Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası(SES), resmi internet sitesinden yayınladığı basın açıklamasında, 14 Mart günü gerçekleştirilecek iş bırakma eylemini duyurdu. Buna göre; 14 Mart günü, kamu sağlık kuruluşlarında görev yapan emekçiler, hizmet vermeyi bırakacak.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"14 Mart 2025 günü tüm kamu sağlık kurumlarında, taleplerimiz için iş bırakıyoruz! Sağlık hizmetinin metalaştırılarak alınıp satılan bir mala dönüştürülmesine, hastaya müşteri denilmesine ve sağlık bütçesinin özel sermayeye akıtılmasına, Sağlık kurumlarının şirketleşmesine, halkın sağlığının paraya tahvil edilmesine, Performans -güvencesizlik- şiddet kıskacı ile faturanın sağlık emekçilerine kesilmesine, Tıp Bayramının 106. Yıldönümünde de 14 Mart Haftasında mücadeleye devam ediyoruz. 14 Mart’lar Bayrama dönüşsün diye Sağlık Mücadele Haftası diyoruz.

"14 Mart'ta sesleneceğiz"

"14 Mart’ta hizmet üretmeyerek bir kez daha iş yerleri önlerinden, alanlardan, meydanlardan sesleneceğiz" ifadelerine yer verilen açıklama, şöyle devam etti:

"Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği emekçilerin ve toplumun yararına birinci basmak sisteminin inşa edilmesini ASM’lerde eziyet yönetmeliği geri çekilmesini istiyoruz.
Uzun çalışma saatleri, iş yükü, mobbing ve angarya gibi modern kölelik çalışma koşullarına isyan ediyoruz. Sağlık hizmetlerinin piyasalşamasına ve daha fazla paralı hale getirilmesine karşı SES yükseltiyoruz. Grevli toplu sözleşme, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası istiyoruz. Kamu sağlık kurumları yerine özel sağlık kurumlarına aktarılan kaynaklar ile bebeklerimizin çeteler tarafından öldürülmesini istemiyoruz. Enflasyonun, verginin yükünün altında ezilmek, sadaka gibi zamlara muhtaç kalmak istemiyoruz. Şiddet görmek, her gün can güvenliğimizi düşünerek işe gitmek istemiyoruz. Depremde, pandemide güvensiz mekanlarda hastalanmak ve enkaz altında kalarak ölmek istemiyoruz.

Atama bekleyen yüzbinlerce sağlık meslek mensubu varken atama yapmayan, OECD ülkelerinin istihdam ortalamalarını yakalamak yerine Sahra ülkelerinin istihdam ortalamalarını yakalamak için çaba harcayan sağlık yöneticilerin iş yükü ve angaryayla tükettiği, ülke dışına göç ettirdiği sağlık emekçileri olmak istemiyoruz. Mali, idari ve bilimsel özerkliği Sağlık Bakanlığı tarafından adeta kuşatılmış, İflasın eşiğine getirilen üniversite hastanelerinde borç batağından çıkmak için, hakları olan Covid -19 ek ödemelerini bile borç ödemek için kullanan yöneticilere karşı, meslek etiği, bilimsel, özerk nitelikli eğitim verilsin istiyoruz. Nöbete giderken bırakacak yeri olmayan çocuklarını komşusuna emanet edip, nöbet ertesinde çıkan yangında çocuklarımızı kaybetmemek için kreş hakkımız verilsin istiyoruz.

Taleplerimizi dile getiren eylemler, etkinlikler, iş bırakmalar gerçekleştiriyoruz. Sağlık otoiteleri sağlık emekçilerinin bu haklı talepleri dinlemek ve anlamak yerine mücadelesini bastırma, sınırlandırma çabasına girmiş, gözdağı vermeye çalışmıştır. Torbalara sıkıştırılan yasal düzenlemeler ile sağlık ortamı kaosa sürüklenmeye devam ediliyor. Bu sağlık sisteminden emekçilerde halkta memnun değil diyoruz. “reform-dönüşüm” dedikleri şey hasta muayene sayıları ile övünmek olmuştur. Bu reformun pandemide cilası döküldü. Depremde enkaz altında kaldı. O yüzden bu sistem değişmelidir. Değiştireceğiz diyoruz.

