Üreticilerin ve farklı toplum kesimlerinin sesini duyurmak, sorunlarını dile getirmek amacıyla farklı illerde tematik mitingler düzenleyen CHP, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde Çiftçi Mitingi gerçekleştirdi.
Koza Pazar Yeri'nde düzenlenen mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, çiftçilerin sorunlarına işaret ettiği konuşmasında, şunları söyledi:
"Bugün Türkiye'nin birçok yerinde çiftçiler, köylüler alın terlerinin karşılığını alamadığı için birileri özene bezene hesap yapıp maliyetin altında taban fiyat verdikleri için isyan ediyorlar. Ben yola Rize'den çay mitingi yaparak başladım. Sayın Erdoğan'ın memleketi Rize'ye gittim önce, bakalım Rizeliler ne diyor diye. Öyle bir kalabalık vardı ki meydanda, ben öyle bir kalabalık görmemiştim. Dediler ki bu meydanda hiçbir siyasi parti böyle bir kalabalık toplayamadı. Demek ki sorun çok yakıcı ve hangi görüşten olursa olsun tüm çay üreticilerini bir araya getiren, birlikte ses yükseltmeye davet eden, mecbur kılan bir sıkıntı vardı. Ardından buğday fiyatı açıkladılar 9 lira 25 kuruş. Bir sene önce 8 lira 25 kuruştu. Bu sene 9 lira 25 kuruş. Beklenen fiyat 15, 9 lira fiyat verdiler. Burdur'a gittim. Taze fasulyeyi sabah tarlada 8 liraya kopar, öğleden sonra Burdur pazarında 80 liraya satılırken gördük.
Diğer taraftan fındık Türkiye'nin en önemli ihraç ürünlerinden bir tanesi. 165 lira fiyat beklenirken 135 lira verdiler. O fiyatı daha sonra da vadeye yayınca bugün fındık üreticisi 110 liradan fındık satıyor. Türkiye'nin dört bir yanında isyan var yollarda, traktörler var, çiftçiler var, ürünlerini döküyorlar, isyan ediyorlar, tabut taşıyorlar, 'çiftçi öldü' diyorlar ama seslerini duyuramıyorlar. Bu şartlar altında memleketim Manisa'da, bu şartlar altında Turgutlu'da, bu şartlar altında bizim deyişimizle kasabamızda bir hemşehrilerimle buluşayım, dertlerini dinleyelim. 'Onların sesini duyalım, duyuralım' dedik. Bugün ekmeğini Manisa Ovası'ndan, tarladan, bağdan, bahçeden kazanan, alnının terini bu bereketli topraklara damlatan o bereketle çoluğunun çocuğunun rızkının peşinde koşan canım hemşehrilerimle bir araya geldim.
Çiftçinin borcu 300 kat arttı
Çiftçilerin banka borçları son bir yılda tam yüzde 88 arttı. Rakam 689 milyar diye söylüyorduk, bugün TMSF'nin rakamı borcun 700 milyara dayandığını gösteriyor. Geçen sene toplam borç bunun yarısı kadardı. Her geçen gün hep birlikte israfa sürükleniyor. Peki AK Parti geldiğinde Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olduğunda Tayyip Erdoğan başbakan olduğunda çiftçilerin borcu ne kadarmış, 2.4 milyar. 2.4 milyardan 700 milyara. Tam 300 kat çiftçinin borcu artmış. Bu Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında Tarım Kanunu var. Çok sık konuşuyoruz. Tarım Kanunu der ki çiftçiler gayrisafi milli hasılanın yani milli gelirin yüzde birini destekleme olarak çiftçiye verilecek. Bu kanun çıktığı günden bugüne kadar ödenmeyen hakkınız 853 milyar TL. Size hakkınız 853 milyarı vermemiş. Sizin bankalara 700 milyar borcunuz birikmiş. Türkiye'deki bütün çiftçileri bir bütün olarak görsek size hakkınızı verseler bugün birinizin bir bankaya bir TL borcu kalmayacak. Bu kadar büyük bir haksızlık, bu kadar büyük bir aymazlık, bu kadar büyük bir nankörlükle karşı karşıyayız. Bu insanlar sizi yıllarca doyurdular, güneşin altında çalıştılar. Dolunun altında koşuştular, yağmurun altında kaldılar, rüzgarda üşüdüler, sizi aç bırakmadılar. Ama siz geldiniz, onları açlığa, sefalete iflasa sürüklüyorsunuz. Yazıklar olsun hepinize.
