TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, anayasa değişikliği çalışmaları için Meclis’te grubu olan parti ziyaretlerine bugün başladı. Kurtulmuş, bugün ilk olarak CHP’yi ziyaret etti. Kurtulmuş’u Grup Başkanvekilleri Gökhan Günaydın, Ali Mahir Başarır, Murat Emir, TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Sibel Suiçmez ve TBMM İdare Amiri Uğur Bayraktutan karşıladı. 11.40’ta başlayan görüşme yaklaşık 45 dakika sürdü. Görüşmenin ardından Meclis Başkanı Kurtulmuş ve CHP lideri Özel açıklama yaptı.
Numan Kurtulmuş şunları söyledi:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan partilerin genel başkanlarını, yöneticilerini ziyaret ederek Türkiye'de anayasa yapım süreciyle ilgili görüşlerini almak için bugün ilk görüşmeyi Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel Bey'le gerçekleştirdik. Sürece ilişkin nasıl bir yol izleneceğine ilişkin bundan sonra birlikte müzakereyle bir süreç oluşturulması gerektiği fikrini ifade ettim. Başından itibaren bu konu gündeme geldiğinde benim dikkat ettiğim husus nitelikle ilgili, şimdiye kadar anayasanın içeriğine ilişkin bir cümle konuşmayız. Önce yapılacak işin usullerinin tespit edilmesi ve onun sonucu olarak da doğru bir istikametle, müzakereyle de sürdürülmesidir. Anayasa milletin anayasasıdır ve parlamentoda başından beri söylediğimiz oluşabilecek en yüksek konsensusla, yani mümkünse dört yüzün çok üstünde bir ittifakla, bir toplumsal mutabakat metni olarak Türkiye'nin yeni anayasası ortaya çıksın. Bu anlamda toplumsal mutabakatın oluşmasını arzu ettiğimiz bir sürecin, toplumsal yarılma ve toplumsal kamplaşma vesilesi haline getirilmemesi için de azami dikkat göstermemiz gerekir. Bu çerçevede benim açımdan da son derece verimli, yapıcı bir görüşme oldu. Sayın Genel Başkan da görüşlerini çok açık bir şekilde ifade etti.
Temsil kabiliyeti en yüksek parlamento
Bundan sonra diğer genel başkanları da ziyaret ederek hep beraber bir yol bulacağız. Eğer gerçekleştirebilirsek en kısa süre içerisinde örneğin mayıs ayının sonuna kadar grubu bulunan siyasi partilerden bu işin usulüne ilişkin fikirlerini almak isteriz ve ondan sonra da belki yaz döneminde bütün siyasi partiler görüşlerini, anayasa tekliflerini olgunlaştırarak önümüzdeki sene Meclis açıldığında müzakere ortamına başlar ve sonrasındaki dönemde de inşallah usulüne uygun bu süreçleri götürdüğümüz takdirde sonuç alabileceğimizi düşünüyorum. Tabii bu parlamentonun şöyle bir özelliği var; bunun özellikle altını çizmek isterim. Bu parlamento uzun yıllar içerisinde temsil kabiliyeti en yüksek parlamentodur. Halkımızın verdiği oyların yaklaşık yüzde 95'i bugünkü parlementoda temsil ediliyor. Burada çok sayıda partinin olması demokratik bir tartışma zeminini kuvvetlendirmesi bakımından da önemlidir. İfade ettiğim gibi grubu olan ve olmayan partilerin de görüşlerini alacağız. Ama anayasa yapım meselesinde kararı Meclis verecektir. Bu Meclis anayasa yapma yetkisine de gücüne de sahiptir. Yani 'bu Meclis kurucu Meclis değildir, Anayasa yapamaz' gibi görüşlerin gerçekten doğru olmadığını, demokratik olmadığını bir kez daha ifade etmek isteriz. Sonuçta bu süreçte sadece siyasi partilerin değil toplum bütün kesimlerinin, üniversitelerin hukuk camiasının, sivil toplum kuruluşlarının, farklı kesimlerin de görüşlerini alacağımız, iyi yönetilmiş bir süreci inşallah olgunlaştırırız. Sonuçta nasıl Meclis'te bu işin müzakeresiyle ilgili oluşacak komisyonun şekli, yöntemi bunları da yine partilerde uzlaşı içerisinde belirleyip bir sonuca ulaşacağız. Ben hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum."
