Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 92’nci Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantı gündemi Burada konuşan Dr. Fatih Karahan, 2023 yılının küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrettiği bir yıl olduğunu dile getirerek, “Özellikle ihracat yaptığımız ülkelerde kademeli olarak azalan büyüme oranları, 2023 yılında da gerilemesini sürdürmüştür. Küresel enflasyon ise bir önceki yılda ulaştığı yüksek seviyelere kıyasla belirgin şekilde gerilemekle birlikte, merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde kalmayı sürdürmüştür. Bu dönemde enflasyonun hedefin üzerinde seyrettiği ülkelerde parasal sıkılaştırma devam etmiştir” ifadelerini kullandı.
Karahan, Türkiye’de 2023 yılının ilk yarısında iç talep kaynaklı güçlü seyreden iktisadi faaliyetin, yılın ikinci yarısında ivme kaybetmiş olmasına rağmen gücünü koruduğunu kaydetti.
2023 yılında 45,4 milyar dolar açık
Merkez Başkanı Karahan, cari işlemler dengesinin 2023 yılında 45,4 milyar doları açık verdiğini vurgulayarak, “Cari işlemler açığına en yüksek negatif katkı enerji dengesinden gelmiştir. Altın ve enerji hariç dış ticaret dengesi ise güçlü iç talebin de etkisiyle cari dengeye negatif katkı verirken, hizmet kalemlerinin cari dengeye pozitif katkısı artarak sürmüştür” dedi.
Karahan, Şubat ayında yaşanan depremlerin ve arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki baskıları artırdığına dikkati çekerek, vergi ayarlamaları, döviz kuru gelişmeleri, ücret artışları, hizmet enflasyonundaki katılık ve ham petrol fiyatlarının ani yükselişi sebebiyle 2023 yılında enflasyonun yüzde 64,8 olarak tamamlandığını kaydetti.
Politika faizini yüzde 50’ye çıkarttık
Geçtiğimiz haziran ayında dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için güçlü bir parasal sıkılaştırma süreciyle birlikte politika faizini yüzde 50’ye yükselttiklerine vurgu yapan Karahan, sözlerine şöyle devam etti:
“Operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdik. Burada bir kez daha vurgulamak isterim ki, bu değişiklik, faiz oranlarının geldiği yüksek seviye göz önünde bulundurularak yapılan teknik bir düzeltmedir. Bir diğer ifade ile, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını temel politika faizi olarak kullanmaya devam edeceğiz.”
İhtiyatlı duruşumuzu koruyoruz
Karahan, mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülerinden yüksek gerçekleştiğini ifade ederek, “Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etti. Diğer taraftan, mart ayındaki politika adımlarımızın etkisiyle finansal şartlar önemli ölçüde sıkılaştı. Yaptığımız parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkilerini yakından izliyoruz. Bu doğrultuda, Nisan ayı toplantımızda parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizini sabit tutmakla birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruduğumuzun altını çizmek isterim” değerlendirmesinde bulundu.
Parasal sıkılaşmanın da desteğiyle 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde eylül ayı itibarıyla başlayan iyileşmenin devam ettiğini belirten Karahan, yılsonu enflasyon beklentilerinin ise halen tahminlerinin üzerinde olduğunu kaydetti.
Sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz
Aylık fiyat gelişmelerini yakından takip ettiklerini aktaran Karahan, “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanıp, enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.
Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunu sıkılaştıracaklarını vurgulayan Karahan, “Para politikasındaki kararlı duruşumuzun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini öngörmekteyiz” ifadelerine yer verdi.
Merkez Bankası’nın temel amacı ve önceliğinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunun altını çizen Karahan, “Para politikasını bu amaç doğrultusunda, enflasyonu önce tek haneli rakamlara, orta vadede ise yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal şartları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edeceğiz” diye konuştu.