TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, gazete ve TV'lerin yöneticileriyle Meclis'te kahvaltıda bir araya geldi. Gündemdeki konulara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, TBMM'nin yeni dönemde önce içtüzük sonra da Anayasa değişikliğine yoğunlaşması gerektiğinin altını çizdi. SÖZCÜ'den Veli Toprak'ın aktardığına göre Kurtulmuş'un açıklamaları şu şekilde:
Darbecilerin anayasası
Yeni bir Anayasa yapmak Türkiye'nin boynunun borcudur. 12 Eylül'ün en kalıcı arızası, darbecilerin kendilerinin kontrolünde olacak şekilde yaptırdıkları 1982 Anayasasıdır. 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz aslında darbeci geleneğin önünü açan halkalardır. Milletimizin iradesiyle bu darbeci geleneği gündemden çıkardı. Şimdi darbeci geleneğin önünü açan Anayasa'dan kurtulma vaktidir. Yeni Anayasa fantezi değil, gerekliliktir. Ruhuyla, diliyle, içeriğiyle yeni, sivil, özgürlükçü, kuşatıcı ve çoğulcu olmalıdır. ‘Devleti yaşat ki insan yaşasın' değil, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı esas alınmalıdır. Bana kalsa tek bir cümle ile ‘devlet adaleti sağlamakla yükümlüdür' derim.
Yargı karar verecek
Can Atalay'la ilgili TBMM'nin tavrı ortada. Milletvekillerinin yemin ettiği gün, Atalay'ın ismi okundu, İnsan Hakları Komisyonu kurulduğunda bağımsızlara düşen üyeliklerden biri Atalay'a verildi. Partilerin tamamı anlayış birliği içinde. Meclis kendisini mahkeme yerine de koyacak değil. Mahkeme kararını verecek, tutukluluk halini kaldırırsa, yemin etmesi ve sonrasında da yasal süreçler mümkün olacaktır.
Neşet Ertaş’ın vefatının 11. yılı nedeniyle kahvaltı programına davet edilen Kültür Bakanlığı korosu sanatçının bazı türkülerini seslendirdi. TBMM Başkanı’nın davetine SÖZCÜ adına arkadaşımız Veli Toprak katıldı.
İsrafı bitirecek proje
Önümüzdeki dönemde Meclis'te israfın ortadan kaldırılması için özel bir çalışma başlattım. Önemli israf noktaları var. Bu israfı ortadan kaldırmamız gerekir. Atamalar konusunda, kariyer memurluğu noktasında çalışma yaparak, bundan sonraki dönemle ilgili hassasiyetle üzerinde durulması gerekir. İtibardan ödün vermeden, Meclis'te var olan ve önlenebilecek israf noktalarını tıkayarak biz aynı zamanda diğer kamu kurum ve kuruluşlarına, bakanlıklara örnek olabileceğimizi düşünüyorum.
Maaşları iade etmeyen vekiller
14 Mayıs'tan önce 3 aylık maaşları peşin alıp, yeniden milletvekili seçilmeyenlerin maaşlarını iade etme zarureti yok. Çünkü maaşlarını aldıkları gün parlamento olmaları yeterli sebep olarak görülüyor. Sayıştay da öyle görüyor. Hukuken diyecek bir şey yok. Ama o arkadaşlar ‘almıyorum' derse o ayrı. Bu arkadaşlar haksız almışlar gibi kamuoyu oluşturmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
10 bin dolar alan vekil
Süleyman Soylu'nun açıkladığı 10 bin dolar alan milletvekili konusunda bilgi yok. Kim olduğunu ben de bilmiyorum. Meclis Başkanlığı'nın elinde bu milletvekilinin kim olduğu ve bu iddiayla ilgili delillerin ne olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi mevcut değil. Şu anda kenarda kalmış bir iddia olarak Türkiye'nin gündeminde duruyor. Eldeki verilerle yapılacak bir şey yok. Meclis'in resmi kayıtlarında böyle bir bilgi yok.