İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına tepki olarak başlayan protestoları takip eden en az yedi gazeteci dün tutuklandı. Türkiye Barolar Birliği (TBB), gazeteciler hakkındaki tutuklama kararlarının yalnızca kendi özgürlük ve güvenlik hakları bakımından değil, yurttaşların haber alma hakkı bakımından da ağır ihlallere sebebiyet verdiğine dikkat çekti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen eylemleri takip eden çok sayıda gazetecinin de aralarında bulunduğu 206 kişi dün gözaltına alındı. “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ile suçlanan NOW TV muhabiri Ali Onur Tosun, foto muhabiri Bülent Kılıç, Bakırköy Belediyesi Gökhan Kami, İstanbul Büyükşehir Belediyesi foto muhabiri Kurtuluş Arı, AFP muhabiri Yasin Akgül, serbest gazeteciler Hayri Tunç ve Zeynep Kuray 25 Mart’ta çıkarıldıkları hâkimlikçe tutuklandı.
İki gün önce İzmir'deki protestoları haberleştirirken gözaltına alınan gazeteci ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi Yağız Barut'un ise henüz ifadesi alınmadı.
“Tutuklamalar kanundaki ölçülülük ilkesine aykırıdır”
TBB, geçen çarşamba günü başlayan kitlesel protestolar kapsamında Türkiye’nin farklı yerlerinde aralarında gazetecilerin de olduğu gözaltılara ve tutuklamalara ilişkin açıklama yaptı.
TBB'den yapılan açıklamada, “Geçtiğimiz çarşamba günü başlayan kitlesel protestolar kapsamında Türkiye’nin farklı yerlerinde hukuka aykırı gözaltı uygulaması yapıldığı, içlerinde öğrencilerin de bulunduğu çok sayıda kişinin tutuklandığı veya adli kontrol tedbiri uygulandığı haberleri kamuoyuna yansımaktadır. Son olarak, gösterileri takip ettikleri gerekçesiyle evlerine düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alınan on bir gazeteciden yedisi tutuklanmıştır. Anayasal güvence altında olan barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılanlara gözaltı işlemi yapılması, tutuklama ve adli kontrol tedbirlerinin uygulanması hak arama özgürlüğünü zayıflatan hukuka aykırı uygulamalardır ve 2911 sayılı Kanun’da yer alan ceza hükümleri göz önüne alındığında ölçülülük ilkesine de aykırıdır.” denildi.
“Gazeteciler kamu bekçileridir”
Açıklamada gazeteciler hakkındaki tutuklama kararlarının yalnızca kendi özgürlük ve güvenlik hakları bakımından değil, yurttaşların haber alma hakkı bakımından da ağır ihlallere sebebiyet verdiğine vurgu yapıldı.
Demokratik toplumlarda gazetecilerin ‘kamu bekçileri’ olarak nitelendirildiği belirtilen açıklamada “Gazetecilerin hak ve özgürlüklerine dokunulmaması yalnızca devletin negatif yükümlülüğü değil, güvenliklerine ilişkin tedbirlerin eksiksiz yerine getirilmesi pozitif bir yükümlülüktür. Demokratik toplumlarda gazeteciler 'kamu bekçileri' olarak nitelendirilmektedir. Gazetecilerin hak ve özgürlüklerine dokunulmaması yalnızca devletin negatif yükümlülüğü değil, güvenliklerine ilişkin tedbirlerin eksiksiz yerine getirilmesi pozitif bir yükümlülüktür” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada anayasal sınırların dışına çıkıldığına vurgu yapılarak şöyle denildi:
“Ceza Muhakemesi Kanunu'na aykırı işlemler hak ve özgürlükleri koruyucu bir rol üstlenmesi gereken yargıyı tam aksine bir baskı aracına dönüştürmektedir. Bu uygulamalar, yalnızca kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına değil, aynı zamanda ifade özgürlüğü ve katılımcı demokrasi ilkelerine de zarar vermektedir. Hak ve özgürlüklerin kullanımının demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olarak anayasal sınırların ötesine geçilmek suretiyle keyfi şekilde engellenmesi kabul edilemez. Hiçbir yurttaşımızı savunmasız bırakmama kararlılığımızla hukuki süreçlerin takipçisi olmaya devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.”