Sevinç KARATAŞ/ İz GAZETE- Konak Belediyesi, Konak Kent Konseyi ile Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından 29. yılında Srebrenitsa Katliamı’nda yaşamını yitiren 8 bin 372 kişi için anma etkinliği düzenlenerek katliam lanetlendi. Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapalın basın açıklamasına Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanlığı Yöneticileri, CHP Konak İlçe Başkanı, CHP Konak Meclis üyeleri, STK temsilcileri ve çok sayıda İzmirli katıldı. 
Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, “O bir soykırımdı, o barış için teslim olan insanların öldürüldüğü ve dünyanın buna sessiz kaldığı gözünün kulağını kapadığı bir gündü” derken, basın açıklamasını yapan Konak Kent Konseyi Genel Sekreteri Alper Yağlıdere, “Göz göre göre katliamın sesleri gelirken, BM, AB, NATO sessiz kalmayı tercih etmiş ve insanlık tarihinin utanç sayfalarından biri çağdaş demokrasilerin beşiği Avrupa’nın tam ortasında yaşanmıştır” dedi. 

Srebreni̇tsa’nin Üzeri̇nden Geçen 29 Yil (3)

Unutmayalım, unutturmayalım

29 yıl önce Dünya’nın gözünü kulağını katledilen insanlara kapattığını söyleyen Mutlu, “Bundan 29 yıl önce Avrupa'nın tam ortasında Birleşmiş Milletler ‘in güvencesine sığınan insanları nasıl katledebildiğini gördük. İnanamadık, o gün de inanamamıştık, hala inanamıyoruz. O bir soykırımdı. O gün, barış için teslim olan insanların öldürüldüğü ve dünyanın buna sessiz kaldığı gözünün kulağını kapadığı bir gündü.  Hala inanamıyoruz. Ve biz 29 yıl sonra toplu mezarlardan çıkan, DNA testleriyle hala öldüğünü belgelemeye çalışan kadınların, annelerin, kız kardeşlerin dramlarına tanık olmaya devam ediyoruz. Dünyada her zaman savaşa hayır dedik. Soykırımların hepsini lanetledik, lanetlemeye devam ediyoruz. Ama ne olursa olsun Birleşmiş Milletler ve Avrupa kendini bence temizleyemedi, bence aklayamadı, bence özrünü de samimi ve içten dileyemedi. Soykırımları unutmamak Avrupa'da, Birleşmiş Milletler ‘in gözünün önünde yapılan bu katliamı unutmamak üzere seneye 30. yılda çok daha kalabalık bir şekilde katliamı anmak için Saraybosna’ya gidelim. Orada, yerinde, bütün dünyaya unutmadığımızı, unutmayacağımızı göstermek istiyorum. İnsanlık tarihi maalesef böyle karanlık, dönemlerde alınıyor. Unutmayalım, unutturmayalım Avrupa ya da Birleşmiş Milletlere katliamı unutmadığımızı sık sık hatırlatalım” ifadelerini kullandı.  

8 bin kişinin cesedine hala ulaşılamadı

Konak Kent Konseyi Genel Sekreteri Alper Yağlıdere, Katledilen 8 bin 372 kişinin bir kısmının cesedine hala ulaşılamadığını ifade ederek, “11 Temmuz 1995 yılında Avrupa’nın 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana gördüğü en büyük katliam yaşanmıştır. 1993 yılında Birleşmiş Milletler (BM) burasını Boşnaklar için ‘güvenli bölge’ ilan etti. Sırpların iki yıl süren kuşatması sonrası Temmuz 1995’te Srebrenitsa düştü ve binlerce Boşnak erkek, kadın ve çocuk, kentin hemen dışındaki Potokari'de bulunan Hollandalı askerlerin denetimindeki BM Barış gücü karargâhına sığındı. Hollandalı askerler karargâha sığınanlara burada güvende olacaklarını söyledi. Ancak askerler Sırp güçlerin kampı kuşatması üzerine binlerce Boşnak’ı Sırplara teslim etti. Otobüs ve kamyonlara bindirilen sivil Müslüman Boşnaklardan 8 bin 372'si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrikalarda, depolarda katledildi. Katledilenlerin cenazeleri ülkedeki çeşitli toplu mezarlara gömüldü. Soykırımda katledilenlerin bir kısmının cesedine bugüne kadar hâlâ ulaşılamadı” şeklinde konuştu. 

