Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Aslı Tamtürk, İz TV’de Batuhan Kaya’nın konuğu oldu. Tamtürk, ÇEDES Projesinin amaçlarını, AKP’nin neden bu projeyi dayattığını, bu projenin yarattığı tehlikeleri ve velilerin çocuklarının bu projeden nasıl koruyacaklarını anlattı.
Tamtürk, “Bir dilekçeyle çocuğunuzun bu proje kapsamında alınmamasını sağlayabilirsiniz. İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi’ne başvurabilirsiniz, bizlerle de bağlantıya geçebilirler. Bu konuda da en doğru yönlendirmeleri yapabiliriz” ifadelerini kullandı.
“İmamların yeri okullar değil, camilerdir”
ÇEDES kapsamında okullarda görevlendirilen imamların yerinin okullar değil camiler olduğunu söyleyen Tamtürk, şöyle konuştu:
“ÇEDES, AKP’nin eğitimi siyasallaştırmasına yönelik bir projedir. Atatürk’ün, cumhuriyetin oluşturduğu çağdaş Türkiye vizyonu kültür ve eğitim devrimine dayanır, bunun temelinde de laiklik yatar. ÇEDES de laikliğin tam karşısındadır. Madem çevreye duyarlıyız neden Ayvalık’ta madenler var? Neden bu kadar çevre talanı var? Tarikatlarla olan iş birliği 2017 yılından beri protokollerle devam ediyor. ÇEDES Projesi de 2021 yılına dayanıyor. Okulda olması gereken öğretmenlerdir, imamlar değil. İmamların yeri camiler, öğretmenlerin yeri okullardır. Bu ne cumhuriyetin değerlerine ne de anayasaya uyar. Derhal, ilk çıktığı günden beri bu uygulamanın kaldırılmasını istiyoruz”
“Kindar ve dindar bir nesil yetişiyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kindar ve dindar bir nesil yetiştireceğiz” sözlerini hatırlatan Tamtürk, ÇEDES projesini bu kapsamda değerlendirmek gerektiğini açıklayarak, “Eğitim kavramının siyasal bir işlevi vardır, bir görüşe, bir düşünceye yön verirsiniz. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte çocuğun ruhsal, fiziksel, zihinsel gelişimiyle yaşadığı toplum içinde bir yurttaş olduğu bilincini kazandırabileceği bir yönü destekler. Cemaatler ve tarikatlarla yapılan iş birliğinin temel amacı ümmet, kul zihniyetini çocuklara yerleştirmektir. ‘Kindar’ ve ‘Dindar’ bir nesil yetişiyor. Çocuklar evrensel dünya görüşüne sahip bir eğitimle donatılmadığı için, müfredatın içi boşaltıldığı için çocuklar birey olarak kendini değersiz görüyor” dedi.
“İzmir ÇEDES’e tepkisiz kalmadı”
ÇEDES için seçilen 3 pilot il arasında bulunan İzmir’in, bu projeye gereken tepkiyi verdiğini aktaran Tamtürk, “Siyasal İslam’ın bir projesi gibi düşünürsek İzmir’in seçilmesi maksatlıdır. Bence İzmir bu uygulamaya tepkisiz kalmadı. Demokrat, çağdaş, laik kimliğinden, sosyokültürel yapısından ötürü İzmir buna sessiz kalmadı. Nafiz Ceylan ve İzmir İl Milli Eğitim Müdür Ömer Yahşi’nin diyalogu için çok bir yorum yapamasam da bürokrasi içerisinde siyasi anlamda alınan kararlardan memnun olan da olun olmayan da olur. Aklen ve mantık açısından bu zaten kabul edilemez. Bence okullarda kabul edilmemesinin sebebi de eğitim emekçileridir. Laik ve çağdaş eğitim sistemi için alanda çalışmalar yapılıyor. Bu konuda öğretmenlerimiz ve okul idarecilerimiz de ciddi bir mücadele verdi. Bundan ötürü de ÇEDES’in İzmir’de hayata geçmesi kolay olmadı” diye konuştu.
“Bir dilekçeyle ÇEDES’i bitirebilirsiniz”
Tamtürk, velilere çocuklarını ÇEDES’ten bir dilekçeyle koruyabileceklerini açıklayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Çocuğun ilk eğitimini aldığı yer ailedir. Aile içerisinde çocuk ilk eğitimini alır, değerler söz konusuysa aile değerleri en üstüdür. ÇEDES, bireylerin kazanması değerler noktasında doğru bir model değildir. Velilerin bu konuda yapması gereken, eğitimci, öğretmen olmayan, pedagojik formasyonu olmayan kişiler tarafından eğitim verilmesi noktasında yapması gereken en temel eğitim hakkı için itiraz hakkını kullanabilirsiniz. Bir dilekçeyle çocuğunuzun bu proje kapsamında alınmamasını sağlayabilirsiniz. İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi’ne başvurabilirsiniz, bizlerle de bağlantıya geçebilirler. Bu konuda da en doğru yönlendirmeleri yapabiliriz.”
