Batuhan KAYA- İzmir Körfezi’nde gerçekleşen balık ölümleri ve körfeze kıyısı olan ilçelerdeki ağır koku, İzmirli yurttaşlar tarafından endişeyle karşılanmıştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Körfez’deki balık ölümlerini, “alg patlaması sonucu sudaki oksijen seviyesinin düşmesi” ile açıklarken, İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, “Balık ölümlerinin artan sıcaklıklar, besin tuzları ve diğer kirleticiler dolayısıyla su kalitesindeki bozulma kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir” açıklamasını yapmıştı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Körfez’deki balık ölümleri ve ağır koku hakkında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Tugay açıklamasında, Körfez’in ağır bir kirlilikle karşı karşıya olduğunu ve bununla yüzleşmemiz gerektiğini söyleyerek, “Bizler bu yaşadığımız çevre felaketiyle birlikte bundan sonra tüm gerçekliği ve çıplaklığıyla bir sorunla yüzleşmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Körfezimiz ağır bir kirlilikle karşı karşıya. Bu yıllar içerisinde derelerle körfeze evsel, endüstriyel ve bir miktar da tarımsal atıklar taşındı. Evsel atıkların bir kısmı da kaçak ya da sistemin aşırı yüklenmesi sonrasında körfeze olan deşarjlar neticesinde körfezi kirletti. Bayraklı Sahili’nin dibinde metrelerce çamur birikmiş. Bu çamur birikiminin geçmişte dolguyla çözülmeye çalışıldığını hatırlatmak istiyorum. Çok uzun yıllardır körfeze atık atılıyor. Maalesef işin son noktasına gelindi. Bununla yüzleşmemiz gerektiğini, çözüm için de bir ortak çaba içinde olmamız gerektiğini söylüyoruz” dedi.
Sorumlu: Alg patlaması!
Körfez’deki balık ölümleri ve kokunun sorumlusunu “algler” olarak açıklayan Tugay, alg patlaması yaşanması sebebiyle bu görüntünün ortaya çıktığını söyleyerek, “Bugünlerde yaşadığımız bu renk değişikliği ve balık ölümlerinden sorumlu olan şey Plankton dediğimiz şeyin çoğalmasıyla ortaya çıktığını düşünüyoruz. Ekranda gördüğünüz Alg türü geçen yıl ilk kez körfezde saptanmış. Hatta geçen yıl da bir Alg patlaması gerçekleşmiş, bu yıl da ikincisini yaşıyoruz. Normalde bu türler bizim denizlerimizin türleri değil, daha sonradan buraya taşınmışlar. Muhtemelen gemilerle geldikten sonra iklim değişikliğiyle çoğalıyor ve körfezde baskın hale geliyorlar” dedi.
Körfez’deki suyu takip ediyoruz
Körfez’deki sudan düzenli numune alındığını ve takip edildiğini ifade eden Tugay, “İzBB 2000 yılından beri körfezi yoğun bir şekilde inceliyor. Körfez’deki suyu takip etmek için çalışıyoruz, 3 ayda 1 yüzeyden ve derinden örnek alarak inceliyoruz. Bu sorumluluğu her türlü siyasetin üstünde görüyorum. Özellikle İzmir’in belediye başkanı olarak çok üzüldüğüm bu olaydan, çevre felaketinden sonra ne yapmam gerektiğini düşündüğümde bütün siyasi kimliklerimden sıyrılmam, iş birliği yapmam ve bu soruna çözüm üretmemiz gerektiğini düşünüyorum. Aynı tavrı özellikle İzmir’deki ve Türkiye’deki bütün kişi ve kurumlardan bekliyorum. Bu verilerle ilgili olarak söyleyeceğim sözler herhangi bir siyasi zemine çekilmesin istiyorum” diye konuştu.
“Kirlilik, son 10 yılda arttı”
Son 25 yılda Körfez’deki sudan alınan numunelerin değerlerini paylaşan Tugay, grafiklerle yaptığı sunumda kirliliğin özellikle son 10 yılda arttığını söyledi. Tugay, söylediklerinin siyasi bir zemine çekilmemesini istediğini belirterek, “Ekranda 3 tane grafik görülüyor. Bunlar dönemler halinde ayrılarak işaretlenmiş değerleri gösteriyor. Her dönem yaklaşık 5 yıllık bir süreci gösteriyor. Bu grafiklere baktığımızda üçüncü dönemden sonra yükselişe geçtiğini ve artış olduğunu görüyoruz. Mikro Alglerin de üçüncü dönemden sonra arttığını görebilirsiniz. Bu grafikler bize problemin özellikle son 10 yılda kirliliğin arttığını gösteriyor. Bu kirliliğe neyin neden olduğunu tekrar hatırlamak lazım” şeklinde konuştu.
