Batuhan KAYA/İz Gazete- Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) haziran ayı Meclis Toplantısı, İzmir Ticaret Odası (İZTO) toplantı salonunda yapıldı. Meclis Toplantısı’na, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da katıldı. Tugay, İZTO’ya girişi sırasında işten atılan İZENERJİ ve İZDOĞA işçilerinin protestolarıyla karşılaşırken, İZTO binası etrafında Çevik Kuvvet ekiplerinin yoğun güvenlik önlemi alması dikkat çekti.

Tugay toplantıda gerçekleştirdiği konuşmada, “Bu toplantıları önemli fırsatlar olarak görüyorum, ne kadar sık görüşebilirsek birbirimizi o kadar iyi anlarız diye düşünüyorum. Genel anlamda ulaşım ve trafikle alakalı sorunlardan bahsedildiğini duydum. Ödemiş’te su sorunu olduğu ifade edildi, yeni sanayi bölgeleri kurulması için arsa üretilmesi gerektiğini belirttiler. Bunların hepsini not ettik. 2 ay 18 gündür belediye başkanlığı yapıyorum. Bu süre içerisinde daha önceden hazırlanmış olduğum, kendime ödev olarak belirlemiş olduğum ilk 6 ayda yapılacak, acil eylem planları çerçevesinde yapılması gerekenleri birer birer yapıyoruz. İdari organizasyona ve bütçe disiplinine ihtiyacımız olduğunu gördüm, önce bunları yapmalıyız. Aslında başladığımız günden beri yaptığımız en önemli işler bunlar hem idari hem mali yönden kendi anlayışımız içerisinde bazı kararlar alıyoruz. Bu çerçevede daha hızlı çözümler üreten, planlamayı biraz daha kısa, orta ve uzun vadede yapıp bir yol haritası çıkartan, hedefleri doğru koyan ve 5 yıllık süre içerisinde neleri başarmasıyla ilgili kanaat sahibi olan ve günü geldiğinde kendini sorgulayan bir süreç götürüyoruz” ifadelerini kullandı.

500 milyonluk yatırım yapar mıydınız?

Yamanlar’daki Sanatoryum hakkında konuşan Tugay, “Kamudaki idari ve mali disiplinle ilgili şeylerden bahsedildi. Doğrudur, kesinlikle durum böyledir. Ülkemizde kesinlikle kötü bir kamu yönetimi vardır. Benim İzBB’de yaptığım şey de tam olarak budur. Attığım tüm adımların tamamı budur. Nihayetinde gereksiz olduğuna inandığım, kamu kaynaklarının israf edildiğine inandığım projeleri durdurmak benim görevimdir. Örnek veriyorum, Yamanlar bölgesindeki Sanatoryum, İzmir için değerli bir yerdir, hatıraları vardır doğrudur. Oranın açık olduğu zamanları ben de hatırlıyorum ancak bugün gidip gören varsa bunu değerlendirebilir. Tamamen yıkık, virane, oldukça yüksek rakımlı bir yerde ve konaklamanın cazip olmadığı bir alan durumunda. Bu alanın yeniden canlandırılmasıyla alakalı bir süreç yaşanmıştı. Oranın mülkü Orman Bölge Müdürlüğü’ne ait, geçmişte Sanatoryum olarak kurulmuştu. O bölgeyi benden önceki belediye başkanı olarak gezmeye gelmişti, ben de kendisine eşlik etmiştim. Müthiş doğaya sahip bir yer, bugün de gitseniz doğasını çok beğenirsiniz. Gezerken benim otomatik olarak sorduğum soru şuydu, ne kadar para harcanmalı? O dönemki Genel Sekreter’e sordum ve ‘80 milyon TL’ civarlarında diye yanıt verdi. Orada yapacağımız o tesisten ne bekliyoruz ki oraya 400-500 milyon TL’lik yatırım yapacağız? Orman Genel Müdürlüğü orası için bir ihale yaptı, sadece büyükşehir belediyesi ihaleye girdi ve orayı aldı. O günden bugüne kira ödendi ve oraya bir şey yapılmadı. Ben Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ne yapmalıyım?” dedi.

