Evet, seçim diyecek halimiz yok, evet çok yorulduk, bıktık ve moralsiziz ama önümüzde bir gerçek var; dokuz ay sonra yerel seçimlere gideceğiz. Muhalif seçmen, yorgun, yaralı ve şaşkın halde ama yine de özellikle ana muhalefet partisinin bu süreyi nasıl, hangi stratejiyle değerlendireceği merak konusu. Bu sürede seçmen için yine umut olmayı başarabilecekler mi?
Hali hazırda gördüğümüz, iç çekişmeler, yeniden yapılanmalar, kongreler, kurultay… Sonunda neye yarayacağını ve yerel seçimlerde nasıl bir başarı öyküsüne yol açacağını bilmediğimiz bir süreç!.. Kaldı ki, CHP’yi derleyip toparlamayı amaçladığı söylenen bu süreç; özellikle muhalefete oy veren kesimin büyük çoğunluğunun çok da umurunda mı? Hayır hiç değil!.. Halkın artık tek bir derdi var; şu ekonomik çöküntüden nasıl en az hasarla çıkarım, yaşamımı sürdürebilirim; bunun derdinde/yiz!
Öte yandan iktidar, devletin gücüyle ve medyanın yüzde 99’unun propagandasıyla girdiği seçimi, sandıkta, veri kayıtlarında yapılan hile hurdayla neyse, ne... sonuç olarak kazandı mı; kazandı!.. Muhalefet sessiz sedasız kabullendi mi kabullendi!..
Toplamda yüzde 1’i bile bulmayan oylarıyla 30 milletvekilliği alan 6’lı Masa’nın küçük partileri ‘yılın kazananı’ olarak varlıklarını sürdürüyor orada sıkıntı yok!.. Hatta birleşip grup da kuracaklar; bundan iyisi, Şam’da kayısı!..
İyi Parti ve CHP’de ise sıkıntı büyük!.. İkisi de parti oylarında yerinde saydı; büyümeyi başaramadı. CHP, Genel Başkanı değiştirmeden operasyonlar yapmaya çalışıyor, iş tüzük kurultayı yapmaya kadar varıyor; neye yarar bilmem! Ama bilinen şu, Kılıçdaroğlu partideki gücünü artırıyor, artık tek karar verici durumunda, örgütlerin doğrudan genel başkana bağlandığı bir dönem CHP’de ilk kez yaşanıyor; bu da ilginç!..
İktidar derseniz, rahat!.. Tamam Anayasa’yı değiştirecek çoğunluk yok ama Meclis çoğunluğu var!..Kamuoyunun önüne farklı bir bakanlar kurulu çıkartıyor, tek adam daha önce de bildiğimiz söylemlerle ‘85 milyon’ diyor, sözüm ona kucaklayıcı bir dil kullanıyor!.. İşine geldiği zamanlarda bu dili kullanmayı iyi bilir tek adam!..
Bu üslup yerel seçimlere kadar böyle gidecektir, sertlik ve kutuplaştırma fiiliyatta olmasa bile konuşma dilinde terk edilecektir. Sessiz ve derinden gidip devlet yapılanmasında din ve tarikat ağırlıklı örgütlenmelere yol verecek, dokuz ay sonraki yerel seçimin kilit taşlarını döşeyecektir.
İktidar için bu yerel seçim bir rövanş, özellikle İstanbul’u geri almak için ne gerekiyorsa yapacak. Muhalefet ise önce, seçmeninin kaybettiği umudu geri kazandırmak için işe girişmeli… Umutsuz seçmeni sandığa bile götüremezsiniz!..