Türkiye İşçi Partisi (TİP) İzmir İl Örgütü, 1 Mayıs protestoları sırasında gözaltına alınıp tutuklananlar hakkında basın açıklaması düzenledi. İzmir İl Binası’nda gerçekleştirilen açıklamada yapılan hukuksuzluklara tepki gösterilirken mücadeleye devam çağrısı yapıldı. “Bugün İzmir’de 9 arkadaşımız, güçsüzlüğünü örtmek isteyen AKP’nin gözdağı verme politikaları neticesinde tutuklanarak özgürlüklerinden alıkonulmuş durumdadır” diyen Türkiye İşçi Partisi İzmir İl Başkanı Kenan Yılmaz “Nasıl ki Van halkının seçtiği belediye başkanının mazbatasını almayı bildiysek, arkadaşlarımızı da aynı kararlılıkla geri alacak ve kaldığımız yerden kol kola mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
 
Türkiye İşçi Partisi İzmir İl Başkanı Kenan Yılmaz basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de bir yandan normalleşme nidaları atılırken, yumuşama ihtimalleri üzerine uzun laflar edilirken; diğer yandan da iktidar ceberut yüzünü gizleme ihtiyacı bile duymadan baskılarını artırmaya devam ediyor. Ülkemiz neredeyse her güne, meşru taleplerini dile getirmek için anayasal haklarını kullanan yurttaşların, katıldığı eylemler gerekçe gösterilerek şafak operasyonları ile gözaltına alınması ile uyanıyor.

Geçtiğimiz günlerde, 1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek isteyen işçiler, kadınlar, gençler; ev baskınları neticesinde gözaltına alınmıştı. Henüz arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasını beklerken, bundan tam bir hafta önce İzmir’de 16 arkadaşımız yine bir şafak operasyonu ile gözaltına alındı. Gerekçe olarak da, Van’ın seçilmiş Belediye Başkanı’nın hukuksuzca görevden alınmasına yönelik girişimleri protesto etmeleri gösterildi.

Seçilmiş bir belediye başkanını savunmak, her şeyden önce Van halkına karşı amasız fakatsız yurttaşlık görevimizdir. Arkadaşlarımız, Doğu’da yaşanan hukuksuzlukları Batı’da haykırmayı kendilerine sorumluluk bilmiş, bunun için en temel demokratik haklarını kullanma yoluna başvurmuşlardır. Öyle ki, Van halkının yanında olmak adına yapılan eylemlerin meşruluğu, AKP iktidarının bütün yargı oyunlarına rağmen seçilmiş belediye başkanını görevinden alamayarak hukuken de tescillenmiştir.

İzmir’de 9 arkadaşımız tutuklandı

İktidarda yaşanan öfkenin, güç kaybının ve rejimin karşı konulamaz krizlerinin sonucunda bugün İzmir’de 9 arkadaşımız, güçsüzlüğünü örtmek isteyen AKP’nin gözdağı verme politikaları neticesinde tutuklanarak özgürlüklerinden alıkonulmuş durumdadır. Ev adresleri, telefonları belli olduğu halde davetle ifadeye gidebilecekken özel hareket timleri ile “azılı bir suçlu” görünümüyle arkadaşlarımızı ailelerine, komşularına afişe ettirilmek istenmişlerdir. Yine gözaltı sürecinde avukatlarıyla görüş sınırı, emniyet binasına anılmama gibi keyfi uygulamalarla karşılaşılmıştır. Kolluk görevlileri arkadaşlarımıza ilişkin düşmanca tavrını yine bir kadın arkadaşımıza insanlık onuru ile bağdaşmayan çıplak arama işkencesini uygulayarak göstermiştir. Konuya ilişkin hızlı şekilde tutanak tutan avukat arkadaşlarımız olay günü suç duyurusunda bulunup basın açıklaması yapmışlardır. Türlü gerekçelerle ifade alım süreçleri yavaşlatılmış en nihayetinde keyfi olarak uzatıldığını düşündüğümü gözaltı sürecinin 3. gün hakim karşısına çıkabilmişlerdir. Arkadaşlarımız nezdinde aslında demokrasi ve insan haklarına inanan bütün yurttaşlar, açıkça tehdit edilmektedir. Kürt halkının iradesi gasp edilmeye çalışılırken, kayyım zihniyeti ile mücadele edenler, halklar arasında dayanışma eli uzatmak isteyenler cezalandırılmak istenmektedir. Yani demektedirler ki, Kürt halkına dost eli uzatan yanar, bunun cezasını çeker.

Kürt halkının iradesi ve haysiyeti, Saray’ın en büyük korkularından olmakla birlikte mücadelemizin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bunu çok iyi bildikleri için, Doğu’dan yükselen Barış ve demokrasi sesini Batı’da sırtlayan devrimcilere, direnişlerinin faturasını kesiyorlar.

Normalleşmeden bahseden AKP iktidarı, yurttaşların politik mücadele kanallarına katılımını kapatmak için en sert yollara başvurmaktadır. Açıkça istiyorlar ki, eğer bir normalleşme olacaksa Kürtler, devrimciler, kadınlar bu hesabın içinde olmasın. İstiyorlar ki, Saray’dan bahşedilen sözde demokrasiden fazlasını isteyenler hastalıklı bir ruh haliyle uçlaştırılsın, marjinalize olsun.

Oysa biliyoruz ki, Rejimin mayasında yumuşamanın kırıntısı dahi yoktur. Gücünü, geri döndürülemez bir şekilde şiddetten, ötekileştirmeden ve baskıdan almaktadır. Kamu maliyesinde yeni düzenlemeleriyle, kemer sıkma politikalarıyla ve demokratik siyaseti vurduğu darbeler ile ülke emekçilerinin üstünde karabulutlar gibi gezinmeye devam etmektedir.

Biz hiç boyun eğmedik teslim olmadık

1 hafta önce başlayan gözaltılar neticesinde tutuklanan 9 arkadaşımız ve daha önce tutuklanan 2 arkadaşımız, 1 Mayıs’ta Taksim iradesi gösteren mücadele arkadaşlarımız Rejim’in tehditlerine boyun eğmedikleri için cezalandırılmak istenmektedir. 

Biz hiç boyun eğmedik, hiç teslim olmadık. Bir padişah fermanı ile de korkacak, sinecek de değiliz. Biliyoruz ki, 1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek ne kadar suç değilse, Kürt halkının iradesini savunmak da bir o kadar suç değildir. Tutuklamalar bizlerde ancak dayanışma, yoldaşlık izleri bırakır, başka bir şey değil.

Hiçbir hukuki dayanağı olmayan tutuklamalar derhal son bulmalı arkadaşlarımız bir an önce özgürlüğüne kavuşmalıdır. Bizleri tutuklamalarla zapt edebileceğini sananlar yanılıyorlar. Nasıl ki Van halkının seçtiği belediye başkanının mazbatasını almayı bildiysek, arkadaşlarımızı da aynı kararlılıkla geri alacak ve kaldığımız yerden kol kola mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Kaynak: BÜLTEN