İzmir’in tarihi Kemeraltı bölgesinde yer alan İsmet İnönü Sokağı, geçmişin izlerini günümüze taşıyan ve tarihi koruma bilincini yaşatan bir yer olarak öne çıkıyor. Bu sokakta, 2013 yılında bir tarihi konak satın alan İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Elif Kocabıyık Savasta ve kendisi gibi akademisyen olan eşi Dr. Daniele Savasta, uzun ve titiz bir restorasyon sürecinin ardından tarihi yapıyı yeniden hayata kazandırdı.
1870’li yıllarda inşa edilen ve 3 katlı, 330 metrekarelik bir alana sahip olan konak, çiftin özverili çalışmalarıyla günümüz ihtiyaçlarına uygun şekilde restore edildi. Bu süreçte yapının tarihi dokusuna zarar verilmedi, çürümeyen ya da bozulmayan hiçbir malzeme değiştirilmeden korundu. Konaktaki merdivenlerden pencerelere, elektrik tesisatından tuğla ve karolara kadar her detay aslına uygun şekilde onarıldı. Savasta çifti, ünlü mimar Özgür Genca ile birlikte 6 yıl süren kapsamlı bir çalışmayla konağı yeniden ayağa kaldırdı.
Kemeraltı'nın tarihi dokusu geleceğe aktarılıyor
Elif Kocabıyık Savasta, bu süreçteki motivasyonlarını şu sözlerle dile getirdi: “Eşimle şehrin merkezinde tarihi bir evde yaşamak istedik. Zaten akademik çalışmalarımız da tarih, teknoloji ve gündelik yaşam üzerine. Çok emek verdik, titizlikle çalıştık ve sonunda konağı günümüze uygun bir şekilde onarmayı başardık. Şimdi burada yaşıyoruz ve tarihle iç içe olmak bize huzur veriyor.”
Savasta çifti, bu özverili çalışmaları 2022 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 18’incisi düzenlenen Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri’nde “Özgün İşlevin Korunduğu Esaslı Onarım Ödülü” ile taçlandırıldı. Çift, sadece bir evi restore etmekle kalmadıklarını, aynı zamanda Kemeraltı’nın tarihi dokusunu yaşatmak ve geleceğe aktarmak için bir örnek oluşturmayı amaçladıklarını vurguluyor.
Kemeraltı’nda İsmet İnönü Sokağı’nın dokusunu koruyan bu çalışmalar, bölgedeki tarihi mirasın korunması ve yaşatılması için ilham verici bir örnek olarak dikkat çekiyor. Çift, “Konak zengin bir bölge. Tarihi yaşatmak ve korumak bizler için büyük bir mutluluk,” diyerek, İzmir’in tarihine olan bağlılıklarını ifade ediyor.
Bu hikâye, Kemeraltı’nın sadece bir tarihi bölge değil, aynı zamanda modern yaşam ve geçmişin izlerinin iç içe geçtiği bir alan olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.