İZSU’nun arıtmaları sorunsuz çalışıyor
İZSU’nun arıtma sistemlerinde sorun olmadığını kaydeden Tugay, “İZSU’nun arıtma tesisleri bakanlıkça kontrol edilen ve denetlenen tesislerdir. Bize bildirilene göre bu tesislerden kaynaklanan anormal bir durum yoktur. Özellikle son 5 ay içerisinde bir anormallik yaşamadık. Ağırlıklı olarak yağmurlarla birlikte sisteme yükleme oluyor ancak ağır bir kuraklık yaşadığımız için arıtmanın üzerinde ağır bir yük oluşmadı. Genel kapsamda baktığımız zaman, dönem dönem arıtmayla ilgili bazı sorunlar yaşandığını biliyoruz” dedi.
“Algler gemilerden geliyor”
Körfez’de balık ölümlerine neden olan Mikro Alglerin, Körfez’e demirleyen gemilerden geldiğini ifade eden Tugay, “Üçüncü sorun, körfezimizde bir liman ve tersanemiz var. Liman ve tersanenin de körfezi kirleten yapılar içinde olduğunu bilmemiz gerekir. Özellikle limana gelen gemilerin körfezde kirliliğe ve alg patlamalarına yol açtığını düşünüyoruz. Sistemde şöyle bir eksik var; İzmir’e gelen yük gemilerini düşünün. Bu yük gemileri Avrupa’dan önce bulundukları limandan denge için gövdelerine tonlarca su alıyorlar. Daha sonra bu suyu körfeze geldiklerinde sintineyle karışık şekilde boşaltıyorlar. Bu gemiler yoluyla mikro alg türünün körfeze taşındığını düşünüyoruz. Bu, bilim insanlarının bize söyledikleridir. Normalde bu tür başka limanlardan alınan atık suların gelinen limanda rastgele boşaltılmaması için bir arıtma tesisinin olması, geminin oraya deşarj olması gerekir. Bu aslında bir zorunluluk ancak ne yazık ki şu anda böyle bir tesisimiz yok. Bu tesisi yapma zorunluluğu tamamen limana ait, bizim yetkimiz de yok. Bu noktada 2000 yılında yapılan kanunlar ve yönetmeliklerden sonra denizler ve iç sularda yetki ve yaptırım sıralaması şöyle, Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’dır. Belediyelere bir icraat yetkisi verilmiş değildir” diye konuştu.
Altyapıya 5 buçuk milyarlık yatırım
Tugay, kentin altyapı sorununu çözmek için 5 buçuk milyar TL’lik yatırım planı yaptıklarını ve Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’ne 5’inci faz inşa edilmesi için kurmaylarına talimat verdiğini aktardı. Tugay, “Kasım ayında çıkacağımız ihaleyle 3 ayrı bölgede yağmur suyu ve atık su ayrıştırma kanalı çalışmasını yapacağız. Çınarlı’da 1’inci, Umurbey ve Alsancak’ta 2’nci, Poligon’da 3’üncü bölge toplamda 4 milyar TL’lik yatırım hazır. Bu olay vesilesiyle Körfez’in kirlenmemesi için yaptığımız çalışmayı sizlere anlatmak istedim. Şu anda yapımı devam eden Çiğli Atık Su Arıtma Merkezi’nin 4’üncü faz yapım çalışması, çamur kurutma tesisi, Konak Çınarlı’da yağmur suyu ayrıştırma çalışmalarını da yakın bir zamanda tamamlamak için arkadaşlar yoğun bir şekilde çalışıyor. Normalde Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’nin 4’üncü fazının 2007 yılında yapılmıştı. Planlandığı gibi gitmediği için bu süreç uzadı. Önümüzdeki nisan ayında işleme alınacak şekilde çalışma devam ediyor, çok hızlı bir şekilde bunu bitireceğiz. Toplamda 5 milyar 550 milyon TL’lik bir altyapı yatırımını planladık. Çiğli’de 4 faz bize yetmez. Bununla ilgili arkadaşlarımıza talimat verdim ve çalışmaya başladılar. Burada 5’inci faza ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
Bakanlıklara sorumluluk çağrısı
Körfez’den sorumlu olan 3 bakanlığa çağrıda bulunarak sorumluluk almalarını isteyen Tugay, “Mevcut kirliliği temizlemek için bir şey yapılması lazım. Bir sirkülasyon ve navigasyon kanalından bahsedildi. Geçen 5 yıllık süreçte bir çalışma olmadı ancak İç ve Orta Körfez’e gelen 1 damla suyun bütün körfezi bir akıntıyla gezmesi ve tekrar çıkmasının aylar sürdüğünü herkesin bilmesi lazım. Bizim İç ve Orta Körfezimiz maalesef akıntının çok yavaş olduğu bir yer. Buranın kendini temizleyebilmesi için bir sirkülasyon kanalına ihtiyacımız olduğu bizce kesindir. Bu 2 kanalın yapımı çok yüksek maliyetli ve teknik olarak da zor işler. Biz, İzBB olarak burada alabildiğimiz sorumluluğu almaya hazırız ancak aynı Kocaeli’nde dip taramasında yaptığı gibi bakanlığımızın bu konuda sorumluluk almasını bekliyoruz. Her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu da söylemek isterim” ifadelerini kullandı.
