Sabah erken saatlerde İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çok sayıda kişinin gözaltına alınması gündeme bomba gibi düştü. Tepkiler peş peşe gelirken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Halk TV ekranlarında açıklama yaptı.

Özel, “Ekrem İmamoğlu, ‘Ben nerede olursam olayım ön seçim yapılsın’ dedi.

23 Mart günü ben mezarda da olsam tüm üyelerimizi sandığa, bu darbecilerden hesap sormaya davet ediyorum.

Bu darbeyi püskürtmezsek bir daha sandık yok.” ifadelerini kullandı.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat duyurdu: Evimde arama yapılarak gözaltına alındım İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat duyurdu: Evimde arama yapılarak gözaltına alındım

Halk TV yayınına telefonla bağlanan Özel, sabah satlerinde gerçekleştirilen gözaltıların ardından İstanbul'a gitmek üzere yola çıktığını aktardı. Türkiye'nin darbe girişimiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Özel, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Özel, "Bu darbenin neresindesin?" diye sordu.

Özel'in açıklamaları şöyle:

“Hepimize geçmiş olsun. Ben şu anda İstanbul’a doğru yoldayım. Birden çok soruşturma var. Ama şöyle bir baktığımızda dört gün süreyle İstanbul’da gösteri, toplanma, basın açıklaması bile yasak. Dört günün sonunda ne var? Cumhuriyet Halk Partisi’nin ön seçimi var. Ön seçimde adayımız olan Ekrem İmamoğlu‘na, Sayın Başkanımıza bu sabah gözaltı yaptılar. Bir bütün halinde Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir kurumsal saldırı var. Bu iş gelecek hafta, ondan sonraki hafta ya da bundan bir hafta önce değil tam beklenip çarşamba günü yapılıyor. Dört günlük gözaltı süresi tam pazara gelecek şekilde yapılıyor. Dört günlük toplanma yasağı ilan ediliyor.

Burada şunu söylüyor birileri: ‘Siz Cumhurbaşkanı adayı belirlemeye, bundan sonraki Cumhurbaşkanı’nı belirlemeye kalkıyorsunuz. Biz de anketlere baktığımızda Cumhuriyet Halk Partisi'nin birinci parti olduğunu ve iktidarı devralmak üzere yolda olduğunu görüyoruz.’ Cumhuriyet Halk Partisi’nin adı geçen Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu‘yla Recep Tayyip Erdoğan’ı arasındaki anketlerde 20 puan fark var, 15 puan fark var. Ekrem İmamoğlu‘nun Erdoğan’ı yeneceği görülüyor. Bundan önce Tayyip Erdoğan partisini kurduğundan beri bir kez 31 Mart akşamı yenildi. Partisi ikinci parti oldu. Ama kendisinin gösterdiği adaylara karşı dört kez Ekrem İmamoğlu, Tayyip Erdoğan’ı yendi. Beylikdüzü’nde yendi, 2019’da, 31 Mart‘ta yendi. Seçimi iptal etti YSK eliyle, tekrarlanan seçimde yendi. Bütün karalamalara rağmen, efendim işte her türlü belediye otobüslerinde yalandan arıza klipleri çekmeye kadar, metroda merdivenlere taş sokup onları çalıştırmayıp, onun üzerinden algı yaratmaya kadar.  Ekrem İmamoğlu’nu başarısız, beceriksiz göstermeye çalıştılar. Yapılan seçimde rekor oyla, 1 milyon farkla seçimi kazandı. Karşısında 17 bakan, bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bir Cumhurbaşkanı vardı. Ama kazandı. Bu, bir kez daha yapılacak seçimde Ekrem İmamoğlu‘nun Erdoğan’ı yeneceğinden benden daha çok Erdoğan emin. CHP Genel Başkanı olarak ben buna 100 inanıyorsam, Erdoğan buna bin inanıyor. Çünkü o, herkesi kendi sesiyle uyarıyor. ‘İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır.’ Bu ses ona uyku uyutmuyor. Bunun için yapıyorlar bunu. Benim buradan söyleyeceğim şu: Bu vakitten sonra ne desek, ne yapsak şunun yerine geçmez. Millet, ülkeyi kimin yöneteceğini kendi mi karar verecek, yoksa geçmişte oy verdiği, göreve getirdiği Cumhurbaşkanı; şimdi demokrasi ile gelen, sandıkla gelen biri, sandıkla gitmeyi kabul etmiyor ve kendisini yeneceğini düşündüğü rakibine darbe yapıyor, darbe yaptırıyor. Şu anda Türkiye, bir sonraki Cumhurbaşkanı’na karşı yapılan darbe sürecinin içindedir. Darbe girişimi ile karşı karşıyayız. İnsanlar ‘Ben seçeceğim’ mi diyor, yoksa ‘Ben en son seçtim, bundan sonra gitmeyecek, bütün kararları o verecek, seçme hakkım elimden alınacak’ mı diyor? Bunu daha önce de konuşmuştuk. Bu millet, devletini sever. Vergi ister, verir. Askere çağırır, gider. Bu devlet için şehit olur, canını verir. Ama sandığını vermez, seçme yetkisini vermez. Ne zaman ki devleti milletin karşısına dikerler, her zaman devlete karşı millet kazanır. Millet devletini var eder, onun için can verir. Ama karşısına devleti dikersen, örneğin Kenan Evren darbe yaptı, ‘Bunu seçeceksin’ dedi.  O gün bile onu seçmedi, Özal‘ı seçti.”