Toplu mezarlarda artemis çiçeği ve mavi kelebekler oluştu

Cesetlerin toprağı beslemesi sonucundan Artemis adında çiçeklerin yetiştiğine değinen Yağlıdere, “Srebrenitsa Soykırımı'nın 29. yıl dönümünde de kimlik tespiti yapılmaya mavi kelebeklerin izi sürülmeye devam ediyor. Bu yıl BM Genel Kurulu, 11 Temmuz'u ‘1995 Srebrenitsa Soykırımını Anma ve Uluslararası Düşünce Günü’ ilan etti. Tasarı, 19'a karşı 84 oyla kabul edildi. Katliama imza atan Sırp askerleri, toplu mezarlar bulunmasın diye cesetleri çok uzağa gömdüler ve bölgenin bitki örtüsüne uygun bitkilerle üzerini örtmeye çalıştılar. Toplu mezarların bulunmasında kullanılan uydu resimlerinde manyetik değişkenlik taramasının yapılamaması için mezarların içine metal parçaları bıraktılar. Böylesine profesyonelce ve ince hesaplar yapılarak planlanmış bir soykırımda bir şeyi hesaba katamadılar. Toplu mezarların bulunduğu bölgede cesetlerin toprağı beslemesi sonucunda Artemis adında çiçeklerin oluşumu başladı. Çiçeklerin çoğalmasıyla birlikte sadece bu bitkiyle beslenen mavi kelebekler de bölgede hızla çoğaldı. Bölgede yapılan araştırmalar sonucunda bu durumun dikkat çekmesi ve yerel basına yansımasıyla halk araştırmalara katıldı. Bu kelebekler Bosna savaşının ve Boşnak halkının acılarının simgesi haline geldi. Mavi kelebeklerin olduğu bölgelerde kazı çalışmaları yapılmış ve Bosna savaşına ait 300 adet toplu mezar bulunmuştu” dedi.

BM, AB ve NATO sessiz kalarak utanç sayfalarına imza attı

Yağlıdere, “Göz göre göre katliamın sesleri gelirken, BM, AB, NATO sessiz kalmayı tercih etmiş ve insanlık tarihinin utanç sayfalarından biri çağdaş demokrasilerin beşiği Avrupa’nın tam ortasında yaşanmıştır. Srebrenitsa Katliamı II. Dünya Savaşından bu yana Avrupa’da gerçekleşen en büyük toplu insan kıyımı olması yanı sıra hukuksal olarak ilk belgelenmiş soykırım olması açısından da önemlidir. Ancak ne var ki bu soykırımı yargılayanlar da bir zamanlar bu katliama seyirci kalan ve bizzat savaşı kışkırtan emperyalistlerden başkası değildir. Bir gazetecimiz; ‘Tanrısı değişir kendisi değişmez tek din faşizmdir’ demişti. Tarihten ders almayı başaramayan insanlık, farklı din, dil, ırk ve inanç kisvesi altında faşizmi yaşatmayı ne yazık ki her seferinde başarıyor. Bizler faşizme, katliamlara, baskılara karşın ne olursa olsun barışı, kardeşliği, dayanışmayı savunuyor ve Nazi Kamplarından, Ruanda’dan, Hocalı’dan, Srebrenitsa’dan, Şengal’e ve Filistin’e tüm katliamları lanetliyoruz” diye konuştu. 

Basın açıklamasından sonra kortej halinde Gündoğdu Meydanı’na yürünerek denize karanfiller bırakıldı.

Muhabir: SEVİNÇ KARATAŞ