İzmir Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Tunç Soyer, sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Soyer, geçtiğimiz günlerde İzmir'de çıkan bugün yangından etkilenen alanlar da dahil 375 hektarlık alanın orman sınırı dışına çıkartılmasına dair karar dava açtıklarını açıkladı.
Soyer'in açıklaması şu şekilde: 15 Ağustos’ta İzmir’deki büyük yangından etkilenen alanların da dahil olduğu 375 hektarlık alanın orman sınırından çıkarılmasına dair Cumhurbaşkanı Kararının iptali için davayı açtık.
20 yıl önce afetleri önlemek için orman vasfına sahip çıkılan bu alan İzmir’i çevreleyen Yeşil Kuşak’ın bir parçası olarak tüm İzmirlilerin yaşam hakkını korumaktadır. Bugün söz konusu alanın önemi unutulmuştur. Önce 2020 yılında İzmir’de yaşanan depremzedelere konut yapılacağı vaadiyle şimdi ise yanan alanların yanması fırsat bilinerek orman alanı yapılaşmaya açılmak istenmektedir.
Anayasa Madde 169’un “Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.” hükmüne rağmen Cumhurbaşkanı Kararının yanan orman alanını orman sınırları dışına çıkarması mümkün değildir.
Takipçisi olacağız. Orman alanlarını korumak, imara ve ranta açılmasını engellemek için ne gerekiyorsa yapacağız.
Davayı birlikte açtığımız kurumlar; Doğa Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Egeçep ve diğer dava arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum.
Açıklama yapıldı
Yanan orman alanların orman sınırı dışına çıkarılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararının iptali için dava açılması konusunda bir de açıklama yapıldı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
31 Ağustos 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 8903 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 375 hektarlık orman alanı orman sınırı dışına çıkarıldı. Karara konu 375 hektarlık alanın 95 hektarı ise 15 Ağustos tarihinde İzmir’de gerçekleşen büyük yangında yanan orman alanı.
Dava konusu alan ile ilgili tarihsel kronoloji:
- 1995 sel felaketi gerçekleşmiş, 65 kişi vefat etmiştir
- 1996-2006 ağaçlandırma çalışmaları ile alan kamu eliyle afetlere karşı İzmir’in dirençliliği için ormanlaştırılmıştır.
- 2010 alanın güney kısmı şehir hastanesi yapılmak üzere sağlık bakanlığına verilmiştir.
- 30 Ekim 2020 depremi sonrası Bayraklı ilinde 375 hektarlık alan önce 26.11.2020 tarihinde 3226 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile orman sınırı dışına çıkarılmış, ardından rezerv alan ilan edilerek TOKİ’ye devri yapılmıştır.
- Aynı dönem orman sınırı dışına çıkarılma kararına dava açılmış ve 4 Ekim 2022 tarihinde Danıştay 8. Dairesi kararı ile Cumhurbaşkanı Kararı iptal edilmiştir.
- İzmir’de 15 ağustosta büyük yangınlar gerçekleştikten 2 hafta sonra 31 Ağustos 2024 tarihinde aynı 375 hektarlık alan tekrar 6831 sayılı Orman Kanunu Ek Madde 16’ya göre orman sınırı dışına çıkarılmak istenmiştir. Cumhurbaşkanı Kararına konu 375 hektarlık alanın güney kısmında, Şehir Hastanesi’nin etrafında TOKİ yapılaşmaya başlamıştır. Ancak alanın büyük kısmı hala fiilen ve hukuken orman vasfındadır. Orman alan olan bu bölgedeki 95 hektarlık alan ise son yangınlarda yanmış bulunmaktadır.
Anayasa Madde 169’un “Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.” hükmüne rağmen Cumhurbaşkanı Kararının yanan orman alanını orman sınırları dışına çıkarması mümkün değildir. Bu durum ile 6831 sayılı Orman Kanunu Ek Madde 16’nın nasıl Anayasa’ya aykırı uygulamalara yol açabileceği bir kez daha ortaya çıkmıştır.
20 yıl önce afetleri önlemek için orman vasfına sahip çıkılan bu alan İzmir’i çevreleyen Yeşil Kuşak’ın bir parçası olarak tüm İzmirlilerin yaşam hakkını korumaktadır Bugün söz konusu alanın önemi unutulmuştur. Önce 2020 yılında İzmir’de yaşanan depremzedelere konut yapılacağı vaadiyle şimdi ise yanan alanların yanması fırsat bilinerek orman alanı yapılaşmaya açılmak istenmektedir.
Yaşayacağımız hukuksal süreçte karar verilecek çelişkiyi özetlersek; Orman gibi çeşitli ağaçlar, çalılar, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar, böcekler ve hayvanlar bütününü içeren, karşılıklı etkileşim ile kendi içinde dengesi olan bir kara ekosistemini, halkımıza kalkınma ve gelişme diye sunulan yapay bir betonlaşma hedefine kurban edecek miyiz?
Son yıllarda özellikle yaz aylarında yanan ormanlarımız ile ciğerlerimizin söküldüğünü hissederken; şimdi yanan orman alanlarını orman sınırları dışına çıkarmak ne anlama gelmektedir? Dünyanın uzun tarihinde bir kum tanesi kadar bile yer kaplamayan bizim dönemimiz, yangınlar ile zarar gören yüzyıllarda, binyıllarda oluşan yeniden ayağa kalkmak yeteneğine sahip ormanlık alanların üzerine beton mu dökecektir?
Kendi tarihinde zaman zaman doğa/çevre yanında konumlanabilen yargı organının duracağı yeri merakla bekliyoruz, yeniden Ankara’da yargıçlar olduğuna inanmak istiyoruz.
Anayasa’ya aykırı bu işleme karşı: Doğa Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı, EGEÇEP, Tunç Soyer, Arif Ali Cangı, Senih Özay, Suzan Bayrak, Ertuğrul Barka, Uğur Sümer, Nilay Sabuncuoğlu, Murat Fatih Ülkü, Servet Ali Çınar tarafından Danıştay’da dava açılmıştır.