Sizin nereniz demoktrat

“Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. 15 Temmuz’da milletin seçtiği Cumhurbaşkanı’na ve Meclis’e darbe yapmaya kalktılar. Bütün darbeler iktidara yapılır. Bütün dünya, ülke kamuoyu döner; muhalefete bakar, ana muhalefetin gözünün içine bakar ’Sen bu işin neresindesin’ diye. Ben o gün Genel Başkanımız uçaktayken onun vekili sıfatıyla, Grup Başkanvekili olarak Meclis’e çağırdım bütün grubu. Kapalı Meclis’i açtırdım. Tanıdığım AK Parti’den elimde telefonu olan herkesi aradım. ‘Darbeye karşı demokrasi savunacağız’ dedim. Onlara karşı Fetullahçı cunta darbe yapıyordu. Telefonlar geldi partimize Genelkurmay’dan ‘Atatürkçü subaylar da darbeye destek verecek’ diye. ‘Yanlış yaparlar. Kim yaparsa yapsın karşısındayım darbenin’ dedim. Erdoğan’a sesleniyorum: Darbe sana yapıldığında ben karşısındaydım, sen bugün yapılan darbenin neresindesin kardeşim. 15 Temmuz’da sana yapılan, bugün Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılıyor. Şimdi Erdoğan ve AK Parti‘ye soruyorum: Beni sabahtan beri tüm siyasi partilerin liderleri, yetkilileri arıyor dayanışma için. Tüm siyasi partilerin. Dün akşam tweet atmayan bir MHP kaldı, bir AK Parti kaldı. O ikisine soruyorum: Siz bu darbenin neresindesiniz? Oy size verilince mukaddes, kutsal da bize verilince mi mundar kardeşim? Bu millet sizi seçtiğinde baştacı da şimdi mi onu alaşağı yapacaksınız kardeşim? Sizin cuntadan, Kenan Evren‘den, 15 Temmuz cuntasından ne farkınız var kardeşim? Sandığı yok sayıyorsanız Pazar günü kurulacak sandığa bugünden darbe yapıyorsanız sizin nereniz demokrat kardeşim? Yazıklar olsun size.”

Hayatta olmasam bile...

Genel Başkan Özel, 23 Mart’taki ön seçimin yapılıp yapılmayacağına sorusuna şu yanıtı verdi:
“Sizinle yan yana geldiğimde Ekrem Başkan’ın bana 10 gün önce attığı bir mesajı gösterdim, duruyor WhatsApp‘ımda. Yine zor bir güne uyanmıştık, ben kendisine moral olsun diye bir mesaj attım. O da bana verdiği cevapta dedi ki, ‘Sayın Genel Başkanım, 23 Mart günü ben nerede olursam olayım, o sandığın kurulması, o ön seçimin yapılması çok önemli Genel Başkanım, aynı düşünüyorum’ dedi. Ben, ‘Önümüzdeki günlerde daha da kötüleşecekler, onu görüyorum. Biz birlikte olmalıyız, moralimiz yüksek olmalı’ derken onun bana yazdığı cevap, ‘Ben nerede olursam olayım o seçimi yapmalısınız’ dedi. Ben buradan ilan ediyorum: 23 Mart günü 1 milyon 750 bin üyemiz, 81 ilde, 973 ilçede bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimindeki adayımızı ve milletimiz takdir ederse bir sonraki Cumhurbaşkanımızı belirlemek üzere sandık başında olacak. Daha büyük bir kararlılıkla, daha büyük bir inatla orada olacak. Ben şimdi yoldayım. Yolda başıma ne gelir bilmiyorum. Veya benim dokunulmazlığım var. Beni görevden alamazlar, beni gözaltına alamazlar ama ne yaparlar bilmiyorum. Pazar günü ben nerede olursam olayım, hayatta olmasam bile 1 milyon 750 bin üyemizi sandık başına davet ediyorum. Ekrem Başkan içeride de olsa, dışarıda da olsa, hayatta da olsak ben, Ekrem Başkan, Mansur Başkan mezarda da olsak 23 Mart günü bütün üyelerimizi ve dahası şu an üyemiz olmayabilir ama bu yapılan darbeye karşı çıkacak herkesi sandıkların başına, dayanışmaya ve bu darbe girişimini püskürtmeye davet ediyorum. Biz ne şartta olursak olalım vasiyetimizdir, içeride de olsak dışarıda da olsak, hayatta da olsak mezarda da olsak o sandıklar kurulacak ve bu darbecilere sandık başında hesap sorulacak.”

