CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında, Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısında yaptığı açıklamalara değinen Özel, şunları söyledi:
"Partimiz, sürekli halkın gündemini konuşurken yeni bir saldırı ve yeni bir hamle ülke gündemini meşgul etmeye başladı. Sayın Bahçeli önce bir el sıkıştı, ardından şu yan odada bir kürsüde Abdullah Öcalan'ı o kürsüye, kendi konuştuğu kürsüye davet etti. 'Gelsin bu kürsüden -DEM de o kürsüyü kullanıyor- çağrı yapsın' dedi. Bir kere o kürsüye DEM kürsüsü demenin o kürsünün Meclis kürsüsü olduğu gerçeğini, yani TBMM'de bahçede de yapılsa bir açıklama, bunun yasama ve denetim faaliyeti olduğu anayasal bilgisini bir kez daha hatırlatmak isterim. Dedi ki 'Gel bakalım buraya ve bir açıklama yap. Sonra da 'umut hakkı'ndan yararlan.' O günden bugüne Türkiye bir gündemle çalkalanıyor. Recep Tayyip Erdoğan'a geçen hafta yaptığım çağrı şuydu, 'Konuş, Bahçeli'nin sözlerini paylaşıyor musun, paylaşmıyor musun, konuş.' Bu çağrımızdan birkaç gün sonra Bahçeli'yi övgü dolu sözlerle sahiplendi. Yani bu projenin aralarında bir fikir ayrılığı olmaksızın hazırlandığını, Devlet Bahçeli tarafından sunulduğunu, kendisinin de belli bir süre suskun kaldıktan sonra buna sahip çıktığını netleştirdi.
"Kürt sorunu yoktur, Erdoğan'ın kürk sorunu vardır"
Bugün de Sayın Bahçeli yaptığı konuşmada aynen şu ifadeleri kullandı: 'DEM Grubu'na gelsin -bizim kürsüyü alsın diyor- umut hakkından istifade etsin, sözümün arkasındayım, teklifimde ısrarlıyım, tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça, içlerinden geçeni özgürce söyledikçe bir mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemek çok daha kolaydır' diyor. Esas ağzındaki baklayı çıkarıyor. Belki siz buradayken tam duyamamış olabilirsiniz. 'Birbiriyle huzura kavuşamayanlar, birbirleriyle bir arada yaşayamayanlar Türkiye'nin ayrımcılığını nasıl giderecek?' Ben, 'Eşitlik yok, Kürtler eşit hissetmiyor, Kürtler ayrımcılığıa uğradığını hissediyor' dediğimde buna laf edenlere söylüyorum. Devlet Bahçeli diyor ki, 'Türkiye'nin ayrımcılığını nasıl giderecek, nasıl bir arada yaşayacak? Bu kapsamda lazım gelen anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mıdır? Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılı'nın inşaası için Sayın Recep Tayyip Erdoğan güvencedir, milletin sevdalısıdır, tecrübesi ve birikimi ile bize göre tek seçenektir' diyor. Ve konuşmasında 'Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru bir tercih değil midir' diyor. Bütün Türkiye duysun ki, söyledikleri şuymuş: Kürt sorunu yoktur, kürk sorunu vardır. Recep Tayyip Erdoğan'ın kürk sorunu vardır. Ne Türk, ne Kürt, ne Alevi, ne Sünni... Bunların dost kaygısı, dostluk projesi yoktur. Bunlarca dostluk sorunu yoktur, Recep Tayyip Erdoğan'ın post sorunu vardır, postunu bırakmak istememektedir.
O kadar ki geçmişte, 'Balda tuz bulunmaz, bir tek senden Cumhurbaşkanı olmaz' dediği Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha aday olabilsin, bir kez daha seçilsin diye anayasa değiştirmekten, bunun için gerekirse Abdullah Öcalan'ı Meclis'e getirmekten bahsetmektedir, samimiyet budur. Partimizin Kürt sorunun var olduğunu, çözüm adresinin Meclis olduğunu, ancak toplumsal mutabakatla bunun sağlanabileceğini, hiçbir parti ve grubu dışlamadan -ve olmazsa olmaz altın standardımdır, kırmızı çizgimdir- şehit ailelerinin, evlatlarının, eşlerinin ve gazilerimizin yüzüne bakamayacağımız hiçbir şey yapmadan bu sorunu çözeceğiz."