Kimse nüfusun bu kadar artacağını tahmin etmedi
İzmir’deki altyapı sorunlarının bir sebebini de nüfusun fazlalığı olarak tanımlayan Tugay, “Başkanlığa aday olduktan sonra biraz da çekinerek çokça dile getirdiğim konu, Körfez’in kirliliği konusuydu. Bununla ilgili bir teşhis koymak, durumu düzeltmek için bir hazırlık yapmıştım. Bu yaşadığımız krizden sonra sadece benim ve arkadaşlarımızın bu konuyu bilmesinin, bir plan yapmasının yeterli olmadığını anlamış oldum. İyi niyetle göstereceğiz çabalar ne yazık ki bu sorunu çözmede yeterli olmayacak. Az önce bahsettiğim 3 bakanlığın sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini söylemek isterim. 2002 yılında kanalizasyon ve kirli su altyapısı yapılırken nüfusumuzun şu andaki seviyeye geleceğini kimse hesaplayamamıştı. Bizler yaklaşık 4 buçuk milyon kişiyiz ve bu nüfusun 3 buçuk milyonu Körfez’in çevresinde yaşıyor. 1 milyon 200 bin ilave nüfus geldiğini söyleyebiliriz. Bu nüfusun da en az 1 milyonu Körfez’in çevresinde yaşamaya başladı. Bu yoğun yapılaşmayı kaldıracak altyapını olmadığını hepimiz görmek zorundayız” dedi.
Körfez’e bilim kurulu!
Tugay, Körfez için Bilim Kurulu oluşturacaklarını söyleyerek, “Körfezle ilgili durumu en detaylı şekilde takip etmek için bir bilim kurulu oluşturacağız. Körfeze dair tüm verileri vatandaşlarımızla şeffaf şekilde paylaşacağız. Devletimizle iş birliği yapmaya hazırız. Aynı tutumu onlardan da bekliyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi kaynaklarının büyük bir kısmını altyapı, körfez ve atık su için harcayacak. İzmir’i İzmir yapan en önemli değerlerimizden biri olan körfezi tüm toplumumuzla beraber kurtaracağız. Vatandaşlarımızın körfezin kirlenmemesi adına dikkatli olmalarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Körfez’de yüzmeyi vaat edemem ama…”
Tugay açıklamasının sonunda, “Ben size Körfez’de yüzmeyi vaat edemem ancak daha temiz bir körfezi size bırakacağımın sözünü verebilirim” dedi.
“Bakanlıklara elimi uzatacağım umarım boşta kalmaz”
İlgili bakanlıklar ile körfez konusunda görüşmek için randevu talebi olduğunu söyleyen Tugay, “Birkaç bakanımızla görüşmek istediğimi ilgili kurumlara bildirdim. Aslında eylül başında görüşeceklerine dair bir şey de vardı ancak bu konu gündeme gelmeden önce olmuştu. Bugünlerde bu konunun politik zeminden çözüm zeminine taşınmasını istediğim için bu konuyu kamuoyunun duyacağı şekilde gündeme getirmeyi istedim. Geçmiş dönemdeki eksiklerden biri budur ama bu çift taraflı bir sorundur. Maalesef İzBB ve bakanlıklar arasında körfez sorunuyla alakalı bir iletişim olmamış. Ben elimi uzatacağım, umarım o el boşta kalmaz” diye konuştu.