İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı (İPA), “Türkiye’nin İsraf Karnesi” raporunu bugün yayınladı.

Kaynakların etkin ve verimli kullanılmadığı belirtilen raporda, şu tespitlere yer verildi:

“Kur korumalı mevduat uygulaması, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı tarafından bütçeye, dolayısıyla da kamuya hiçbir yükü olmayacak bir politika aracı olarak tanıtıldı ancak kur korumalı mevduat yüzünden kamu, iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğradı.

Kamu-özel işbirliği uygulamalarına yapılan harcamalar, normal bütçede görülmeyerek gizleniyor. Sayıştay ve Dünya Bankası verileri araştırılınca garanti ödeme tutarlarının, yatırım maliyetlerinin kat kat üstünde olduğu görülüyor. Örneğin Kuzey Marmara projesinin Kınalı-Odayeri kesimi yatırım tutarının 1 milyar 40 milyon dolar olmasına rağmen garanti tutarı yatırım tutarının 2,4 katına ulaşıp 2,5 milyar dolar oldu. 4,5 milyar dolar garanti verilen Kuzey Marmara projesinin Kurtköy-Akyazı kesiminin yatırım tutarı 1,6 milyar dolar, garanti tutarı yatırım tutarının 2,7 katı; 2,4 milyar avro garanti verilen Ankara-Niğde otoyolu projesinin yatırım tutarı 1,2 milyar dolar, garanti tutarı ise yatırım tutarının 2,1 katı olarak gerçekleşti.

Sayıştay raporlarında yer alan verilerden otoyol garanti ödemelerinin cari transferler kalemi kapsamında ödendiği anlaşıldı. Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2019’da 5 trilyon 109 milyon 568 bin 164 TL, 2020’de 10 trilyon 122 milyon 358 bin 616 TL, 2021’de 14 trilyon 255 milyon 620 bin 419 TL, 2022’de 36 trilyon 359 milyon 794 bin 340 TL garanti ödemesi yapıldı.Zafer Havalimanı’nda bu yılın ilk 8 ayında 22 bin 404 yolcu sayısı gerçekleşti. Garanti edilen yolcu sayısı ise 878 bin 488 olarak belirlendi. Garanti ve yatırım bedeli arasındaki hata payı yüzde 97,45 oldu.

Yurttaş tasarruf ediyor kamu etmiyor

Kamu yönetiminde liyakat esasının göz ardı edilmesi, istisnai kadro uygulamaları, sınavsız atamalarla ehliyetsiz kişilerin üst düzey görevlere getirilmesi hem hizmet kalitesini düşürmekte hem de maliyeti artırmaktadır. 19 yıldır bu konuda hiçbir iyileştirici adım atılmamış ve bu uygulamalar yaygınlaşarak mevcut yönetim anlayışı için bir ekol hâline gelmiştir.

Ekonomik kriz koşullarında yurttaşlardan tasarruf etmesi beklenirken kamu tasarruf etmemektedir. Merkezi yönetim baskı ve cilt giderleri, büro mefruşat alımları, lojman kiralama giderleri, taşıt bakım ve onarım giderleri ve ilan giderleri gibi harcama kalemlerinde de ciddi artışlar yaşanmaktadır. 2023 yılında büro mefruşat alımı tutarı, okul mefruşat alım tutarının 6,9 katı; hastane mefruşat alım tutarının 13,3 katı oldu.

Kira artışına yüzde 25 sınır getirildiği 2022 yılından 2023 yılına olan dönemde lojman kira harcamaları yüzde 57,8 oranında arttı. Halkımız zor koşullarda yaşarken merkezi yönetimin kendisinden başlayarak israfla mücadele etmesi, kamu kaynaklarını etkin ve verimli kullanması beklenir. Rapor tam aksi bir tabloyu bizlere gösteriyor.”

Kaynak: ANKA