Tire-Belevi yolunun ölüm ve yaralanmalı kazalara neden olması ve günün ihtiyaçlarına cevap vermemesi gerekçesiyle, Binali Yıldırım'ın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı döneminde başlayan yenileme çalışmaları devam ediyor. Ancak, kırsal Çayırlı Mahallesi'nden geçen mevcut yolun genişletilmesi planı iptal edilerek, yolun mahallenin üstünden geçirilmesi kararlaştırıldı. Bu değişiklik, yüzlerce yıllık çam ağaçları, zeytinlikler ve incir bahçelerinin kesilmesine yol açtı.
Mahalle sakinleri, ağaç kesimlerine ve güzergah değişikliğine karşı çıkarak, doğanın talan edildiğini ve geçim kaynaklarının ellerinden alındığını ifade etti. Köylüler, "Ekmeğimizi elimizden alıyorlar" diyerek tepkilerini dile getirdi.
Bunu kabul etmiyoruz
Mahalle sakinleri adına konuşan İsmet Bozdağ, yapılanları "katliam" olarak nitelendirdi. Bozdağ, "2017 yılında belirlenen güzergahın değiştirilmesi ve yüzlerce yıllık çam ağaçlarının, zeytinliklerin talan edilmesi vicdani bir sorumluluktur. Bunu kabul etmiyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Ağaç devlettir' dediği bir zihniyetin torunlarıyız. Doğamızı bu şekilde talan edenlere seyirci kalamayız" dedi.
Bozdağ, siyasetçilerin duyarsız kalmasını eleştirerek, "Tire'deki siyasetçiler bu sorunu görmezden geliyor. Kanada gibi ülkeler ağaç kesenlere en ağır cezaları verirken, biz kendi vatanımızda doğamızı bu şekilde yok edemeyiz" ifadelerini kullandı.
Babamın kemikleri sızlıyor
Mahalle sakini Fethiye Yıldırım ise, kesilen ağaçların kendisi için büyük bir anlam taşıdığını belirterek, "Ben bu ağaçlar dikildiğinde 13-14 yaşındaydım. Şimdi 60 yaşına merdiven dayadım. Babamın bana bıraktığı, gözü gibi baktığı ağaçlar. Şimdi biz ne yapalım? Devlet bize söylesin. Benim elimdeki ekmeği aldıktan sonra ben ne yaparım? Babamın kemikleri yerde sızlıyor" diye konuştu.
Yıldırım, yetkililerin kendilerini yalnız bıraktığını belirterek, "Kaymakama gittik, bizi geçiştirdiler. Siyasetçilerden de destek göremedik. Tek istediğimiz, ekmeğimizi elimizden almamaları" dedi.
Çayırlı Mahallesi sakinleri, kesilen ağaçların yanı sıra, zeytin ve incir bahçelerinin de yok edilmesiyle geçim kaynaklarını kaybettiklerini ifade ediyor. Köylüler, "Fabrika mı alır bizi? Mülteci olarak mı yaşayacağız? Devlet bize ekmek, kömür vermesin, sadece ekmeğimizi elimizden almasın" diyerek yetkililere sesleniyor.