Bu darbeyi püskürttük, püskürttük

“Üyemiz olmayan vatandaşlarımızı da dayanışmak için, partiye üye olmak için, partinin üyeliği için başvuru yapmak için sandıkların kurulacağı yerlere bekliyoruz. Bu darbeyi püskürttük püskürttük, püskürtmedik bir daha sandık yok. Bunlar sandığı inkar ediyorlar. Kendileri meşruiyetlerini kazandıkları Anayasa’yı inkar ediyorlar. Cumhurbaşkanı orada oturuyorsa Anayasa’nın kendisine verdiği yetkiyle oturuyor. Can Atalay, Silivri’de duruyorsa Anayasa Mahkemesi’nin yetkisini, Anayasa’dan yetkisini alan Cumhurbaşkanı tanımadığı için, onun talimatıyla hapiste duruyor. Anayasa’nın bir sayfasını yırtan, öbür sayfasına sarılıp o koltukta oturamaz. Bu bir darbe girişimidir, buna karşı milletimizi sandığa davet ediyorum. 23 Mart’ta kuracağımız sandıklara 1 milyon 750 bin üyemizi ve bu darbeye karşı dayanışma göstermek isteyen herkesi sandıkların başına davet ediyorum.”

Tek umut ışığı

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “İmamoğlu ile ilgili yaşanan gelişmeler üzerine bütün muhalefet partileri birleşti mi?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Her bir genel başkana ve onların şahsında tüm partilerin üyelerine şükranlarımı sunuyorum, büyük bir dayanışma gösterdiler. O kadar ki teker teker her birine telefonla dönmeye akşam vakti yetişemeyeceği için o paylaşımlarını sosyal medyadan retweet ettim. Bugün de sabah ilk iş olarak kendilerini aramayı düşünüyordum ki böyle bir karanlık güne uyandık. Bugün nasıl Zafer Partisi’nin Sayın Genel Başkanı Silivri’ye cezaevine konulduğunda nasıl hepimiz ona sahip çıktıysak bugün de Ekrem İmamoğlu‘na tüm muhalefetin bir bütün halinde sahip çıkıyor oluşu çok kıymetlidir. Ben bu noktada iyi günde, kötü günde her zaman bütün muhalefetin birlikte davranmasını hep savundum. Bugünün tek umut ışığı hiçbir eksik olmadan tüm muhalefet parti liderlerinin dün akşam sosyal medyadan gösterdikleri, bugün de şu ana kadar yetişebildiğim kadarıyla telefonlarla sabahleyin ilk Tuncer Bakırhan’ın telefonu vardı. Ardından çok sayıda partinin genel başkanı aradılar ya da aramışlar. Özel kalemimiz görüşme taleplerini iletiyor. Biz de kendilerine dönmeye çalışıyoruz. Ama bir yandan da partiyi organize etmeye çalışıyoruz bu önümüzdeki kritik günü ve dört güne dair olmak üzere. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tek başına kurtuluşun olmadığını, ya hep beraber, ya hiçbirimizin kurtulamayacağımızı idrak eden ve bunu haykıran tüm muhalefet partilerine teşekkür ediyorum.”