Cumhuriyet Halk Partisi çiftçinin kara gün dostudur
Bugün çiftçilerin borçlarının faizlerinin silinmesini öneriyorum, kabul etmiyorlar. Ama sadece geçen sene 2024 yılı için vazgeçilen kurumlar vergisi 660 milyar. Kim veriyor kurumlar vergisini? Çiftçi mi veriyor? Emekli mi veriyor? Çalışanlar mı veriyor? Kurumlar vergisini patronlar veriyor, şirketler veriyor, holdingler veriyor. Onlara gelince 660 milyar lirayı bir kalemde sileceksin. Ama 'çiftçinin 700 milyar borcu var, faizini silelim' deyince 'kaynak yok' diyeceksin. Buradan Türkiye'nin bütün çiftçilerine, bütün köylülerine sesleniyorum, siyaset öncelik belirleme işidir. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanıyım. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'nin yöneticileriyiz. Bizim önceliğimiz işçiler, bizim önceliğimiz emekçiler ve bizim önceliğimiz elbette çiftçiler. Eğer ki bu kadar çiftçi mağdurken bu kadar büyük bir mağduriyet varken oy günü gelince köy kahvesine gelenler, çayınızı kahvenizi içenler, hatrınızı soranlar, oyunuzu isteyenler seçim geçince zenginlerin alacaklarını bir kalemde 660 milyarı silip sizin toplam borcunuzu değil faizini bile silmeye yaklaşmıyorsa çiftçilerimiz, köylülerimiz, dostunu, düşmanını bilecek. Adalet ve Kalkınma Partisi çiftçinin dostu değil, Cumhuriyet Halk Partisi çiftçinin kara gün dostudur.
Dünyanın 10 katı gıda enflasyonu var
Bugün çıkmışlar mazot desteğini kaldırıyor, gübre desteğini kaldırıyor, adını değiştiriyor temel destek diyor. Niye? Verdiği mazot desteğini söyleyince utanıyor, sıkışıyor ondan. Bütün hepsini kaldırmış. Temel destek diyor. Bak eğer çiftçiyi destekleyeceksen, samimiysen değilsin ama biliyorum keşke samimi olsan. Gel o temel destek dediğini gayrisafi milli hasılanın yüzde birine getir. Çiftçiye dört. Bu sıkıntıları kökünden çözelim. Ama yüzde bir değil binde iki verecek kadar binde iki verecek kadar hakkınızı yediler, yemeye de devam ediyorlar. Tarımda bu bahsettiğim sorunlar çözülmeyince işsizlik artıyor, köyden kente göç engellenemiyor. Üretici ve tüketici refaha eremiyor. Birisi maliyetinin yarı fiyatına 8 liraya fasulye satıyor. Öbürü pazardan 80 liraya fasulye alıyor. Ülkemiz gıda enflasyonunda dünyadaki ülkelerin 10 katı düzeyinde Türkiye'de gıda enflasyonu 61.7, dünya ortalaması yüzde 6. Dünyanın 10 katı gıda enflasyonu var. Bunun bir tane sebebi var; başımızdaki beceriksizler. Başka kimse değil. Hakkaniyetli bir hal yasası olmadığı için, hakkaniyetli bir perakende ticaret yasası olmadığı için. Hâlen daha hal yasasına, perakende şasasına yaklaşmıyorlar. Sorunu biliyorlar, çözümünü vallahi senden benden iyi biliyorlar ama yanaşmıyorlar. Çünkü sizin emeğinizi sömürü dünya devi şirketlere ve kendi ithalatçılarına aktarıyorlar. Onlar yandaşı düşünüyorlar, vatandaşı yüz üstü bırakıyorlar. Ben sizin sesiniz olmak için buradayım.