Şehre su getirmek DSİ’nin görevidir

Su sorunu hakkında konuşan ve sorumluluğun DSİ’de olduğunu hatırlatan Tugay, “Az önce o kalabalığı ve protestoları görmüşsünüzdür. O ses işsizliğin sesi, havada duman kokusu var ve o duman kokusu orman yangınlarının ve bazen yanan hayvanların kokusu. Bugün de onlarca yangın çıktı. 3 gün içerisinde tam 355 noktada yangın çıktığını söylediler. Şu gerçekle yüzleşmemiz gerekiyor. Siz değerli sanayicilerimize bunu söylemekten gerçekten üzülüyorum ama önce dünya sonra Türkiye olarak bir felaketi yaşıyoruz. Daha fazla insanın işsizliğe dair protesto sesi, daha fazla insanın madde bağımlısı olması, intihar etmesi ve havadaki o duman kokusunun daha fazla artmasıdır. Bu şehrin de dünyanın da şu an su sorunu var. Ödemiş bölgesinde açılan kuyulardan artık su çıkmıyor. O bölgede bir yer üstü su kaynağı yok. Mutlaka su olan bir bölgede baraj yapılacak ve o barajdan içme suyu şehre getirilecek. DSİ biliyorsunuz kentlerde suyu temin etmek zorunda olan kurumdur. Belediye su temin etmek zorunda değildir. Belediyenin görevi temin edilen suyu dağıtmak, şebekeyi kurmak ve suyun satışını gerçekleştirmektir. Bunu bilmek lazım ve belediye neden baraj yapmıyor gibi bir soru sormamak lazım. DSİ bir su master planı yapmış, Gördes bölgesinde 3 tane baraj projesi var. Bunların bir tanesi yapılmış, maalesef onun da tabanı su kaçırıyor. Diğer 2 barajın projesi var ama yapılmıyor. Bu kuraklık, iklim sorunu devam ederse yapılan barajlar acaba kaç yıl sonra kullanılamaz hale gelecek. Şu anda gittikçe kuzeye doğru kayan hatta anormal sıcaklık, anormal kuraklık yılardır bağıra bağıra yaşanıyor. Bir tarafımızda sosyal bir çöküntü yaşıyoruz, dünyanın da göç dalgaları başta olmak üzere sorunlardan etkilenerek ekonomik darboğazdan katlanıyor” diye konuştu.

Ortak akıl vurgusu

İzmir Planlama Ajansı’nı kurduklarını ve ortak akılla yönetim anlayışı ortaya koyacaklarını söyleyen Tugay, “Ortak akılla yönetme anlayışıyla İzmir Planlama Ajansı’nı kurduğumuzu ifade etmek isterim. Şu anda gittikçe kalabalıklaşan bir ekiple beraber İzmir’in 50 yıllık geleceğini planlamak adına çalışmalar yapmaya başladılar. İşin içinde su var, gıda var, nerede sanayi bölgesi kurulacağı var, yeni yerleşim yerleri var, Sosyo-ekonomik değerlendirmeler var. Biz bu çalışmaları diğer belediyelerle, akademik kuruluşlarla ve üniversitelerle yapmaya devam edeceğiz. Israrla akıl, bilim, mantık, katılımcı demokrasi anlayışıyla bu kenti yönetmek için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.

İzmir İstanbul’la kol kola

Planlama Ajansı konusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan destek alacaklarını söyleyen Tugay, “İzmir Teknoloji ve İnovasyon Şirketi var, bu şirketimizi genel anlamda belediyenin teknolojik altyapısını kurma, geliştirme yönünde, özel olarak da yapay zeka teknolojisiyle kentin yönetimini sağlama amacıyla yapılandırmaya devam ediyoruz. Hiçbirinizin bilgisi yok ama İzmir’in çok önemli insanları birer birer o şirketimizde çalışmaya başladılar. Bu süreç içerisinde özellikle İBB ve İstanbul Planlama Ajansı’yla, Ekrem Başkan’la iş birliğimiz devam edecek. Onların geçen 5 yıl içerisinde İstanbul Planlama Ajansı üzerinden yaptığı çalışmaları yakından takip ettiğim için bu işin çok kıymetli olduğunu söylemek isterim” dedi.

