İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Çalışmaları Müdürlüğü, Kentsel Adalet ve Eşitlik Müdürlüğü ve Sinema Ofisi İşbirliği iledüzenlenen Ayrımcılığa Karşı Sinema etkinliği kapsamında gösterimi yapılan “Arkadaşım Pınar” adlı belgesel filmin yönetmeni Eylem Şen, filmin ardından düzenlenen söyleşide, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine dair önemli mesajlar verdi.
Söyleşinin ardından İz Gazete’ye açıklamalarda bulunan Şen, filmi Pınar’ın arkadaşlarıyla birlikte, onun hatırasını yaşatmak ve bu acı olayı unutturmamak amacıyla yaptıklarını belirterek şunları söyledi:
“Pınar’ın kaybolduğu ilk anda haberdar oldum ve sonrasında karşılaştığı canice katliam beni derinden sarstı. Katilin ve ailesinin pervasız tavırları da cabasıydı. Bu nedenle Pınar’ın arkadaşlarıyla birlikte, onun anısını canlı tutmak adına bu belgeseli gerçekleştirdik.”
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü hakkında da konuşan Şen, etkinliklerin yalnızca bu günle sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Şen, “25 Kasım’da bile etkinliklerin çok zayıf ve sınırlı olduğunu düşünüyorum. Şehrin her yerinde katledilen kadınların fotoğraflarını, illüstrasyonlarını görmeliyiz. Bu toplumsal yapı nedeniyle kadınlar öldürülüyor ve başkalarının katledilmemesinin yolu, bu olayları sürekli gündemde tutmaktan geçiyor.” dedi.
Kadın örgütlerinin bu davaları takip ederek büyük bir mücadele verdiğini ifade eden Şen, kadın cinayetlerinin azalmasında bu çabanın büyük rol oynadığını belirtti. Şen, “Kadın örgütleri davaları gündemden düşürmediği için katiller ceza alacaklarını biliyorlar. Bu da aslında caydırıcı oluyor. Örneğin, Pınar’ın davasında ilk verilen ceza çok daha hafifti. Kadın örgütlerinin ve avukatların ısrarlı mücadelesi sayesinde karar değişti. Bu mücadeleyi yalnızca 25 Kasım’a değil, her güne yaymalıyız.” ifadelerini kullandı.
Eylem Şen’in bu duyarlı açıklamaları, kadına yönelik şiddetle mücadelede kolektif bilincin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.