Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gonca Kuşcu, Ege Denizi'nde yaşanan deprem fırtınalarının, volkanik bir hareketliliğe yol açmadan aylarca sürebileceğini açıkladı. Kuşcu, bölgenin volkanik geçmişi ve mevcut sismik faaliyetleri göz önünde bulundurulduğunda, bu tür olayların oldukça normal olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Kuşcu, depremlerin yaşandığı bölgenin "Güney Ege Volkanik Yayı" olarak adlandırılması gerektiğini vurguladı. Bu yay şeklinde dizilen aktif volkanlar, hem deniz yüzeyine çıkarak adalar oluşturan hem de denizaltında faaliyet gösteren volkanlardan oluşuyor. Türkiye'nin patlama potansiyeli açısından en tehlikeli kabul edilen iki volkanik sistemle komşu olduklarını belirten Kuşcu, bunların Cristiana-Santorini-Colombo volkanik sistemi ve İstanköy-İncirli-Sakarcılar volkanik sistemi olduğunu ifade etti.
500 kilometreye kadar tehlike söz konusu
Ege Denizi'ndeki sismik fırtınaların, volkanik faaliyetlerin öncesi olabileceğini belirten Prof. Dr. Kuşcu, bu faaliyetlerin 500 kilometre çapındaki bir alanı etkileyebileceğine dikkat çekti. Santorini'nin 360 bin yıl içinde 12 büyük patlama gerçekleştirdiğini söyleyen Kuşcu, her 30 bin yılda bir büyük patlama gerçekleşebileceğini ifade etti. Santorini Volkanı'nın patlaması durumunda, 500 kilometreye kadar etki alanı olabileceğini, hatta İç Anadolu'ya kadar küllerin ulaşabileceğini belirtti.
Volkanik faaliyetlerin zamanı henüz gelmedi
Prof. Dr. Kuşcu, Ege Denizi'ndeki deprem fırtınalarının volkanik faaliyetin habercisi olup olmadığının zamanla netleşeceğini belirterek, 2011 yılında yaşanan benzer bir sismik fırtınanın neredeyse bir yıl sürdüğünü hatırlattı. Depremlerle birlikte volkanik faaliyetlerin ortaya çıkma olasılığı bulunduğunu ancak bunun kesinleşmesi için daha fazla zaman gerektiğini söyledi.
Hazırlıklı olunmalı
Prof. Dr. Gonca Kuşcu, bölgedeki volkanik ve sismik faaliyetlerin normal olduğunu, ancak bu tür doğa olaylarının nasıl başa çıkılacağını öğrenmenin önemli olduğunu vurguladı. Ege Bölgesi'ndeki aktif volkanik sistemlerin potansiyel tehlikelerine karşı hazırlıklı olunması gerektiğini belirtti.