38 metrekaresi kamusal alanlar için kesilirken, kalan 62 metrekarelik bölümde 3 emsal uygulanarak hak sahiplerine 186 metrekarelik inşaat alanı sunulacak. Öz, projenin geçmişteki gibi parçalı parseller yerine bütüncül bir yapı sunduğunu ve halkın kendi arasında müteahhitlerle anlaşarak kazanç elde edeceğini vurguladı. Ancak projeye, kaçak yapı sahiplerinin ve geçmişte vergi ödememiş bazı kesimlerin muhalefet ettiğini söyleyen Öz, bu kişilerin halkı yanlış yönlendirdiğini iddia etti. Muhtar, “Bu dönüşüm sadece Güney Mahallesi için değil, İzmir’in her mahallesi için bir ihtiyaç. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan korumak, mahallemizi modern ve güvenli hale getirmek istiyorsak bu projeye sahip çıkmalıyız,” dedi. Öz, projenin bir an önce başlaması için çağrıda bulundu.
Güney Mahallesi sakinlerine güvence
Öz, son günlerde birçok mahalle sakininin muhtarlığa gelerek kentsel dönüşüm süreci hakkında endişelerini dile getirdiğini belirtti. Öz, “Vatandaşlarımız, ‘Evimiz tamamen elimizden mi alınacak, yarın öbür gün evsiz mi kalacağız?’ diye soruyor. Bu süreci şeffaf bir şekilde anlatmak görevim,” dedi.
Muhtar Öz, Gürçeşme bölgesini kapsayan dönüşüm sürecini şöyle özetledi: 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı 2000 yılında, ardından 1/1000 ölçekli Gürçeşme Revizyon İmar Planı 27 Kasım 2000 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu plan, Yenidoğan, Zeytinlik ve Güney mahallelerini kapsıyor.
6 Ekim 2022 tarihli Resmî Gazete kararı ile bölgede yer alan Halkapınar Kaynağı ve kuyularının çevresi koruma alanı ilan edildi. Bu kapsamda, 1149 no’lu planın doğusu 1. Derece, büyük bir bölümü ise 2. Derece Koruma Alanı olarak belirlendi. Aynı yıl içinde Konak Belediyesi, İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca 1149 no’lu uygulama imar planını hazırlayıp onayladı. Plan, Eylül 2024’te İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından da onaylanarak bir ay süreyle askıya çıkarıldı.
Yasa gereği parsellerden en fazla %45 oranında kesinti yapılabiliyor. Ancak bu plan dahilinde kesinti oranı %38 ile sınırlandırıldı. Bu kesintiler yalnızca yol, park ve yeşil alan gibi kamusal kullanımlar için yapılacak. Geriye kalan parseller, hisseli olarak en yakın imar parsellerine eklenecek. Böylece parçalı ve düzensiz yapılaşmanın önüne geçilmesi hedefleniyor.
Ayrıca kamuya terk edilen alanlarda yer alan tapular, kalan alanlarıyla birlikte uygun parsellerde hisselendirilerek hak sahipliği korunacak. Bu sürecin sonunda parselasyon planları Kadastro Müdürlüğü tarafından incelenip, Tapu Müdürlüğü’ne gönderilerek resmi tescil işlemleri tamamlanacak. Vatandaşlar ardından Konak Belediyesi’ne başvurarak imar durum belgelerini alabilecek.
Muhtar Öz, “Bu çalışmalar vatandaşlarımızın daha sağlıklı ve güvenli konutlarda yaşamasını sağlamak amacıyla, tamamen yasal zeminde yürütülmektedir. Kimsenin mağdur olmasına izin vermeyeceğiz,” diyerek mahalle halkına güvence verdi.
