6 Şubat depremleri Türkiye’yi derinden sarstı. İki depremin ardından 50 binden fazla insan hayatını kaybetti. Hala yakınını bulamamış insanlar var. Depremin maddi boyutu hükümet tarafından 110 milyar dolar olarak açıklandı. Binlerce insan hala evsiz, çadır kentlerde yaşamaya devam ediyor.
Çok sayıda bölgede temiz su, hijyen malzemelerine erişim sorunu yaşanıyor. Fakat asıl tehlike uzmanların yıllardır uyardığı İstanbul… Büyük Marmara depremi için her gün bir geri sayım. Hızla yaklaşan yıkım her geçen gün daha da yaklaşıyor. SÖZCÜ TV'den Deniz Gez, Marmara’da meydana gelecek depremin büyüklüğünü, kaç insanın depremden doğrudan etkileneceğini, yıkılacak bina sayısını, maddi zararı ve oluşacak çevre felaketini yer bilimci ve Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür ile konuştu.
24 şehirde 7 büyüklüğünde deprem olabilir
Türkiye'de 24 kentin doğrudan fay hatlarının üzerinde bulunduğunu açıklayan Görür, “Türkiye’de çok büyük yerlerde 7 ve üzeri deprem beklemek mümkün. Bunu kabul etmek gerekiyor. Türkiye’nin her yerinde, her an 7 büyüklüğünde deprem olabilir. Bunu kabullenelim. Bunların olmadığı yerleri ancak biz iğneyle ararsak size söyleyebiliriz. 23-24 kentimiz doğrudan doğruya fay hatlarının üzerinde oturuyor. Yani bu kentlerin içinden geçiyor bu faylar. Bu şehirler gerçekten riskli.” dedi.
Büyük İstanbul depremiyle ilgili uyarısını yineleyen Görür, “Bakın bu son 6 Şubat depremlerini biz yıllarca önce söyledik deprem geliyor diye. Birçok arkadaş söyledi. Benim dilimde şahsen tüy bitti. Halk bile duymadı, duydu da umursamadı. Bir gün duyduk ki deprem olmuş, 50 binden fazla insanımızı gömdük. Her geçen gün de vaktimiz azalıyor.”
7,6 büyüklüğünde deprem bekliyoruz
Görür, Marmara Denizi'nde minimum 7,2 maksimum ise 7.6 büyüklüğünde bir deprem beklendiğini belirterek, “Marmara Denizi bir deprem denizidir. Marmara Denizi’nin oluşumu depremden dolayıdır. Marmara Denizi’nin tabanında aktif bir fay vardır. Bu fay zaman zaman deprem üretmektedir. Yapılan bütün çalışmalar ne zaman üreteceğini, ne büyüklükte üreteceğini, nerede üreteceği de bellidir. Bunu bütün dünya biliyor. Bizim burada beklediğimiz deprem minimum 7,2 maksimum 7,6. İstanbul çalışmalarında yapılan senaryo deprem 7,5. Bu gerçek. Ne zaman olacak dersen? Fazla uzakta değil. Yapılan bilimsel çalışmalar, en son revize çalışmayı da koyarsak deprem olma olasılığı 1999’dan sonra 30 yıl içinde artı eksi 10-15 sene koyarız. Bu oran da yüzde 47. Bu kadar da yüksek.” ifadelerini kullandı.
10 bin bina yıkılırsa 400 bin insan ölebilir
Görür, Marmara depreminde olası can kaybıyla ilgili tahminde bulunarak şöyle konuştu:
“Kökten yıkılan bina sayısını ben sana söyleyeyim. İstanbul’da 1 milyon 100 bin bina var. İstediğiniz kadar insaflı ele alın. 1 milyon 90 bin binaya hiçbir şey olmasın. 10 bin bina kalsın. Her binaya da 5 kat diyelim. 50 bin kat yapar. Her kata 2 daire koyalım. 100 bin daire yapar. Her daireye 4 kişi koy, 400 bin insan yapar. Doğrudan doğruya can güvenliği olmayan, ölümle burun buruna insan demek. 400 bin insandan kurtar, kurtara bildiğin kadar. Yine geliyorsun 50 bin 100 bin can kaybına. Ya 20 bin bina yıkılırsa?”
Maliyeti 150 milyar doları geçer
“İstanbul depreminin yıkımı inanılmaz boyutlarda olacak” diyen Görür, “Afetin bize yükü ilk anda 120-150 milyar dolarları geçecek. Beni asıl korkutan, bütün Marmara Bölgesinde ekonomi ve ekonominin çarkları duracak. O olduğu zaman üretim olmayacak, ihracat olmayacak, ithalat olmayacak, turizm olmayacak, gelen olmayacak, giden olmayacak. Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz. Bu insanları nasıl besleyeceğiz, nasıl yaşamlarını idame ettireceğiz. Anadolu’ya güvenmeyin, Anadolu’yu besleyen Marmara Bölgesi. Bütün ülkenin kaynaklarını aynı sepete, yani İstanbul’a konuldu. Bu sepet tümüyle yok olursa Anadolu’nun da yapacağı bir şey yok. Anadolu’nun da beli kırılacak demektir. Deprem olursa hemen o gün, o andan itibaren biz nasıl yaşayacağız. Nasıl hayatımızı idame ettireceğiz. Bunu düşünmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
Çevre felaketi yaşanacak
Depremin ardından inanılmaz bir çevre kirliliği yaşanacağı öngörüsünde bulunan Görür, “Yüz milyonlarca ton atık çıkacak. Bu atığı ne yapacaksınız? Bu atıklar ne olacak? fiziksel, kimyasal, biyo kimyasal olaylar insan hayatını nasıl etkileyecek? Denizlerimiz, göllerimiz ne olacak? Bunları nasıl bertaraf edeceksiniz? Bütün bunlar hemen depremden sonra karşımıza çıkacak. Şimdiden bunların hepsinin planlanması gerekiyor.” dedi.