Gizem TABAN/İZ GAZETE- Çeşme Belediyesi tarafından 17-20 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Çeşme 1. Kitap Günleri’nin dördüncü günü Psikiyatrist Dr. Arzu Erkan’ın, ‘Seçim Sonrası Toplumda Umut ve Kaygı’ başlıklı paneliyle başladı. Dr. Erkan, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçim sonuçlarının toplum üzerindeki etkilerine dair değerlendirmelerde bulundu.
Seçmenler kaygılı
Seçimler sonrasında toplumun kaygılı olduğunu vurgulayan Psikiyatrist Dr. Arzu Erkan, “Seçimler üzerinden 3 ay geçti, duygudan duyguya geçtik hepimiz... Neden biz bugün umutsuzluğu, kaygıyı konuşuyoruz? Çünkü her gün şiddetin, kadın cinayetlerinin, yolsuzluğun, işsizliğin kol gezdiği bir ortamda hepimiz kaygılanıyoruz. Seçim sonrasında, muhalif seçmen de iktidara oy veren seçmen de kaygılı... Çünkü aynı eşitsizlikten, haksızlıklardan belli ölçüde nasibini alıyorlar” ifadelerini kullandı.
Aidiyet yönlendiriyor
AKP seçmenine ilişkin katılımcılardan gelen yorumlar üzerine açıklamalarda bulunan Dr. Erkan, “İnsan irrasyonel bir canlı... Mesela iktidara oy veren seçmen, sizin, bizim okuduğumuz şeyleri okusaydı, farklı olurdu gibi geliyor değil mi? Ama öyle değil. Bir kısmımız zararlı olduğunu bile bile sigara içiyor, diyet yapması gerektiğini bilmesine rağmen yapmıyor, evliliğini bitirmesi gerekirken bitirmiyor, istifa etmesi gerekirken etmiyor. Yani kendimize sözler veriyoruz ama yapmıyoruz. İnsan böyle bir varlık. Politik seçimlerimizi; içine doğduğumuz ortam, özdeşim nesneleri belirliyor. Bizleri yönlendiren şey aidiyet... AKP’nin seçmenine baktığımızda doğduğu andan itibaren siyasetin içinde giriyor ve aidiyet kimliği var. Kişiler aslında ideolojik görüşe sadakat sergiliyor değil, ait hissettiği kimliğe sadakat sergiliyor ve birlikte hareket ediyorlar” diye konuştu.
Örgütlülüğün önemi
Birlikte hareket etme duygusunun önemine vurgu yapan Dr. Erkan, şöyle konuştu: “Kılıçdaroğlu için ‘lider vasfı yok’ denilirken bir anda ‘pirom’, ‘dedem’ oldu, herkes destekledi. Birkaç ayda liderlik vasfı mı değişti, hayır. Kitle hareketiyle, bir arada oluşla gerçekleşti. Yani birbirimizi yaptıklarımızla ve yapamadıklarımızla etkiliyoruz. Seçim sonrasında insanlar okumuyorlar, sinemaya gitmiyorlar, üretmiyorlar, kendilerine ve etrafına iyi gelecek şeyler yapmıyorlar. Çünkü umut ettiler ve hayal kırıklığı yaşadılar. Ancak seçimler sadece bizim oy verdiğimizde yönlendirebileceğimiz şeyler değil. Birçok şey belirliyor. Hayal kırıklığına uğrayabiliriz ama şunu yapma lüksümüz yok; stres verici, olumsuz şeylerle karşı karşıyayken ‘Küstüm, oynamıyorum, hiçbir şey yapmayacağım’ deme lüksümüz yok. Biz bir şey yapmayınca da bir şey değişmeyecek. Bu yılgınlığın içinden çıkmak için umut gerekiyor. Örgütlülük dediğimizde insanlar korkuyorlar ancak bir whatsapp grubunda olmak, bir STK’da bulunmak da örgütlülük... Bir şey yapmadığımızda çaresiz hissediyoruz. Toplumsal bağların, doğanın parçası olmak, üretmek, çalışmak, bazen aykırı gelse de o fikri savunusunu yapmak, bizlere iyi gelecek olan şeyler... Birbirimizi aşağı çekmeye değil, dayanışma kültürünü artırmaya ihtiyacımız var.”
Muhalefete eleştiri
Seçim sonrasına dair muhalefete yönelik eleştirileri hatırlatan Dr. Erkan, “Seçim sonrasında seçmeniyle daha fazla etkileşim içinde olmalıydı, daha fazla açıklama yapmalıydı. Muhalefet, seçmeniyle birebir iletişimi daha çok artırdığı, kendini de eleştirdiği, iktidarın üsttenci dilini kullanmadığı zaman insanlar daha örgütlü olup mücadele etmek isteyebilirler. Ötekileştirici dil, toplumda kutuplaştırma yaratıyor. İktidarın tarzını benimsemiş oluyoruz. Bunu ürettiğimiz zaman karşıdakine en en ufak bir siyasi görüşü veya dünya görüşünü aktarma şansımız yok” dedi.
Tekrar etme eğilimi
“Bilgi eksikliği ve kaosun olduğu yerde hangi görüşten olursak olalım iktidara, güçlü olana yaklaşma eğiliminde oluruz” sözleriyle konuşmasını sürdüren Dr. Erkan, “O yüzden deprem bölgelerindeki insanlar, yoksul insanlar iktidara oy veriyor. İnsanlar, böyle bilgi eksikliklerinin olduğu yerde alıştıkları düzen neyse onu tekrar etme eğilimleri olur. İlk oylamada hayal kırıklığına uğrayan, ikinci oylamaya gitmeyen seçmenin yaptığı da bu... Evde şiddet gördüğümüzde dışarıdaki hayat daha tehlikeli görünür ve evde kalmaya devam ederiz. O yüzden sahaya inmek, insanlara ulaşmak, sağlıklı bilgi akışını sağlamak ancak bu kaosu yok edebilir. Muhalefetin de içinde bulunduğu kaotik durumun çıkar çatışması değil, halkın yararına olduğunu şeffaf bir şekilde anlatması gerekir ki insanlar umutlanabilsin” açıklamalarında bulundu.
Umutsuz değiliz
Dr. Erkan’ın değerlendirmelerinin ardından Çeşmelilere seslenen Belediye Başkanı Ekrem Oran da şunları söyledi:
“Biz yenemedik, yenmek istediklerimiz galip geldi ve yenildik. Tekrar örgütlenip, umudu yeşertmemiz gerekiyor. Yenemediklerimiz yenilseydi dağılırdı. Ama bizim önderimiz Atatürk... Bizim umutsuz olma şansımız yok. Asla umutsuz değiliz. Biz kazanacağız.”