“Güney Mahallesi’nin çocukları güzel yaşamayı hak ediyor”
Kentsel dönüşüm tartışmalarının yoğunlaştığı İzmir’in Güney Mahallesi’nde, 30 yıldır yaşayan Sema Ark, yerinde dönüşümün gelmesini talep eden isimlerden biri. Mahallede herkesin birbirine destek olduğunu, muhtar Akın Öz’e güvenin tam olduğunu belirten Sema Ark, hem kişisel hem de toplumsal bir çağrıda bulunuyor. Tapusu olmayan da olan da aynı kaygıyı taşıyor: Gelecek belirsiz. Ancak Sema Ark, umutlu ve kararlı.
İşte Sema Ark’ın mahalleye, dönüşüme ve dayanışmaya dair sözleri:
“30 senedir Güney Mahallesi’nde yaşıyorum. Kentsel dönüşümün yerinde dönüşüm olarak gelmesini istiyoruz. Her konuda öncü oluyorum, dostlara yardımcı oluyorum. Üçüncü dönemdir mahalle muhtarımız, gecenin biri de olsa her türlü hizmet imkânı veriyor, ona da teşekkür ediyorum. Muhtara güveniyoruz.
Bu yıkım için halkımın hepsinin tek tek muhtar Akın Öz’den bilgi alması şart. Akın Öz buranın çocuğu, doğma büyüme biri. Ben dışarının çocuğuyum ama her zaman onunla yan yanayım. Gece bire kadar telefonlarım susmuyor, herkes beni arıyor, ‘Ne olacak?’ diye soruyor. Güney Mahallesi’nde tek konuşulan konu bu.
Tapusu olmayanlar da itiraz ediyor, tapusu olanlar da itiraz ediyor. Benim de tapum yok burada. Ben de bu mahallenin biriyim. Torunum burada doğdu, burada oturuyor, burada büyüdü. Evim gitse üzülürüm, ama öyle bir şey yok. Bizim çocuklarımız güzel yerlerde yaşamayı hak ediyor. Sosyal alanlarda yaşamalı, alışveriş merkezi, modern olsun. Hastane zaten karşımızda. Konak kalbinde, kentin ortasındayız ama kentin imkânlarından yararlanamıyoruz.
Her zaman muhtar Akın Öz ne diyorsa o. Ne diyorsa o.”
Oto tamircisi Çakıcı: “Çok sevindim”
Güney Mahallesi’nde yaşayan oto tamircisi Bayram Yılmaz Çakıcı, dört katlı bir binanın en üst katında oturuyor. Kentsel dönüşüm kapsamında gündeme gelen yeni projeye duyduğu memnuniyeti ve umut dolu yaklaşımını dile getirirken, hem mahalle halkının hem de özellikle Roman yurttaşların bu süreçte kendilerini dışlanmış hissetmemeleri gerektiğini vurguluyor. Eğitime verdiği önemi de ifade eden Çakıcı’nın sözleri, dönüşümün sadece yapılarla değil, aynı zamanda zihinlerde de gerçekleşmesi gerektiğini hatırlatıyor.
İşte Bayram Çakıcı’nın samimi değerlendirmeleri:
“Bu mahallede doğdum, 57 yaşındayım. Toplu evimde, dört katlı bir evin en üst katında yaşıyorum. Bu projeyi zaten kendi adıma çok uzun zamandır bekleyen biriyim. Bence bölgenin çevresini de düşünen bir proje olacak. Güney Mahallemiz ve Tepecik için çok sağlıklı bir açıdan değerlendirileceğini düşünüyorum.
Ancak bu gerçekleşmesi ne zaman olur, ne zaman başlar, onu tabii ki bilemem. Büyüklerimiz bir karar vermiştir ya da vermemiştir, onlar daha iyi bilir. Mahalle halkı olarak bu haber bizi çok sevindirdi.
27 yaşında bir çocuğum var, çalışıyor. Biz Romanız. Ben her zaman değişimin peşindeyim; özellikle eğitimi çok önemsiyorum. Her gün insanın kendini yenilemesi lazım. Burada yaşayanların çevreler yapması gerekir. Roman kalmanın suçluluğunu duymamam lazım. Bence cahil olan kişi kendini geliştirmek zorunda.
