İZ GAZETE –“Hasan Tahsin ile Biz İzmiriz” programının konuğu araştırmacı-yazar Siren Bora oldu. Bora, İzmir’de yaşamış Yahudiler hakkında önemli bilgiler paylaştı.

İzmir’de yaşamış olan Yahudi topluluklarına ilişkin araştırmaları bulunan Siren Bora, bu konudaki bilgilerini canlı yayında aktardı. Anadolu’da Yahudi tarihinin 2 bin 600 yıllık bir tarihi olduğunun altını çizen Bora, “Anadolu’da ki Yahudilerin tarihi 500 yıl önce başlamadı. Bu çok daha önceki yıllara dayanıyor. Anadolu da özellikle Ege Bölgesi’nde 2 bin 600 yıl önce Yahudi yerleşim yeri var” şeklinde konuştu.

Sürgünde bulunan Yahudilerin önemli ticaret merkezlerine yerleştiklerini hatırlatan Bora, “Ege Bölgesi’nde Ephesos’tan başlayan ve İran’a kadar uzanan; Persler döneminde yapılmış büyük bir ticaret yol ağı vardır. Orada da önemli ticaret merkezleri var. Yoğun bir biçimde o bölgelerde Yahudi yerleşimlerinin olduğunu görüyoruz. Bunlarda bir tanesi de eski Yahudi Sinagogu’nun da bulunduğu ünlü Sadis kenti. Tire Yahudilerinin tarihi ile ilgili başladığım zaman Tire çevresinde Efes’ten ya da Sadis’den gelen Yahudilerin yerleşiminin olduğunu fark ettim. Sonraki dönemler de Aşfinas Yahudilerinin göçü var ya da Ortadoğu’dan gelen Yahudilerin göçü var. Onların hepsi bir arada Yahudi topluluğu oluşturmuşlar. En son onlara katılan Sefarad’lar. Sonrasında da 19.yy’da katılan Rusya göçmeni Yahudiler var. Yani Yahudi dediğimiz zaman sadece Sefarad Yahudileri yok” ifadelerini kullandı.

İzmir’e ve Tire’ye Yahudi yerleşimlerini artmasında ticaret hayatının gelişmesinin önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Bora, şöyle konuştu:

“Tire, hem büyük bir Yahudi topluluğunun yaşadığı Sadis’e yakın hem de Ephesos’a yakın. Burası aynı zamanda spritüal merkezde diyebiliriz. Hristiyanlar açısından da o ilk inanç sistemleri açısından da önemli bir merkez. Ama ticaret yolu üzerinde n buraya gelip Tire’ye yerleşmişler. Ama Tire’nin çevresinde Yahudi yerleşimi var. Zamanla Tire yerleşim yeri olarak çıktığında Yahudilerde burada toplanıyor. İlk cemaati onlar oluşturuyorlar. Daha sonra Aşkenaz’lardan gelenler oluyor. Çünkü Yahudiler, hiç Yahudi yaşamamış bir yere gidip yerleşmezler. Yahudilerin var olduğu yere gidip yerleşirler. Dolayısıyla Tire’de var olan Yahudi topluluğuna birçok Yahudi toplulukları yerleşiyor. İzmir’den önce Sefarad Yahudileri Tire ve Manisa’ya yerleşiyor. Bu demektir ki buralarda daha önce Yahudi cemaati vardı”

‘İZMİR’İN ZENGİNLİKLERİ’

İzmir’de bulunan Yahudi yapılarına ilişkin deneyimlerini de paylaşan Bora, farklı coğrafyalardan İzmir’e yerleşen Yahudilerin farklı sinagoglar kurduğunu ifade etti. Bora, “Havra sokağı aslında çevresindeki havraların sayısının fazlalıklarından kaynaklanan bir ada sahip. Sırt sırta binmiş birçok sinagog var, Sinyora, Neve Şalom sinagogu var. İlerisinde ETZ Hayim, Hevra ya da Talmud Tora vb. gibi bir sürü sinagog var. Havra sokağı aslına bizim bildiğimiz yerden biraz daha fazla geniş gibi. Havra Sokağı ile Dikilitaş Sokağı bence beraber. Dolayısıyla biz Dikilitaş sokaktan devam ettiğimizde İzmir Yahudilerine ait sosyal kurumlarında var olduğunu görüyoruz. Bunlardan birisi Lazaretto. Mesela Lazarotto, Yahudilerin İzmir’in salgın hastalıkları sırasında kullandıkları karantinahanedir. Ayrıca Basmane Gar’ından İkiçeşmelik’e doğru baktığımızda Kadifekale etekleri, Smyrna Agora’sını içinde 1885-87 yıllarında mahalle adları belirlendiği zaman yedi tane mahalle söz konusu. Bu mahallerin içinde pek çok Yahudi kurumları var, pek çok yapılar var. Bu yapılar keşke ayakta kalsaydı keşke yıkılmasaydı diyorum. Bunlar aslında İzmir’in zenginlikleri” şeklinde konuştu.

