Gizem TABAN ŞEBER/ İZ GAZETE- Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, İzmir siyasetine dair yerel seçim üzerinden yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. İYİ Parti’nin yerel seçimlerde kendi adayıyla seçime girme kararı, İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ümit Özlale’nin son süreçteki söylemleri ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e yönelik yapılan algı çalışmaları hakkında soruları yanıtlayan Prof. Dr. Tosun, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ümit Özlale
Dezavantaj yaratır
İYİ Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ümit Özlale’nin, seçim kampanyasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Tunç Soyer ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni hedef alarak sürdürmesi ve sert söylemlerinin seçmen üzerinde nasıl bir etkisi olur?
Sayın Özlale’nin sert ve rakibi yıpratmaya yönelik söylemleri, en fazla kendi seçmen tabanını konsolide etme etkisi yapabilir. Onun dışında bu tür söylemlerin, özellikle CHP seçmeninde, İYİ Parti’ye karşı kendi içine konsolide olma gibi bir sonuç üretebilir. Yani beklenen etki tersine dönebilir. Ümit Özlale’ye ilişkin pozitif algısı olan bir kısım seçmen bile, sert ve kutuplaşmaya yol açabilecek söylemler nedeniyle Özlale’ye yönelmek yerine uzaklaşmayı tercih edebilir. Sayın Özlale’nin İzmir’deki meselelere yaklaşırken, aslında merkezi yönetimin yasal görev alanına giren bazı konuları sanki Büyükşehir Belediyesi’nin görev alanındaymış gibi seçmene takdim etmesi de başka bir konu... Sayın Özlale, yerel söylemler üzerinden, kutuplaşma yerine seçmen için cazibe merkezi haline gelebilecek projeler üzerinden seçmen çekmeye çalışmalı. Bu tür sert söylemlerle devam ederse bunun avantaj yerine dezavantaj yaratacağını düşünüyorum.
Yegane koşul...
İYİ Parti’nin Adayı Özlale’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni kazanma şansı var mı?
İzmir’de bir siyasi partinin seçim yarışında var olabilmesi için seçim öncesinde en azından 10 seçmenden ikisinin desteğini alarak yola çıkması lazım. Sonrasında da bazı koşulların aynı adayda birleşmesi gerekiyor. İYİ Parti’nin 14 Mayıs seçim sonuçlarını dikkate aldığımızda İzmir’de yüzde 11 civarında oyu olduğu görülüyor. Seçimi kazanabilmesi için buna en az 25 puan ilave etmesi gerekiyor. Bu seçmen tercihlerindeki hareketliliğinin doğasına ve aritmetiğine çok uygun bir durum değil. Yegane koşul; AKP ve MHP aday çıkarmayarak Ümit Özlale’yi destekleyecek.
Ancak o koşulda bir rekabet olabilir. Yoksa, adayın niteliğinden bağımsız olarak seçime yüzde 11 ile yarışa başlamak çok ciddi bir dezavantaj... Ortada aritmetik bir tablo var. Aradaki oy farkının çok açık olmasından dolayı, bu koşullar altında Ümit Özlale’nin şansının olmadığını düşünüyorum. Seçmen tercihlerinde aday faktörüne bağlı olarak oy geçişleri olabiliyor ama AKP’nin minimum yüzde 25 oyu var, MHP’nin 14 Mayıs seçimlerinde aldığı oy var, zaten AKP ve MHP oyu her 3 seçmenden bir tanesinin oyuna denk geliyor. AKP ve MHP iş birliği yaparak ortak aday çıkarsa da CHP’nin oy tabanı zaten yüzde 40 civarında, bir miktar çekilse de seçim kazanmaya yetmez.
Mahmut Özgener
CHP için kazanç
İYİ Parti’nin İzmir’de aday çıkaracak olması CHP’yi nasıl etkiler?
AKP’nin kimi aday göstereceği de önemli... Eğer İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener’i çıkarırsa; Ümit Özlale’ye oy vermeyi düşünen sınırlı bir seçmen kitlesi, Mahmut Bey’e de oy verebilir. Sahada oylar bölünebilir. AKP ve İYİ Parti’nin 2 güçlü adayla seçim yarışına girmesi CHP için her koşulda daha fazla kazanç demektir. CHP’nin çok sıkı bir seçim yarışıyla karşı karşıya kalabilmesi için sağın CHP karşısında tek aday ile yarışması gerekiyor.
Tunç Soyer
Risk görmüyorum
Son zamanlarda İzmir siyasetinde, ‘Tunç Soyer yeniden aday gösterilirse CHP seçimi kaybeder’ şeklinde algı yaratılıyor. Sayın Soyer’in aday gösterilmesi durumunda CHP için seçim riske girer mi ya da CHP için bir oy kaybı yaşanır mı?
Mevcut başkanların yeniden aday gösterilmesi durumunda seçmenlerin hizmet performansına ilişkin algıları bir miktar kazanca veya kayba yol açabilir. Bazı seçim çevrelerinde seçmen desteğini çekse de başka seçim çevrelerindeki seçmenlerden destek gelebilir. Bunlar birbirini nötralize edebilir. Performans bir miktar etkileyicidir ancak büyük kentlerde, özellikle İzmir’de kendi seçmenini ideolojik referanslardan dolayı konsolide etmeyi en fazla başaran parti CHP... Dolayısıyla CHP ve Soyer açısından bir risk görmüyorum.
Desteğe dönüşebilir
AKP İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, Sayın Soyer ile ilgili bir anket yaptırdıklarını ifade ederek, ‘Soyer’e CHP seçmeninden bile tepki var’ açıklamasında bulundu. Sizce İzmir’de böyle bir durum söz konusu mu? Eğer söz konusuysa ‘tepkili seçmen’ seçimde nasıl bir tavır sergiler?
Eğer seçmen, yerel hizmetlerde beklediği performansı alamıyorsa hangi partinin başkanı olursa olsun her zaman için tepki oluşabiliyor. Ancak seçim yaklaştıkça özellikle seçmenin ideolojik oy verme eğilimi yüksekse bu tepki yerini desteğe bırakabiliyor. İzmir böyle bir kent... Bu şekilde bakmak gerekir.
Tanju Tosun
Etki gücü olabilir
CHP Kurultayı, 4-5 Kasım tarihlerinde yapılacak. Toplam 56 kurultay delegesine sahip olan İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve siyasi ekibi kongre sürecinden güçlü çıktı. Soyer ve ekibi Kurultay’da nasıl bir etkiye sahip olur?
İzmir’in kurultay delege sayısının, toplam kurultay delege sayısının içindeki temsil oranı düşük bir oran... Ama bu düşük orana rağmen İzmir, üçüncü büyük kent... Bu anlamda hem Soyer’in İzmir’in manevi gücü var. Diğer yandan, İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da üçüncü büyük kentin il başkanlığına seçimle geldiği için, Şenol Bey’in ve İzmir örgütünün de manevi gücü var. Bu güç, kurultaya yön verme değil ama kurultay delegelerinin İzmir’e bakarak oy kullanma pozisyonu almalarına etki edebilir. İzmir, sayısal anlamda belirleyici değil ama etki etme gücü manevi anlamda var.