Ballıkuyu Mahallesi, Teoecik, Kuruçay… İllaki ‘cahil kalacağız’ diye bir şey yok. Şehrin değişmesi lazım. Bu iyi projeler iyi düşünülmüş; çevrenin de inşallah ideolojisini değiştirir. Bize de umut olur. Çok sevindim.”
“Projede açıkları net biçimde tespit ettik, uykular kaçıyor olmalı”
Güney Mahallesi Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Hüseyin Heptepe, Konak’taki kentsel dönüşüm sürecine karşı mahalle sakinlerinin haklarını savunduklarını belirterek, projenin adaletsiz ve plansız yürütüldüğünü, tapulu arazilerinin hiçe sayıldığını vurguladı. “Biz savaş istemedik, uzlaşmak istedik” diyen Heptepe, süreci idari ve uluslararası mahkemelere taşıyacaklarını, 17 Nisan’da kamuoyuna ‘sürpriz’ açıklamalar yapacaklarını söyledi.
Trajikomik bir şekilde,” Hüseyin Heptepe Konak Belediye Başkanı oldu” diyerek söze başlayan Güney Mahallesi Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Heptepe sözlerini şöyle sürdürdü:
“Güney Mahallesi kentsel dönüşüm projesinde %38 kısıma biz razıyız. Bu yazılı, yasal bir oran. Çünkü o projede 9 parka yer verilmiş; normal bir şey. Ama %38’lik bu alan 3 emsal olursa, 5 emsal olursa, biri zengin mi olacak? Bizim kaygımız bu. Güney Mahallesi sakinleri olarak şunu söylüyoruz: Burası bizim tapulu yerimiz. Kimse işgalci değil. Bu bir Roman mahallesi ve bütün Romanların tapusu var. Annemin burada 3 ayrı tapusu var. Eğer ben Konak Belediye Başkanı olsaydım, bu iş bu kadar karmaşık olmazdı.
17 Nisan’da bir sürpriz yapacağız. Sürprizlerle sahadayız. Bu işi idare mahkemesine götüreceğiz, sonra daha da ileriye gidip üst mahkemelere, uluslararası yerlere hatta İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar taşıyacağız. Çünkü böyle bir adaletsizlik olamaz.
Metrekare üzerinden baktığınızda düşmesi gereken yer yükselmiş gibi görünüyor. Eğer bir haftaya kadar ortak akıl çıkmazsa, yeniden meclise gitsin ve değerlendirilsin demiştik. Ama ben bu süreçte iyi niyet görmüyorum. İyi niyet görmediğim bir yerde bu insanların hakkını savunmadan durabilir miyim?
Roman toplumu, tüm Türkiye’de bu sürecin daha da sertleştireceğine emin olsun. Bugün drone çekimleri de yaptık; 350 metrekare, 700 metrekarelerde 40 katlık imarlar var. Hangi emsal kararıyla bu projeyi bitirecekler? Bu işin açıklığa kavuşması çok önemli.
İdari mahkeme dosyalarına sürprizlerimiz olacak. Mahkeme sürecini beklemek zorunda kalacaklar. Kiracılarla ve süreci yanlış yönetenlerle ilgili suç duyurusunda bulunacağız.
Biz bu işe dersimize çalışarak girdik. Profesyonelce, gece gündüz uyumadan tüm gerçekleri belgeleriyle ortaya koyacağız. Kamuoyunu bilgilendireceğiz. Bu projede açıkları tespit ettik. Bu işin sonu çok sıkıcı olabilir. Ama ben beş sene mahalle muhtarlığında yaptım. Toplumun refahı ve huzuru için çalıştım.
Ayrı ayrı davalar açılacak. Bu savaşı biz başlatmadık. Sadece uzlaşmak istedik. Yaşadıklarımız karşısında adalet terazisinden hiç şaşmadık. Bu projede ilerleyen makamların uykusu kaçıyor olmalı. Çünkü biz projedeki açıkları net biçimde tespit ettik.”