Genel başkanın sözü emirdir

Ege Belediyeler Birliği Başkanlığı’ndan feragat ettiğini ifade eden Tugay, “Ege Belediyeler Birliği Başkanlığı’ndan feragat ettim. Genel Başkanımız dedi ki, ‘Her belediye başkanımızı 1 birlik başkanı olsun’. Talimatı bizim için emirdir. Sağlık Belediyeler Birliği muhtemelen gelecek yıllarda en büyük 2’nci birlik olacak. Çok önemli olduğunu düşünüyorum. İlk defa bir CHP’li belediye başkanı Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı oldu. Şu anda 140 üyesi var 1 sene içerisinde 250 olacak. 1 sene içerisinde en az 25 Büyükşehir Belediyesi üye olacak. Bundan sonra İzmir Türkiye’de sağlıklı olmayla ilgili çalışmaların ana üssü olacak. Bilinçli olarak yaptığım bir tercihtir. Bunun sonuçlarını hep beraber yaşayacağız” diye konuştu.

Tugay’dan troleybüs formülü

Ulaşım master planının yeniden yapılacağını ve troleybüs getirilebileceğini belirten Tugay, “Ulaşım master planı yapılacak. Bununla ilgili çalışmalar başladı, yakında tüm planları gözden geçireceğiz. Bazı yeni ulaşım hatlarını, troleybüsleri getireceğiz. Tramvaya göre daha az maliyetli ama yine elektrikle çalışan, bütün yollarda kullanılabilen ulaşım araçları. Bana troleybüs dedikleri zaman gülümsedim. Eskiden İzmir’de çoktu. Bazı yerlerde teller olmadan gidebiliyormuş, bir tür hibrit gibi çalışıyormuş. Ön yargıyla bakmamak gerek, aslında mantıklı yatırımlar olduğunu görüyoruz. Deniz Taksilerin bir modelini yapmadık, onunla ilgili deneme üretimleri yapılıyor. Hazır olur olmaz 10 civarında deniz taksiyle 20 civarında yolcu alıp bırakacak şekilde kente gerçekten katkısı olacak. İlgi görürse zamanla sayısını arttıracağız” dedi.

Trafiği rahatlatacağım

EBSO Meclis üyelerine trafiği rahatlatacağının sözünü veren Tugay, “İkinci çevre yolu gerçekten çok önemli. Geçenlerde Hamza Dağ, ‘Tasarruf tedbirleri nedeniyle yapamayacağız’ dedi, maliyeti 40 milyar TL’ymiş. Çok kısa süre içerisinde bunu kimsenin yapacağını düşünmüyorum. Bu durumda bizim kendimize bir ulaşım master planı yaparken trafiğin sıkıştığı durumda bir master planı çalışması yapmalıyız. Size söz veriyorum İzmir trafiğini rahatlatacağım. O çevre yolu öyle ya da böyle yapılacak. Genel olarak kamuoyuna sorduğumuzda trafik sorunu genelde ilk sırada çıkıyor” şeklinde konuştu.

Ya tamamını bize verin ya siz alın

İZBAN konusundaki tartışmalara da değinen ve Devlet Demiryolları’na seslenerek “Ya tamamını bize verin ya siz alın” diyen Tugay, “İZBAN konusunu üzülerek gündeme getirdim çünkü ben sorun çıkarmaya çalışıyormuşum gibi göründü. Ben sorun çıkarmıyorum çünkü İZBAN halihazırda sorunlu, raylar bakılmıyor, sinyalizasyon yenilenmiyor. Çok vahim bir ihmal durumu var ve bundan Devlet Demiryolları sorumludur. Aynı hattı yük trenleri ve diğer yolcu trenleri de kullanıyor. Bunlar şehir içi ulaşımı aksatmayacak şekilde yapılmalıyken istasyonun yoğun olduğu saatlerde yük trenleri hatlardan geçiyor ve İZBAN beklemek zorunda kalıyor. İnsanlar bu sorunları yaşarken onları bilgilendirmek ve bu sorunları anlatmak zorundayım. Türkiye’de başka bir örneği yok. Bir yönüyle takdir edilmiş ortaklık yapılıyor diye ama Türkiye’de başka bir örneği yok. İlk zamanlar kar ederek ya da zarar etmeyerek gitmiş ama 2019’dan itibaren inanılmaz büyük zararlar ve gittikçe artan sorunlar var. Toplum bunları bilmek zorunda çünkü tren istasyonlarında bekleyip niye gecikiyor bu vagonlar diye soruyor. Bir yük treni geçiyor, sinyalizasyon sorunu var ya da raylarda sorun var, o yüzden bekliyorlar. Eğer bu ortaklık bu şekilde olacaksa ya tüm işletmeyi bize verin ya da siz alın. Kamu kurumunu yönetirken cebimizden para çıkmıyor ya, bazı insanlara harcaması kolay geliyor. Ben o paraları hayal edip düşündüğüm zaman, dün akşam saatinde bana bir ailenin gıda çarşısının oradaki görüntülerini gönderdiler. Bir aydır dışarıda yatıyorlarmış, 2 tane çocuk, 4 kişilik bir aile ve çocuk zihinsel engelli. O kadar zayıflar ki sizlere anlatamam, aç oldukları belli. Tozun, pisliğin içerisinde yatıp kalkmaya çalışıyorlar. Vicdanı olan bir insan oralarda birileri sürünüyorken bizim ayıracağımız kaynağı sırf cebimizden çıkmıyor diye çar çur edemez. Özel bir iddia içerisinde değilim” ifadelerini kullandı.

