Ankara'nın Şereflikoçhisar ilçesinde soğan tarlalarında hasat başladı, ancak rekoltenin düşüklüğü hem hasat yapan mevsimlik tarım işçilerini hem de üreticileri düşündürmeye başladı. Tarlada soğanın kilosuna 2,5-5 TL arasında fiyat biçilmesi nedeniyle üretici bir sonraki yılın hesabını yapamaz hale geldi.
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinden ailesi ile mevsimlik tarım işçisi olarak Şereflikoçhisar'a gelen Adnan Kurt hem artan maliyetlerden şikayet etti hem de üreticinin yaşadıkları sorunları aktardı. Tarımdaki sorunlar sebebiyle çiftçinin tarlasını ekemeyecek durumda olduğunu vurgulayan Kurt, şunları söyledi: "Soğan işi yapıyoruz. Bu sene verim yok maliyet çok. Çiftçiler komple zararda. Çiftçiler hep isyanda. Biraz sonra kavun tarlasına gideceğiz, adam toplamış mahsul para etmiyor. Soğanın dönümde 20 bin TL maliyeti var kilosu 5 liradan satılıyor, bu sene verim yok. Gübre, ilaç, elektrik, tarla icarı pahalı şimdi bunlar kendisini nasıl kurtaracak? Allah kurtarsın bunları. Durum zor, işçiler de mutlu değil para etmediği zaman nasıl olacak? Bu adam nasıl parayı ödeyecek, ödeyemiyorlar çek veriyorlar. 3-4 aylık çek veriyor. Bu işçiler burada çalıştıktan sonra neyle geçim yapacak, bir ay sonra memlekete gidecekler. Para etmediği zaman işçilerin parasını nasıl ödeyecek? Böyle kalırsa millet bırakacak. Reyhanlı’da soğanlar hep tarlada kaldı, para etmedi. Çiftçi acı çekiyor. Bu sene burası da öyle oldu. Çiftçi ne yapacak, zor durumda. Çiftçi bıraksa biz ne yapacağız? Memleketimizde fabrika yok, iş yok. Biz hepimiz açlıktan öleceğiz."
Çiftçinin yedi sülalesi ağlıyor şuan
240 dekar tarlada soğan üreten Muzaffer Çelik ise 5 milyon TL masraf yaptığını, 3-4 milyonluk zararı olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: Bundan yıllar önce Mersin’de bir arkadaş Sayın Cumhurbaşkanı sormuştu, 'anamız ağladı' demişti. Ben o arkadaşın gözlerinden öpüyorum. Ona katılıyorum, çiftçinin annesi de babası da dedesi de yedi sülalesi ağlıyor şuan. Durum çok feci ama biz müstehak bir milletiz. Var olan mevcut sistemi 20 yıldır ayakta tutan biziz, bizim şimdi kızmaya hakkımız yok. Bir insanı sen yaratır, var edersin ondan sonra kalkar sitem edersin bu da doğru olmaz bana göre. Benim burada 240 dönüm ekilişim var ben her akşam hesap yaparım. Çünkü burada verdiğim benim 30 yıllık emeğim. Öyle kara para değil. Benim param olsa ben de gider yatırırdım, keyfime bakardım ama Allah nasip etmesin. 240 dönüm yerim var benim yaklaşık 5 milyon masrafım gitmiş.
Dönümüne yaklaşık 20 bin lira bir para gitmiş. Çuval, ip, bunun nakliyesi, deposu, işçiliği hariç. Şu anda benim alacağım tonaj bu fiyatlarda benim nereden baksan 3-4 milyon zararım var. Ben ne yapacağım 30 yıl emek verdim bir ev aldım gidip onu mu satayım. Bir baba, anne 3-4 evlat dünyaya getiriyor 3-4 evlada aynı muameleyi yapmak zorunda. İkisine harçlık ver diğerine verme 'Cehennemin dibine ne hali varsa görsün' şu anda biz onu yaşıyoruz. 2018’de mahsulümüz biraz iyiydi, götürdük depo yaptık tarlada yeteri kadar yerimiz olmadığı için. Götürdük bir yerde muhafaza ettik bir usul hatası yaptık. Gidip hal kayıt sistemine bildirmemiz gerekirdi onu yapmadık ve mahkemelik olduk. 2 defa ifade verdim, terörist olduk, soğan teröristi olduk. O seneden beri hep zarar ediyorum.”