Siyaset halkın gündemine duyarsız olamaz
Özel ise şöyle konuştu:
“Sayın Meclis Başkanımızı bugün ağırladık. Ben kendisinin meclis başkanlığına aday olduğu günden itibaren kendisinin diyaloğa açık tutumundan dolayı her zaman görüşebileceğimizi, her konuyu görüşebileceğimizi söylemiştim. Bugün de bir ziyaret yaparak bizlerle görüşlerini paylaştı. Tabii kendisiyle de paylaştığım konuları açıkça, zaten kendisi de açık bir müzakere ortamı olması gerektiğini söylemişti. Biz 31 Mart seçimlerinden Türkiye'nin birinci partisi olarak çıkmış, sorumluluğunun farkında olan bir partiyiz. Ve siyaset halkın gündemine duyarsız olamaz. Bugün insanların yoksulluk gibi, açlık gibi, işsizlik gibi, güvencesizlik gibi üst düzeyde beklentileri varken yeni bir anayasa beklentisi, toplumun taleplerinin neresindedir, onu bir tartmak lazım. Prensip olarak ben partinin genel başkanı olsam da partinin yetkili kurullarında bir konuyu değerlendirmeden doğrudan bir cevap vermeyi CHP’nin olmazsa olmaz parti içi demokrasi anlayışına ve kendimizin yönetim anlayışına uygun görmem. Sayın Başkan'ın bugün yaptığı değerlendirmeleri, başta Merkez Yönetim Kurulumuz (MYK) olmak üzere, partinin yetkili organlarıyla ve grubumuzla değerlendireceğiz.
Yapılan Anayasa'ya uyulmuyor
Ancak şunu ifade etmek isterim, Sayın Başkana da söyledim: Bir şeyin yenisini teklif ediyorsak, örneğin ‘Yeni bir elbise alalım’, giyeceksek alalım. Giymemek üzere yeni elbise alınır mı? Biz anayasaya uyacaksak anayasayı değiştirelim. En iyisini yapalım sonra yine uymayalım. Geçen sefer de iyisini yaptınız. Bu sözün Başkana ait olmadığını herkes bilsin. Geçen sefer de iyisi yapıldı ama yapılan o anayasaya uyulmadı, uyulmuyor. Bir yeni anayasa konuşurken bir kere mevcut Anayasa’ya tam uyum beklemek bizim hakkımızdır. Bu konudaki hassasiyetlerimizi ilettik. Vatandaşın sorunlarıyla ilgili de söyleyeceğim şudur: Anayasa tartışmaları -daha önce de yaşandı- siyasetin üzerine bir sis olarak çöküp de diğer meseleleri görünmez kılıyorsa burada vatandaşın menfaati olmaz. Bugün sorun, yoksulluk, işsizlik, artan fiyatlar, yüksek enflasyon ve insanların yoksullaşmasıyken biz anayasa konuşup, bir sis indirip bu sorunları görünmez kılıyorsak biz vatandaşın mesajını alamamış oluruz.
O açıdan yarın Sayın Erdoğan'la yapacağımız görüşme de benim önem atfettiğim bir görüşmemdir. Eğer bir şeyin yenisini alacaksak, kullanacaksak alınır. Anayasa yapacaksak, uyacaksak yapılır. Anayasaya uyulmuyorken yeni anayasa yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur? Bu hassasiyetlerinizi Sayın Başkana ben de açıklıkla ifade ettim. Ama burası parlamento. Konuşulan yerdir. Siyasiler el sıkışmazsa demokrasi düşmanları el ovuşturmaya başlar. O yüzden el sıkışacak, müzakere edilecek ama sorumlu olduğumuz kitleler için de mücadele edilecek. Bizim anlayışımız bu. O açıdan bugün Sayın Başkan ile sizin de önünüzde, içeride de el sıkıştık. Bu el sıkışma, demokrasiye inananların yapması gereken bir şey. Bizler el sıkışmadıkça demokrasi düşmanları avuçlarını, ellerini ovuştururlar. Onlara gün doğar. Siyasi tarihimiz bunların bedelleriyle doludur. O açıdan bu diyalog zeminini önemsediğimizi de ifade etmek isterim.”