Taleplerimiz; halkımızın nitelikli ve kamusal sağlık hizmeti alması için gerekli talepler olup, halkımızın mağdur edilmemesi ve hak ettikleri sağlık hizmetini alabilmeleri için halkın bir parçası olan biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin en acil talepleri derhal karşılanmalıdır."

Sendikanın talepleri

SES tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında, sendikalı sağlıkçıların taleplerine yer verildi, taleplerle ilgili olarak şu sözler kullanıldı:

Hazine arazileri için sahte kira sözleşmesi hazırladılar, 70 milyon TL haksız destek aldılar Hazine arazileri için sahte kira sözleşmesi hazırladılar, 70 milyon TL haksız destek aldılar

"Sağlık emekçilerine ek ödeme, teşvik vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde temel ücret ödenmesine başlanmalıdır.

Temel ücret üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, kıdem yılı gibi kriterler ile giydirilmiş ücret belirlenmelidir. Hak edişlerin tavan ücret kat sayılarına takılmaması için, tavan ücret katsayıları yükseltilmelidir.

Sağlık emekçileri uygulanan döner sermaye uygulamaları nedeniyle kamuda çalışan emsallerine göre daha erken vergi dilimine girmektedir. Yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret rejimine gidilinceye kadar emekliliğe yansımayan döner sermaye, teşvik vb isimler adı altında ödenen tüm ücretler vergi dilimi dışında bırakılmalıdır. Vergi dilimleri yüzde 10’da sabitlenmelidir.

ASM’lerde uygulanan eziyet yönetmeliği geri çekilmeli, alanda örgütlü emek ve meslek örgütleri ile halk ve emekçiler yararına olacak yasal düzenleme için çalışma başlatılmalıdır. Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir.

İlave ek zam altında 7. Dönem toplu sözleşmede verilen ve emekliliğe yansımayan çalışırken ve emeklilikte alınan maaş farkını her gün açan “ilave ek zam” emekliliğe yansıyacak şekilde ve emekli maaşlarına da yansıyacak şekilde derhal düzeltilmelidir.

İşkolunda çalışan emekçilerin mesleklerine yönelik tanımlar net olarak yapılmalı, angarya çalıştırma yasaklanmalı, üniversite hastaneleri başta olmak üzere çalışanların tayin hakları başta olmak üzere özlük ve sosyal hakları garanti altına alınmalıdır.

Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.

Yapılan ek gösterge düzenlenmesi yetersiz kalmıştır. Talebimiz olan 3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.

OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Her türlü güvencesiz ve sözleşmeli çalışma kaldırılsın.

Angarya çalışmanın biçimleri olan esnek çalışma, mesai dışı çalışma, fazla çalışma kaldırılsın. Angarya çalıştırmanın her türü yasaklansıın.

Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.

Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.

Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.

Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler yeter. Katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın

Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dâhil olsun.

Özel hastanelere verilen her türlü teşvik kaldırılmalıdır. Özel hastaneler ile SGK anlaşma yapmamalıdır. Özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçe kamu sağlık kurumlarına aktarılmalıdır.

Her işyerine kreş açılsın, sağlık emekçileri çocukları ile işleri arasında tercih yapmak zorunda kalmasın.

Vardiya çıkışlarında ve gece vardiyalarına gelirken emekçileri güvenli şekilde işlerine ve evlerine bırakacak yeteri sayıda servis konulsun.

Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. Kamu sağlık kurumlarında idareci belirlenmesi kriterlere uyanlar arasında o kurumlarda çalışan emekçilerin oyu ile gerçekleşsin.

Bu talepler sağlık emekçileri kadar halkın sağlık hakkına yönelik taleplerdir. 14 Mart günü tüm sağlık emekçileri ile halkımızı destek vermeye sözümüzü birlikte kurmaya davet ediyoruz.

Kaynak: HABER MERKEZİ