Ben ve CHP demokrasiye sahip çıktı

“İktidar partilerinin de bu darbeye karşı pozisyonlarını netleştirmelerini bekliyorum. Bu darbeyi yapanlara talimat mı veriyorlar, yoksa bu darbenin karşısında demokrasiyi mi savunacaklar? Ben 15 Temmuz akşamından alnımın akıyla çıktım. Ertesi gün sabah Erdoğan, ‘Meclis’te demokrasiye sahip çıkan milletvekillerinize teşekkür ederiz’ diye o günkü Genel Başkanımızı aradı. Genel Başkan da ‘Onlar bir siyasetçiye değil, siyaset kurumunun kendisine sahip çıktılar, demokrasiye sahip çıktılar’ cevabını vermişti. Meclis açıldığında Hayati Yazıcı dahil, sıra olup 15-20 kişi taziye kuyruğu gibi Grup Başkanvekili olarak grubun önünde duruyordum, ayaktaydım. Teker teker gelip elimi sıkıp ‘Takdir ettik, teşekkür ettik. İyi ki varsınız’ diyen AK Parti milletvekillerine hatırlatıyorum. Darbe o gün sizeydi. Ben sahip çıktım ve CHP sahip çıktı demokrasiye. Tebrik kuyruğuna girmiştiniz. Bugün hangi kuyruktasınız? Demokrasinin taziye kuyruğuna mı geçeceksiniz, yoksa demokrasinin safında yanımızda mı yer alacaksınız? Bir AK Partili tweet atabilecek mi, ‘Bu yapılanların karşısındayım’ diye. Ben orduya karşı tweet attım o akşam. Biz tanka, topa, tüfeğe karşı Meclis’e koştuk. Bu İstanbul’daki aparata ve ona talimat verenlere karşı bir kahramanı AK Partli milletvekili bekliyorum. Desinler ki, ‘Biz bu darbe girişiminin karşısındayız.’ Ben namlunun ucunda bu sözü söyleyebilmiş bir partinin genel başkanıyım bugün. Şimdi siyasi ikbal uğrunda ne tarafta yer alacaklar? Darbenin karşısında yer alacak bir AK Partili siyasetçi, bundan sonra Cumhuriyet tarihi boyunca demokrasi kahramanı olarak anılacak. Bir babayiğit, bir anayiğit arıyorum ‘Bu yapılanlar doğru değil’ diye. Kendi içlerinde konuşmalar, uçakta yan yana geldiği CHP’liye anlatmalar, iftar masasında ‘Biz de olanlardan rahatsızız’ demeler yetmez. Bir tweet, bir açıklama, ‘Biz de bu yapılanları doğru bulmuyoruz’ diyen bir babayiğit AK Partili, bir anayiğit AK Partili arıyorum. 28 Şubat‘ın mağduriyetini, o günden bugüne etinden sütüne kadar yararlanan AK Parti‘ye söylüyorum. Bu sürecin 28 Şubat‘tan ne farkı var? Bunu soruyorum. Bir babayiğit, bir anayiğit arıyorum.”
Genel Başkan Özel, “Parti içindeki muhalif isimlerin İmamoğlu’na yönelik destek paylaşımlarının sorulması üzerine, “Eksik olmasınlar, eksik olmasınlar. Allah eksikliklerini göstermesin” dedi.

Özel, “Bu olayla ilgili iktidardan herhangi birini aradınız mı?” sorusuna, “Bugün benim arama günüm değil, benim aranma günüm. Ben bugün arayacak durumda değilim, ben bugün birilerini arayıp da partimi de kendimi de o duruma sokmam. Ben bugün arayacak değil, aranacak gündeyim” dedi.

Millete kafa tutanlar millete hesap verir

Genel Başkan Özgür Özel, yayının son bölümünde ayrıca şu değerlendirmeleri yaptı:
“Eninde sonunda milletin dediği olur. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ Bu sözün sağladığı demokrasi ile bu sözün imkan tanıdığı sandıkla göreve gelip millete kafa tutanlar, milletin seçme hakkını elinden almaya çalışanlar en sonunda millete hesap verirler. Bu millet, hiçbir hesabı görülmeden, hiçbir defteri dürülmeden bırakmadı bugüne kadar. Bundan sonra da bırakmayacak. Ekrem Başkan da milletimize emanettir, partimiz de milletimize emanettir. Partimiz milletimizle birlikte ‘Cumhuriyet‘le birlikte iki büyük eserim var’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir, ben o emaneti milletimize teslim ediyorum” yanıtını verdi.

Kaynak: HABER MERKEZİ