İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, yürütülen soruşturma kapsamında bugün tutuklanarak Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne sevk edildi ve İmamoğlu görevden alındı. CHP Genel Başkanı Özel, Saraçhane’de belediyenin merkez binası önünde toplanan on binlerce yurttaşa seslendi.

Özel, konuşmasında şunları söyledi:

"Bugün sandığa kimler gitmedi ki? İki elinde bastonuyla iki büklüm nineler, olmayan ayaklarıyla merdivenleri tırmanan engelliler, gencecik kadınlar, erkekler, emekliler, emekçiler, gençler, yaşlılar ama el ele, omuz omuza demokrasi için telaşlılar, özgürlük için telaşlılar. Bir bütün olarak baktığımızda geçmişte yapılan operasyonlara… TÜSİAD’a o muamele, ‘İş dünyası sussun.’ Baroya o muamele, ‘Meslek örgütleri sussun.’ Bir başka yere bir başka saldırı, ‘Akademisyenler korksun.’ Bir Ayşe Barım operasyonuyla yıllar öncesinden onurumuz Gezi’ye saldırarak, sanatçıları korkutmaya çalıştılar. Bakın elimde ne var? ‘Hukuk, adalet ve demokrasi için omuz omuza’ diyen ve şu ana kadar altına imza atıp size, bu mücadeleye destek ve ortak olan 880 cesur sanatçının imzası var. Demokrasi devriminin, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin önümüzdeki güzel günlerinin onurunu paylaşan koca yürekli sanatçıların karşısında saygıyla eğiliyorum. Pek çoğu da bu meydanda. Ve bugün beş günlük mücadelenin, beş günlük direnişin, beş günlük birlikteliğin son günü değil. Aksine bir büyük uzun, zorlu ama onurlu bir mücadele başlangıcının ilk günüdür, ilk günüdür. Bugünden itibaren bu on binler, yüz binler, milyonlar hep birlikte, omuz omuza bir kez daha Anadolu’yu, Rumeli’yi kurtarmaya, bir kez daha demokrasiyi kurmaya, Cumhuriyet’i kurtarmaya gidiyoruz.

Siz olmasaydınız bugün bu binada Erdoğan'ın atadığı kayyum oturuyordu

Gençler, biz Gezi’de Taksim’deydik. Çünkü Gezi’de Taksim’de olmamız gerekiyordu. Çünkü orada Gezi Parkı’ndaki ağaçları Tayyip Bey kesmek, yerine Topçu Kışlası’nı inşa etmek, Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkmak, yerine alışveriş merkezi yaptırmak gibi bir niyeti vardı. Ve biz o gün olmamız gereken yerde, Taksim’deydik. Bugün siz olmasaydınız, ilk günden kahramanca koşturup gelmeseydiniz, gazdan, barikattan yılsaydınız, korkup evde otursaydınız, bugün bu binada Tayyip Erdoğan’ın atadığı kayyum oturuyordu. Bunu siz başardınız. O yüzden İl Başkanımız, ben her seferinde ‘Buradan ayrılalım bir başka yere gidelim’ dendiğinde hep şunu söyledik: ‘Bugün savunulacak yer Saraçhane’deki bu bina, kayyumun gelmesine karşı önünde yüz binlerin duracağı yer Saraçhane meydanıydı. Doğru olanı yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Günü gelince hep birlikte nasıl sokağa çıkma, toplanma, gösteri yasağını Tayyip Erdoğan’a, Valilik’e, Emniyet Müdürlüğü’nün hukuksuz yasaklamalarına karşı 500 binle, 1 milyonla geri aldıysak ant olsun ki Taksim Meydanı’nı da geri alacağız.

Tayyip Bey, ‘Konuşma, turpun büyüğü heybede’ dediği gün gizliği tanığı getirmişler, yalanları dizdirmişler

Bir yandan Tayyip Bey, böbürlene böbürlene, otura otura, salonlarda dura dura, prompterlerden okuya okuya size ve bana meydan okuyor. Diyor ki, ‘Yargıdan korkma. Yargıya saygılı ol. Yargı kararlarına uy.’ Bugün o dosyalardan birinde Ekrem Başkan’a iftira eden bir gizli tanık, yalancı tanık, gizli tanık… Dün hep beraber birini yakalamıştık. Nasıldı? 2021’e kadar İBB’de çalışmış. Eski AKP döneminden, o günden beri yok. Beş yıldır Teknofest’i yapıyor, Türkiye Yüzyılı kampanyası yapıyor, 18 bakanlıkla birden çalışıyor ama İBB döneminde gördüler diye naylon fatura ona da yazmışlardı. Sabah 06.00’da onu da evden almışlardı. Sabah 08.00’de Ali Erdoğan’ı arayıp, kendini serbest bıraktırmıştı. İletişim Başkanlığı’nın tek firması; 4,5G. Tayyip Bey’in ‘Her şeyi Türkiye Yüzyılı’nda kim yapacaksa İletişim Başkanlığı yayınlayacak’ deyip yayınlanan tek firma. Onu salmışlardı, üstüne de ‘şubeden serbest’ yazmışlardı.