Sorunların üstünü örtmeye çalışıyorlar
Tam da bu yüzden Türkiye’nin dört bir yanında hükümet istifa diye çiftçiler bağırdığı için birileri gündemi değiştirmeye, kavgalar çıkarmaya, bizimle başka meseleler üzerinden kavga etmeye, bu sorunların üstünü örtmeye çalışıyorlar. Evladınız olarak, bahçıvan Abdullah Ağa’nın torunu olarak, Hacıhaliller köyünden Selanikli Sadriye Hanım’ın torunu olarak, size namus ve şeref sözü veriyorum, ne yaparsa yapsın onun suni gündemini değil bu ülkenin gerçek gündemini, sizin sorunlarınızı dile getirmeye sadık kalacağım. Hatta bizi tahrik etmek, başka yerlere çekmek için yapmayacakları yok. İki ittifak ortağı gitmişler Malazgirt, Ahlat’a. İyi ki gittiniz, imkan olsa ben de giderim, olduğunda da gidiyorum. 1071’de Malazgirt Meydan Savaşı ile bu ülke, bu topraklar hepimizin yurdu olmuş. Orada ansana Alparslan’ı. Orada 'birlik, beraberlik, kardeşlik' de, 'sorunları biliyorum, gelin bu sorunları hep beraber çözelim' de. Yok. Bir yanında ittifak ortağı, bir yanında Hüda-Par. Hangi Hüda-Par? Domuz bağcı Hüda-Par. ‘Kadınları sahiplendirelim köpek gibi’ diyen Hüda-Par. Hangi Hüda-Par, ‘anayasanın ilk dört maddesi gitsin’ diyen Hüda-Par. Bir yanında Devlet Bahçeli, milliyetçiliği kimseye bırakmayanlar, bir yanında anayasanın ilk dört maddesi kalksın diyen Türkiye Cumhuriyeti’ni temelden dinamitleyenler. Yanlarına da birer tane kuvvet komutanı. Şu kadarını söyleyeyim, Devlet Bey sana bakıyorum, yanındaki Hüda-Par’a bakıyorum. Sadece şunu söylüyorum, kimler kimlerle beraber?
Geçim yoksa seçim var
Ama önüne gelene terörist diyenler, Hüda-Par'cıları Meclis’e sokmak için 10 ay önce kanun yararına bozma yaptılar, hepsini serbest bıraktılar, Meclis’e doldurdular. Şimdi bizi tahrik etmeye, suni gündemlere çekmeye çalışıyorlar. Vallahi de billahi de günü gelince bunların hesabı o Hüda-Par’dan da sorulur, onları kanun yararına salandan da sorulur da çok açık söylüyorum, istediğiniz kadar uğraşın, domates üreticisi bu haldeyken, pamuk üreticisi, üzüm üreticisi, bağcı, fındık, çay, fıstık üreticisi bu haldeyken sizin gündeminizin peşine takılmam. Benim gündemim analarımın, bacılarımın, dayılarımın, milletin efendisi çiftçilerin gündemi. Diyorlar ki 'geçim yoksa seçim var.' Kaçamayacaklar, seçim olacak. Geleceğiz ve bu sorunların hepsini çözeceğiz.
Çiftçilerin banka borçlarının tamamının faizleri silinecek
Müsaadeniz olursa, hiç uzatmadan son sözümden önce bugün sizin sorunlarınızın çözümü için ne yapmak lazım, biz geldiğimizde ne yapacağız, biz iktidarda olsak ne yapardık, onları söyleyeceğim. Çok açık olarak çiftçi desteklemelerinin kanundaki orana çıkarılması, yüzde 1 desteklemenin verilmesi lazım ki biraz önce anlattım, çok büyük bir destek bugün verilenlerin on katına denk gelecek. Verimliliği artıran en önemli unsur sulama. Modern sulama altyapısı ülkenin dört bir yanında yaygınlaştırılacak, desteklenecek. Çiftçilerin banka borçlarının tamamının faizleri silinecek, anapara beş yıla bölünecek. Tarım Bağ-Kurlular 9 bin günde emekli oluyor, doğru mu? Ama SSK’lılar 7200 günde, hatta kadın SKK’lılar 5 bin günde oluyor. Bağ- Kurluların tamamının prim gün sayısı 7200’e inecek. Bu sözü verenler tutmadı, CHP gelecek, bu sorunu kökünden çözecek. Asla tarımsal destek ödemelerine traktör ve tarım üretim