İzmir’de deprem riski devam ediyor. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir’de meydana gelebilecek depremler için önemli uyarılarda bulundu. Dokuz Eylül Üniversitesi’nden deprem uzmanı Prof. Dr. Sözbilir, İz Gazete’ye yaptığı açıklamada 2020’de yaşanan 6.6 büyüklüğündeki İzmir depreminin ardından artçı sarsıntıların hala sürdüğünü belirterek, İzmir çevresinde çok sayıda aktif fay hattının bulunduğunu vurguladı. Sözbilir, özellikle İzmir fayı, Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının şehir merkezine çok yakın olması nedeniyle, ciddi can ve mal kaybına yol açabileceğini belirtti.

Kentsel dönüşüm acil bir ihtiyaç

Sözbilir, İzmir’de diri fayların sayısının oldukça fazla olduğunu ve bu fayların hareketliliğinin sürdüğünü ifade etti. Özellikle İzmir fayı, il merkezinden geçerek Balçova, Narlıdere, Konak, Altındağ gibi yoğun yerleşim bölgelerine büyük risk oluşturuyor. Ayrıca denizde bulunan fay hatlarının da İzmir deprem tehlikesine katkıda bulunduğunu belirten Sözbilir, kentsel dönüşümün İzmir için acil bir zorunluluk olduğunu söyledi.

Sözbilir, “İzmir’de 17 diri fay var, bazıları şehir merkezinden geçiyor ve büyük depremler üretebilir. Fayların deprem üretmesi halinde, mevcut yapılar büyük hasar görebilir. Bu nedenle kentsel dönüşümün hızlı ve planlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor” dedi.

İzmir fayları deprem tehlikesi taşıyor

İzmir'de 7.2'lik deprem üretme kapasitesine sahip 4 fay olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sözbilir “İzmir’de yer alan aktif fay hatlarının başında İzmir, Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar fayları geliyor. Bu faylar İzmir’in en büyük deprem risklerini oluşturuyor. Sözbilir’e göre, İzmir’de 40’a yakın fay hattı bulunduğu ve bu faylar üzerinde her an deprem yaşanabileceği göz önüne alındığında, şehirdeki yapıların depreme dayanıklılık açısından acilen gözden geçirilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

İzmir açıklarındaki denizaltı fayları büyük tehlike oluşturuyor

Sözbilir, İzmir açıklarında yer alan deniz içi fay hatlarının da büyük bir tehlike oluşturduğunu vurgulayarak şu uyarılarda bulundu:

“İzmir açıklarında, gerek iç ve dış körfezlerde, gerek Karaburun açıklarında ve Sığacık Körfezi’nde yer alan denizaltı aktif faylar, 7 büyüklüğüne varan depremler üretebilir. Bu fayların kırılması halinde, 30 Ekim 2020 depreminde olduğu gibi, sarsıntının şiddeti özellikle alüvyal zeminler üzerindeki binalarda yıkıcı hasara neden olabilir. Ayrıca, bu depremler tsunami gibi sarsıntı sonrası ikincil afetlere yol açma potansiyeline de sahiptir.”

Muhabir: SEMRA İĞTAÇ