Kaçak maden ocağında katledilen ve cenazesi vahşice yakılan maden işçisi Mohammad Nourtani için Türkan Saylan Kültür Merkezi Önünde buluşan Türkiye İşçi Partisi İzmir İl Örgütü basın açıklaması yaparak “Maden ocaklarındaki cinayetlere dur” deme çağrısı yaptı. Sonra slogan atarak Alsancak'ta yürüyüş gerçekleştirdi. 

Basın açıklamasını yapan Orhan Kiper, “İş cinayetini örtbas etmek için emekçiyi yakan, kendi toprağından uzakta öldüren bu düzene lanet ediyoruz! Bu davanın takipçisi olacak, bu vahşetin tüm sorumlularından hesap soracağız!” dedi.

Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“10 Kasım’da madenci cinayetleriyle bildiğimiz Zonguldak’ta benzin dökülerek yakılmış bir erkek cesedi bulundu. Cesedin Afganistan uyruklu, 3 çocuk babası, 55 yaşındaki Vezir Mohammad Nourtani’ye ait olduğu tespit edildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 6 kişiden 3’ü tutuklandı.

Tutuklananlardan biri Nourtani’nin de çalıştığı kaçak maden ocağının sahibi, aynı zamanda da MHP Gelik Belde Başkanı Hakan Körnüş.

Yakarak öldürmüşler!

Kaçak madende gerçekleşen patlama sonrası yaralanan Nourtani’nin maden sahibi Hakan Körnüş tarafından ormanlık alana taşınarak önce dövdürüldüğü sonra da yakıldığı ortaya çıktı.

Kaçak maden ocakları, tüm emek sömürü mekanizmalarının merkezinde kuralsızlık ve denetimsizliğin kural haline geldiği en çıplak örnek olarak günlük hayatımızın bir parçası durumunda. Denetim dışı ocaklarda her yıl yüzlerce yurttaş hayatını kaybediyor ve ölümlerin üstü örtülüyor.

Patronlar göçmenleri ‘’ucuz işçi’’, hükümetler de ‘’ekonomik büyüme için önemli bir kaynak’’ olarak görüyor. Göçmenler; madenlerde kömür tozuyla, inşaatlarda, tersanelerde asbest ve daha birçok kimyasalla, kot taşlamada silikozla, otel ve restoranlarda neredeyse 16 saate varan ayakta çalışma zorunluluğuyla, sağlıklarına zarar verdiğini bilmelerine rağmen insanlık dışı koşullarda çalışıyor, sömürüyü daha ağır yaşıyorlar.

Daha önce çıkarılan yasalarla göçmen işçi çalıştırma kolaycılığı sağlayan sermaye devleti, gözü doymak bilmeyen patronların aç gözlülüğünü tatmin edebilmek için denetim yapmamaktadır.

Çalışma yaşamının gerektirdiği kanunlara uymamalarına, ruhsat verilmemesine rağmen üretime geçen işletmeler görmezden gelinmektedir. Son günlerde çıkan yangınlarda göçmen işçilerin hayatlarını kaybettikleri işletmeler böyle kanunsuz çalıştırılan yerlerdir.

Her Şey Sermaye İçin!

Kaçak maden ocaklarında yaşanan iş cinayetleri ile gündeme gelen usulsüzlükler iktidar tarafından hızlıca gündemden düşürülmekte, bir sonraki iş cinayetine kadar unutturulmaya çalışılmaktadır. İnşaat, tarım, tekstil, plastik ve maden işkolu en çok göçmen işçinin çalıştırıldığı, denetimsizliğin en çok yaşandığı işkollarıdır. Göçmen işçi ölümleri de en çok buralarda yaşanmaktadır.

Sömürü düzeni hangi dil-din-ırktan olduğunu önemsemeksizin emekçileri katlediyor. İktidar sahipleri de patronları aklamak için ellerinden geleni yapıyor ve arkasında duruyor. Öyle ki patronların aklına maden kazasında yaralanan Mohammad Nourtani’yi hastaneye götürmek değil benzinle yakmak geliyor.

Bu sahtekâr katillerin kaçak işletme açmasına müsaade edildiği, önleri böyle açıldığı sürece işçilere dönük sömürünün de vahşetin de sınırı yok!

Davanın takipçisi olacağız!

Emperyalistlerin savaş politikalarının bedelini hangi ırktan olursa olsun canları pahasına olsa da emekçiler, yoksullar ödüyor. Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin kirli çıkar ve hesapları nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan göçmenlerden 6 kişi İzmir’in Çeşme ilçesinde botun fırtınadan devrilmesi sonucu hayatını kaybetti.

Türkiye İşçi Partisi olarak iş cinayetini örtbas etmek için emekçiyi yakan, kendi toprağından uzakta öldüren bu düzene lanet ediyoruz! Bu davanın takipçisi olacak, bu vahşetin tüm sorumlularından hesap soracağız!”