Ülke genelinde hastanelerin yoğun bakımlarındaki yetersizlik nedeniyle şikayetler artıyor. İzmir’in Çiğli ilçesinde ikamet eden Sercan Türkmen, yoğun bakım konusunda yaşadığı sorunları anlattı. Türkmen, kırmızı alandan Çiğli Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılan annesi Sabiha Teneler’in yoğun bakımda yatak bulunamaması nedeniyle 12 saat boyunca beklediğini söyledi. Türkmen, şunları söyledi:
“Annem yaklaşık bir buçuk aydır zaten bir sağlık sorunu yaşıyordu. Arada acile gidiyorduk. Belli bir süre Bakırçay Çiğli Devlet Hastanesi'nde kardiyoloji servisinde de yatırıldı. Bir ara durumunu iyi görüp servisten eve taburcu edildi. Geçtiğimiz çarşamba günü öğle saatlerinde 14.00’te tekrardan bu fenalaştı. Acil servise kaldırdık ambulansla birlikte kırmızı alana sokuldu. Çiğli Devlet Hastanesi’nde akşam saat 18.30 sıralarında yoğun bakım ünitesine yatması gerektiği söylendi. Yoğun bakım ünitesinin, İzmir ve çevresinde olmadığı belirtildi o tarafta. Bütün civardaki hastanelerde yoğun bakım ünitesi araştırılmış il dışı da dahil. Fakat herhangi bir yer bulunmamış. Ve aynı hastanede Bakırçay Üniversitesi Çiğli Devlet Hastanesi’nde annemle birlikte dört hasta daha yoğun bakım ünitesi bekliyormuş. Kamu hastanelerinde yoğun bakım ünitesinin yetersiz olması… Ayrıca ballandıra ballandıra anlatıp da Şehir Hastanesi açmışlardı İzmir'de. Şehir Hastanesi’nin de yoğun bakımının yetersiz olması da bana bir ilginç geldi. Ben sabaha kadar annemin yanındaydım. Ama bu süre içerisinde başına bir şey gelse bunun hesabını bize kim verecekti? Yani yoğun bakım ünitesine geçmesi gereken hasta, yaklaşık 12 saat acil kırmızı alanda neden bekletildi? Yani bunun hesabını kim nasıl verecek? Orada o insanlara bir şey olsa nasıl hesap verecekler?”
Durumumuz olsa özel hastaneye götürürdük
Annesi kamu hastanesinden sevk edilmiş olmasına rağmen özel hastanede uygulanacak bazı işlemlerin ücrete tabi olduğunu ifade eden Türkmen, şunları kaydetti:
“Çarşamba günü yoğun bakım servisi söylediği saat işte 18.40 civarlarında yoğun bakıma yatacağını söylemişlerdi. Sabah saat 07.00’de İzmir Torbalı'da özel bir hastanenin yoğun bakım servisinin müsait olduğu ve oraya nakledileceği söylendi. Çiğli ile Torbalı arası yaklaşık 100 kilometre falan. Bu arada bir şey de olabilirdi yani. Özel hastaneye sevk edildi. Ancak yoğun bakım ünitesini evet devlet karşılıyor. Bunun farkındayız. Ama annemin orada bir reaksiyon gösterdiği anda ameliyatlık bir durumu olduğu zaman bunu devlet karşılayacak mı? Dediklerine göre kalp ile ilgili bir sıkıntı olduğu zaman devlet buraya kadar bakıyor. Fakat kalbin dışında herhangi bir reaksiyon gösterdiği zaman telefonla bizi arayıp devam edelim mi? Yani ameliyata alalım mı diye onay alacaklar bizden. Nasıl olacak bu işler? Anlamıyorum yani. Ben burayı çözemedim bir türlü. Kalp dışındaki herhangi bir ameliyatta ücrete tabi tutulacağını anladım ben. Bu bana yanlış geldi. Diyelim ki akciğerinde nefes darlığı yaşıyorsa, akciğerinde bir herhangi bir reaksiyon gösterdiyse acil bir ameliyata alınması gerekiyorsa bizim onayımız olmadan hemen ameliyata alınması gerekiyor. O anda ölümle perçeleşiyor olabilir. Eğer özel hastaneye sevk ediyorsan bir kamu hastanesi olarak bunu sorgusuz sualsiz ameliyata alman gerekiyor. Bizim yani durumumuz olsa özel hastaneye götürürdük değil mi acile? Orada işlemlerini başlatırdık. Biz kamuya güvendik, kamuya gittik. Ambulans kamuya götürdü. Ben 100 kilometre ötedeki hastaneye götürmeyi bilirdim. Orada iyi doktorlar var. Evet ben de biliyorum. Ama hepsi ücrete tabi.”
Deprem olsa yoğun bakım yeterli mi?
Olası bir afet durumunda İzmir’de yaşanabilecek sorunlara dikkat çeken Türkmen, Sağlık Bakanlığı’na seslenerek şu ifadeleri kullandı:
“Her şey çok zor. Bu memleket bunu hak etmiyor. Eğitimden tutun sağlığa, sağlıktan tutun adalete, adaletten tutun birçok şeye… Bu ülkenin bu durumda olması, insanların çile çekmesini istemiyorum yani. Yani adalet olmayınca sağlık da olmuyormuş ben onu anladım. Adaletli bir ülkede yaşasak sağlığımız da olur, eğitimimiz de olur her şeyimiz olur. Sağlık Bakanlığı ne iş yapar bu konuda? Bir haber izledim. Kadınların doğumuyla mı ilgileneceksin kardeşim? Sana ne. Kim ne yaparsa yapsın. Sağlık Bakanlığı olarak da hastanelerini kontrol et, yoğun bakımlarını tedarik et. Bugün İzmir'de bir deprem olsa yoğun bakımlar yeterli mi? Üçüncü basamak yoğun bakım yeterli mi? Bana onu söylesinler.”