İmamoğlu’ndan "askıda fatura" tepkisi: Bu da mı suç? İmamoğlu’ndan "askıda fatura" tepkisi: Bu da mı suç?

Onları bulup, gösterince panik halinde adamı alıp, Emniyet’e üç gün sonra geri getirdiler. Ama üç günlük doktor kaydı yok, muayene yok, telefonu hep kullanmış. Suçüstü yakalandılar. Bugün sabah onu sizden, benden, gözden kaçırmak için göstermelik tutukladılar. Şimdi gözüm üstünde. İtirazla salacak mısın, salmayacak mısın? Bir ay sonra onu ilk bırakacak mısın, bırakmayacak mısın? Ama esas mesele ne çıktı bugün ortaya? Bu iftiracı, yalancı, gizli, kirli tanık var ya, Ekrem Başkan hakkında yalan ifadeyi ne gün vermiş? 29 Ocak 2025. Girin Google’a, bakın. ‘Turpun büyüğü heybede.’ Tayyip Bey ne gün demiş? 29 Ocak 2025. Tayyip Bey’e, Ekrem Başkan kafasını bozduğu gün ‘Konuşma, turpun büyüğü heybede’ dediği gün gizliği tanığı getirmişler, yalanları dizdirmişler. Bununla Başkanımızı, Cumhurbaşkanı adayımızı Silivri’ye tıkanların burunlarından fitil, fitil getireceğiz.

Silivri, Erdoğan'a ganimet oldu

FETÖ’cüler yurtdışında firarda, fikirleri, yöntemleri sarayda. Kimi Ankara’daki sarayda, kimi Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nda. Silivri’yi kim yaptı? FETÖ’cüler. Kimin için yaptı? Vatanseverleri, yurtseverleri, aydınları, gençleri, akademisyenleri yıldırmak için, onları koca koca hapishanelere tıkmak için yaptı. Kendileri kaçtılar, gittiler. Bıraktıkları hapishane Tayyip Bey’e ganimet oldu.

Tayyip Bey sen mi yolsuzsun, Ekrem Başkan mı?

Ekrem İmamoğlu’nun bu binadaki bütün performansı ortada. Önceki beş yıl. Yani AK Parti’nin yönettiği beş yılda harcanan paranın dolar üzerinden yarısıyla, tam yarısıyla AK Parti’nin yaptığı işlerin tam iki katını yaptı. Bu hem Türkiye’deki bütün raporlarda hem uluslararası kuruluşların bütün raporlarında var. Tayyip Bey, açıkça meydan okuyorum. Senin atadığın belediye başkanların bizim Ekrem Başkanımızın yaptığı işleri iki katına yapıp, yarısı kadar yaptılar. Sizin döneminizde iki kere iki, dört etmedi; iki etti. Ekrem Başkan’ın döneminde iki kere iki, dört değil; sekiz etti. Sen mi yolsuzsun, Ekrem Başkan mı yolsuz? Eğer Ekrem Başkan’ın yönetiminde yolsuzluk olsa, hırsızlık olsa senin yarı paranla nasıl iki kat iş yapacak? Demek ki burada dört katlık bir fark var. Rabia yapıyorsun ya. Biri millete, üçü cukka, senin adamlarının cebine. Suçüstü yakalandın. 

Nevruz alanında kalp kırıklıkları duydum

Sözün sonuna gelmeden bu Nevruz haftasında barışın, kardeşliğin, yeni yılın umudunda bugün de İstanbul’da Nevruz kutlandı. Bugün Nevruz’un kutlandığı alandan ufak tefek sitemler, kalp kırıklıkları duydum. Buradan oraya doğru şunu söylemem lazım. Bu kürsüde, bu meydanda beş gündür çok konuştuk. Çok söz hatasız olmaz. Her kim bu kürsüden konuştuysa, söylediği bir söz kimi kırdıysa ondan helallik istemek partinin Genel Başkanı adına bendedir. Bütün Kürt kardeşlerimin Nevruzunu bir kez daha kutluyorum.

Büyük bir mücadeleye başlıyoruz

Yarın sabahtan itibaren bu meydan hem tüketimden gelen gücünü hem örgütlenmeden gelen gücünü hem farklı da olsa yan yana durabilmenin, farklılıklardan arıza, kavga değil güç devşirebilmenin, o gücü hepimizin faydasına kullanabilmenin ayırdıyla bir büyük mücadeleye başlıyoruz. 20.30 vazgeçeceğimiz bir zaman ve Saraçhane vazgeçebileceğimiz bir mekan değildir. Yarından itibaren ya da yarından sonraki günlerde, 20.30’da bütün Türkiye’de ve İstanbul’da ilan edilecek meydanlarda, alanlarda, hep birlikte olmaya, mücadeleyi yükseltmeye, geleceğe sahip çıkmaya başlıyoruz. Ekrem Başkan’ı almadan, Cumhurbaşkanı adayımızı almadan, onu geri almadan durmayacağız. Onu Cumhurbaşkanı yapmadan, onu Türkiye’nin özgürlüklerinin, demokrasisinin, kardeşliğinin teminatı yapmadan durmayacağız. Bu yolun sonu hep birlikte mutluluktur. Hep birlikte özgürlüktür."

Kaynak: ANKA