İzmir'i tanıtan heyet oluşturulacak

 Yerel kalkınma için iş birliğine ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Tugay, "Buraya gelmeden önce Çin ticari heyeti görüşmeye geldi. Her gelen turizmden bahsediyor, ticaretten bahsediyor. 'Bize yardımcı olun' diyorlar. Bu insanlar gelip yatırım yapmak istiyorlar. 2 ay içerisinde 4 tane Çin heyeti ağırlamak Çin'in neden başarılı olduğunu gösteriyor. İzmir'i tanıtan yatırım konularını görüşecek bir heyet oluşturmalıyız. EBSO'dan temsilci olması lazım. İZTO'dan temsilci olması lazım. Bu şekilde bir heyet ile bizim de şehir şehir ülke ülke gezmemiz lazım" dedi

Belediyeye kapak atmışlar

İZTO Meclis Salonu dışarısında Tugay’ı protesto etmek üzere bekleyen eski İZDOĞA ve İZENERJİ işçileri için, “Belediyeye kapak atmışlar” diye konuşan Tugay, “Dışarıdaki arkadaşlarımız haksızlığı uğramış gibi görünebilir ama yüz binlerce insan işsiz. Bu arkadaşlar bir ihtiyaca binaen alınmış değiller fakat belediyeye bir şekilde kapağı atmışlar. Bu onların hatası da değil ama ‘Hak, hukuk adalet’ diye slogan attıklarında kimin hakkı, hukuku, adaleti? Diye sormak istiyorum. Bu arkadaşlar arasında 15-20 gün çalışmış daha sonra da ise ücretsiz izne gönderilmiş isimler var. Ben onların işsiz olmalarından dolayı çok üzgünüm ama sadece onlar için değil bu ülkedeki bütün işsizler için üzgünüm. Bir tarafta ekilecek dikilecek toprak var, tarım yapmıyorlar. Yatırım için atabileceğimiz adımlar var, belki cesur davranmıyoruz” dedi.

Tugay'dan emekçilerle ilgili yakışıksız açıklama: Belediyeye kapak atmışlar Tugay'dan emekçilerle ilgili yakışıksız açıklama: Belediyeye kapak atmışlar

Sünger Kent projesini iptal etmedik

Gazetemizin gündeme getirdiği Sünger Kent projesinin iptali hakkında konuşan ve Proje Koordinatörü Alim Murathan’ı hedef alan Tugay, “Sünger Kent’i iptal etmedik. O bir yalan ve o yalanı söyleyen kişiyi de kınıyorum. Belediyede başkalarının emeğiyle kendisi bir şey yapıyormuş gibi göründü ama bu bir yalan. Sünger Şehir diyerek çatılardan su toplamayı anlattılar. Sonra sünger şehrin bu olmadığı anlaşıldı ya da birileri anlattı. Sünger şehir toprağın suyu emdiği şehirdir. Yağmur eskiden olduğu gibi usul usul yağmıyor, yağmur bir anda yağıyor ve her tarafı sel basıyor. Suyu, derelere, kanallara ve denize gönderiyoruz. Bunun yanlış olduğunu anladıkları için birkaç tane toprak havuz gibi bir şey yaptılar. Ona da DSİ dava açtı çünkü bu DSİ’den izin alınmadan yapılmıyor. Böyle bir süreçten sonra biz arkadaşlarımızla konuştuğumuzda İZSU’da zaten bunun yapıldığını söyledik ve İZSU bu çalışmalara devam ediyor. Bu arada ben Karşıyaka Belediye Başkanı ilen Zübeyde Hanım mahallesinde bir kent ormanı çalışması yaptık, sünger şehir odur. Bununla ilgili uluslararası bir ekiple çalıştım. Böyle bir kökenden gelen bir insana böyle bir iftira atmak hainliktir” diye konuştu.