‘BİR ARADA YAŞAYAN İKİ TOPLULUK’

Osmanlı döneminde Rumlar ile Yahudiler arasında yaşanan “kan iftirası” denilen mesele sebebiyle Yahudi ve Rum mahallelerinin arasına Türk mahallesinin bulunduğunu aktaran Siren Bora, “Bu durum biraz da Yahudi toplumunun uyumlu olma konusundaki hassasiyetinden kaynaklanıyor bence. Onlar yaşadıkları topluma uyum sağlıyorlar, iyi geçinmeye özen gösteriyorlar. Hatta son derece o toplumla iyi ilişkiler kurmaya da çabalıyorlar. Cumhuriyet döneminde olan bazı olaylar haricinde Anadolu’da Yahudilerle Müslüman toplum arasında da bir sorun yaşandığını ben görmedim, duymadım son. Ama genelde bir arada son derece iyi anlaşan iki farklı topluluktan bahsediyoruz” diye konuştu.

‘İZMİR’DE SADECE ZENGİN YAHUDİLER YOKTU’

İzmir’deki Yahudi nüfusunun azalmasında etkili olan unsurlar hakkında da konuşan tespitlerini paylaşan Bora, bu noktada tek bir unsurun değil birden fazla olayın bu durumda etkili olduğunu söyledi. Bora, 1922’de İzmir’in işgalden kurtulmasından sonra Cumhuriyetin ilanı ve Yahudilerin Lozan’ da ayrı bir takım ayrıcalıklara sahip bir topluluk olarak kabul edilmeyi reddetmeleri ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmalarını ilan etmeleriyle başlıyor. Ama ondan sonra yavaş yavaş yeni rejimin getirdiği bazı sorunlarda başlıyor bununla beraber. Trakya olayları var 1930’lu yıllarda, varlık vergisi var, devam eden diğer olaylar var. Bir de İzmir Yahudileri zengin Yahudilerden ibaret değil. Yüksek oranda yoksul Yahudiler vardı. Bunlar İsrail Devleti kurulduğu zaman İsrail’e göç etmeyi istiyorlar. Değişik etmenler var bu göçleri tetikleyen. Dolayısıyla tabii ki Türkiye’de ki ve İzmir’deki Yahudi nüfusu da zamanla azalıyor” ifadelerini kullandı.

İKİÇEŞMELİK ÜZERİNE ÇALIŞMA

Şu anda İkiçeşmelik üzerine yoğun bir çalışma içerisinde olduğunu kaydeden Bora, “Ben Yahudi tarihi açısından tek tek sokakları, yapıları ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Tarihçiler olarak iş bölümü bizimkisi. Diğer tarihçi arkadaşlarla bir araya gelip İkiçeşmelik’in tarihini ortaya çıkaralım diye düşünüyorum. İzmir potansiyeli çok yüksek bir yer aslında. Merak ve sevgi bu işin kurtarılmasını sağlıyor” diyerek sözlerini noktaladı.

SİREN BORA KİMDİR?

Tarih doktoru. Doktorasını İsrail’de yaptı. Doktora tezi onaylandıktan sonra “İzmir Yahudileri Tarihi” olarak basıldı. İkisi APİKAM tarafından basılan Karataş Hastanesi ve Hayim Palaçi ile ilgili kitapları bulunuyor. Ayrıca Tire, Panorama, Anadolu Yahudileri ve Bu Adam Yahudi Mezarlığı ile ilgili İngilizce basılan bir kitabı bulunuyor.