aletlerine asla haciz gelmeyecek. Hiç istemem bir berber kardeşim haciz olsun ama berberi hacze git, makasını alamazsın. Terziyi hacze git, mezurasını, makasını, iğnesini alamazsın. Doktoru hacze git, stetoskopunu alamazsın. Onların makasları alınmıyor mesleğini yapabilsin diye, çiftçiye gelince traktörü bağlıyorlar doğru mu? Destek ödemesi var, bankaya yatıyor hacze gidiyor. O parayı alacak gübre alacak, mazot alacak. o paraya el koyuyorlar. Tamamını kaldıracağız. Çiftçinin ara çapası, tırmığı, kazması asla haczedilemeyecek. Söz veriyoruz ilk iş bunu yapacağız. İklim değişikliği var. Olur olmaz afet oluyor. Doğal afet sigortasını getireceğiz. Çiftçinin kullandığı mazottan ÖTV ve KDV almayacağız. Tayyip bey de almıyor, Allah razı olsun, bakın eğer bir çiftçinin bir tane yatı olsa güzel güzel gemicikleri olsa mazotu ÖTV’siz KDV’siz veriyor. Yatlara ÖTV’siz KDV’siz mazot verip traktöre bu fiyattan mazot verenlere bundan sonra çiftçiler oy vermeyecekler. Verecek misiniz? Ama ben bu mazotu ÖTV’siz KDV’siz vereceğim. CHP’ye sahip çıkacak mısınız? Belediyelerimizin yaptığı bir şeyi tüm ülkede hükümet yapacak. Eğer ki bir mal dalında, sapında, tarlasında kalıyorsa o ürünü sosyal devlet satın alacak, yoksullara ücretsiz dağıtacak.
Tek başına kurtulmak yok
Son olarak, sulamada kullanılan elektrik ödemeleri mahsulden sonra, hasattan sonra yapılacak, yazın ortasında elektrik kesen şirketin iflahını keseceğim söz veriyorum. Yapmayın dedik, dinlemediler. Elektriği özelleştirmeyin dedik, dinlemediler başımıza bela ettiler. CHP iktidarında başta tarımsal elektrik dağıtımı haksız özelleştirmeler geri alınacak. Hepsini kamulaştıracağım, çiftçiye düşmanlık ettirmeyeceğiz. Bugün yollara düşen çiftçilere söylüyorum. Yalnız değilsiniz. 12 bin 500 lira maaş alan emekli de asgari ücretine enflasyon zammı alamayan emekçi de siftahsız dükkan kapatan, borcunu ödeyemeyen esnaf da sizin gibi sıkıntıdadır. Tek başına kurtulmak yok, yok öyle kurtulmak tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.
Emeği sömürülenler hep aynı taraftalar
Daha önce söyledim bir kez daha söylüyorum, emeği sömürülenler, alın teri sömürülenler, karşılığını alamayanlar hep aynı taraftalar. Onlar halkın tarafındalar. Birileri de onları sömürenlerin tarafındalar. Biz sömürüye karşı hep beraber olacak ve Türkiye İttifakı’nı genel seçimlerde de kuracağız. Aslan sosyal demokratlar, muhafazakar demokratlar, milliyetçi demokratlar, Kürt demokratlar, yeter ki vatanını sevsin, bayrakla, Atatürk ile Gazi Paşa ile sorunu olmasın, yeter ki bölücü olmasınlar, tüm demokratlar, Türkiye İttifakı’nın içindedir. Hep birlikte başardık. Yine başaracağız. Öncelikle bir an önce seçimleri istemeye var mısınız? Sonra da seçimlerde hakkımızı almaya, sizi koruyacak, kollayacak bir iktidarı getirmeye var mıyız? O zaman üzülmeyin, enseyi karartmayın. Bütün dertlerin var bir çaresi, Cumhuriyet Halk Partisi. Kaldır pankartları görsün herkes. Manisa’nın dört bir yanından, komşu illerden gelenlere selam olsun. Ekmeğini taştan çıkaranlara, alnının terini toprağa damlatanlara selam olsun. Atatürk’ün dediği gibi milletin efendilerine selam olsun. Hep birlikte çalışıp hep birlikte başaracağız. Sizi seviyorum. Size güveniyorum. Size inanıyorum. Beni değil, kendinizi alkışlayın, duyalım.”