Dışarıda bağıran arkadaşlara da söyledim

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne seçim döneminde yapılan işçi alımları ve mevcut işçi eylemleri hakkında konuşan Tugay, “Son 3 ayda 2 bine yakın kişi işe alınmış. Biz bunların alel acele alındığını düşünüyoruz. Büyük çoğunluğu büro elemanı, İzBB’nin büro elemanı eksiği yok ama sahada işçi açığı yok. Dışarıda bağıran arkadaşlara işçi açığı olduğunu ve alım olacağını söyledik ama istemediler. İhtiyaç olan noktaya daha fazla insan alabileceğimizi de söylüyorum ama yeterli performans göstermeyenlerin işten atılabileceği gibi bir düşünce de var” dedi.

EXPO'ya düşmanlığım yok!

Ertelenmesi ya da yerinin değiştirilmesi planlanan EXPO 2026'ya ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Tugay, "Botanik EXPO için 206 yılında sözleşme yapılmış. Kamulaştırma çalışmaları başlamış. Bu çalışmalar 2023 yılında durdurulmuş. Ben durdurmadım. Şu an itibariyle yaklaşık 77 bin metrekare olan bu alanda 11 bin 600'lük bölüm kamunun. 32 bin 505 metrekare kamulaştırılmış ve mülkiyeti belediyeye geçmiş. Davası süren 25 binlik bir alan var. Uzlaşma görüşmeleri tamamlanmış ama uzlaşı sağlanamamış. 14 parsel var 191 ile birleştiğinde 2005 parselde dava sürüyor. Bir tane de cami var. Netice itibariyle şu ana kadar 77 bin metrekarelik alanı 34 binlik kısmı kamunun eline geçmiş durumda. Bu hukuk süreçlerin 2026 yılında botanik EXPO tamamlanacak şeklinde bitmesi imkânsız. Bunu benden önceki başkanımız da fark etmiş ve kamulaştırmayı durdurmuş. EXPO'nun yönetim kurulu üyesi ile görüştüm. Önünüzdeki hafta Türkiye'ye gelecekler ve beraber oturup karar vereceğiz. Ya tarihini erteleyeceğiz ya yerini değiştireceğiz ya da botanik EXPO değil de başka versiyonları şeklinde yapacağız. Kültürpark'ta peyzaj türünde bir fuara çevirebiliriz. Tüm bunlar masada. Tek taraflı vereceğimiz bir karar değil. Kimse bana 'botanik EXPO'yu sen iptal ettin' demesin bu büyük bir yalan. Belirlenen tarihe yetişmesi imkânsız. Maliyet olarak 2 milyara ihtiyaç var. Para bulunur ancak hukuki sürecin tamamlanması imkânsız. O tarihte maalesef yapılamıyor. Benim botanik EXPO'ya ve benden önce yapılan hiçbir projeye düşmanlığım yok. Bazı şeylerin yanlış yürümesi sonucunda müdahale etmemiz gerekebiliyor. Bu işi bilen uzmanların görüşleriyle birlikte şekillendi. Başka iddialarda bulunan herkesi kınıyorum" dedi.

Hesaplaşmam yok!

Tugay açıklamasının devamında, "Benim geçmişle hesaplaşmam yok. Belediye başkanlığı kimsenin kişisel kariyer alanı değil. Ben kariyerimi tamamlamış bir İzmirliyim. Kariyere ihtiyacım yok. Bu şehre hizmet etmek için geldim" ifadelerine yer verdi.

Muhabir: Batuhan KAYA