Anayasanın 63. Maddesi ve 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile ender bulunan tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını devletin yükümlülüğü olarak belirlendiğini anımsatan TBMM Çevre Komisyonu Üyesi ve HDP İzmir Milletvekili Ekolojist Murat Çepni, "Sit alanı ilan edilerek bütüncül koruma altına alınan kültür ve tabiat değerleri; doğal sit, arkeolojik sit, kentsel sit, tarihi sit ve kentsel arkeolojik sit alanı olarak sınıflandırılmakta ve bu alanlar 3 grupta derecelendirilmektedir" dedi.

SİT ALANLARI EN ÖNEMLİ DÜNYA MİRASLARI 

1’inci derece sit alanlarının evrensel değeri olan ve mutlaka korunması gerekli alanlar olduğunun altını çizen Ekolojist Çepni,  Dünya mirası olan bu alanların insanlık açısından önemine dikkat çekti. 16 Mart 2020 tarihinde, Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik değişikliğine gidildiğini anımsatan HDP'li Çepni, "Yönetmelikte doğal sit alanları;  kesin korunacak hassas alanlar, nitelikli doğal koruma alanları ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları olarak üç kategoriye ayrılmıştır" bilgisini paylaştı.

EKOSİSTEMİ YOK EDECEK DÜZENLEME 

Düzenlemedeki ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanları' tanımı ile yapılaşmaya daha fazla izin verecek şekilde genişletildiğine dikkat çeken Çepni, "Korunan alanların imara açılmasının, turistik entegre tesis kurulmasının, madencilik faaliyetleri yapılmasının, tarım uygulamalarının,  hayvancılığın, balıkçı barınağının, kültür balıkçılığının, günübirlik kamp ve karavan faaliyetlerinin yapılabilmesinin önü açılmıştır. Bu faaliyetlerin, mutlak korunması gereken bu alanların olağanüstü ekosistemlerini, florasını, faunasını, Jeolojik, jeomorfolojik özelliklerini telafisi imkansız bir şekilde tahrip etmektedir" uyarısında bulundu.

BİLİMSELLİKTEN UZAK UYGULAMALAR

2020 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu’nda;  Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporunun Bakanlık tarafından hazırlanması gerekirken, hizmet alımı yöntemiyle hazırlattırıldığını belirten Çepni, "Oluşturulan araştırma ekiplerinde, orman, ziraat ve çevre mühendisi gibi meslek gruplarına yer verilmediği, İzmir, Manisa ve Muğla İlleri Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarında teknik esaslar ve sözleşme/teknik şartname hükümlerine aykırı uygulamaların olduğu da tespit edilmiştir.  

2021 yılında Boğaziçi Üniversitesi ve çevresinde 422 bin metrekarelik alan nitelikli koruma alanı ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarına çevrilmiştir" ifadelerini kullandı. 

SİT ALANLARI RANTA AÇILIYOR İDDİASI 

İzmir Aliağa'da 3 bin yıllık Kyme Antik Kenti’nin derecesinin düşürülerek,  imar faaliyetlerinin onaylandığı bilgisini aktaran Çepni, "Kyme ve çevresinde yapılaşmaya ve liman faaliyetlerine izin verilmiştir. İzmir Dikili ilçesinde daha önce 1'inci derece doğal sit alanı olan bölgeler, 2'nci derece doğal sit alanı statüsüne düşürülerek, bölgede yapılaşmanın önü açılmıştır. Bu örneklerde olduğu gibi, bilimsel temelden yoksun ve hukuka aykırı bir şekilde yapılan bu çalışmalar sonucunda dereceleri düşürülen alanların olması kamuoyunda büyük tepki yaratmakta ve bu uygulamaların rant amacıyla yapıldığı iddialarını oluşturmaktadır" dedi.

KORUNACAK ALANLARIN STATÜSÜ NEDEN DEĞİŞTİ?

Konuyu meclis gündemine taşıyan Ekolojist Çepni, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a şu soruları yöneltti:

Dört Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma işi hangi illerde yapılmaktadır? Hangi illerde çalışmalar tamamlanmıştır? 

Hangi illerde, hangi kesin korunacak hassas alanlarının statüsü değiştirilmiştir? Bunların gerekçesi nedir? 

Hangi illerde nitelikli doğal koruma alanlarının statüsü değiştirilmiştir? Bunların gerekçesi nedir? 

Statüleri düşürülen alanların flora, fauna ve ekolojik olarak araştırmaları bilimsel temele dayalı olarak yapılmış mıdır? 

Statüleri düşürülen alanların hangilerinde imar planı çalışmaları yapılmıştır/yapılacaktır? 

Statüleri düşürülen kesin korunacak hassas alanlarda yapılması planlanan enerji, maden ve inşaat projeleri mevcut mudur? 

Bakanlığınız, Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu hakkında  Sayıştay Denetim Raporu’nda belirtilen eksiklikleri ve yanlış uygulamaları düzeltmiş midir? 

Bakanlığınız, Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu hazırlanmasında, akademisyenler ve demokratik kitle örgütleri ile işbirliği yapacak mıdır? 

Kesin korunacak hassas alanları, nitelikli doğal koruma alanlarını ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarını korumak için etkin çalışmalar yapacak mısınız?