İzmir'in en ünlü tatil merkezi Alaçatı, ot çeşitleri ile damakları şenlendiriyor. Alaçatı'daki ot çeşitliliği nedeniyle bölgede her yıl Alaçatı Ot Festivali düzenleniyor.
Bu yüzden Alaçatı, şifalı yaşamın peşinde koşanların, çevrecilerin, vejeteryenlerin, yeşil beslenmeyi sevenlerin uğrak noktası oluyor.
Türkiye'nin ot cenneti: Alaçatı'nın en meşhur 20 otu
Ülkenin doğal ot bankası olan Alaçatı'da 125'ten fazla ot çeşiti bulunuyor. Bu otların bir kısmı tüm Türkiye'de bulunurken, bazıları ise sadece bu yörede yetişiyor.
Alaçatı'nın en meşhur 20 otu ise şöyle:
Şevketi Bostan: Egemiz'de çok sevilen ve tüketilen otlardandır. Tarla kenarlarında, bahçelerde ve kırlarda yabani olarak yetişir. Vitamin ve mineral zenginidir. Kemikli kuzu etiyle de enfes olur, kaynatılıp salatası da mükemmeldir. Zeytinyağlı yemeğine doyum olmaz.
Arapsaçı: Yabani rezene ve sıralık olarak da bilinen Roma İmparatorlarının bile vazgeçilmezidir. Keskin bir anason kokusuna sahip arapsaçı, limon ve zeytinyağı ile salata olarak tüketilebilirken yumurtalı veya kuzu etli olarak yemeği de yapılabilir. Karışık ot kavurmaları ve böreklerin olmazsa olmazı diyebiliriz. Havuç gibi göz sağlığı için de önerilir.
Cibes: Cibes veya cibezin salatası da yemeği de yapılır. Cibes, lahananın hasattan sonra toprakta canlı kalan kökleri üzerinde yeşeren lahana filizleridir. Pek kimsecikler bilmese de bir yerseniz bir daha bırakamazsınız. Cilt güzelliği için Tanrıçaların vazgeçilmezi olmuştur.
Dağlama: Koyungözü ya da alagömeç olarak da bilinen papatyagillerden bir ottur. Taze sürgünlerinden haşlanarak zeytinyağlı salatası yapılır, sofranın baş tacı olur. Karışık ot kavurmalarında, gözleme ve çöreklerde sıklıkla kullanılır.
Deli kereviz: Sahil kenarlarında ve kuru yamaçlarda görülür. Yaprak ve sap kısımları haşlanarak salatası yapılabilir. Ayrıca zeytinyağlı olarak sulu yemeği de enfes olur.
Deniz börülcesi: Deniz kıyısına yakın bölgelerde filizlenir, tuzlu / ekşi bir aroması vardır. Haşlandıktan sonra sarımsak, limon ve zeytinyağı ile yapılan sosu üzerine eklenip salata olarak sofraya gelir. Kıyıp yenmez, yanında yatılır.
Ebegümeci: Protein ve C vitamini deposu ebegümecinin körpecik yaprakları haşlanır ve isteğe bağlı ekşili veya yoğurtlu salatası yapılır. Çiğ olarak ise tuzla hafifçe ovalanıp salatalara da eklenebilir. Sade veya karışık otlarla kavurması, etli, pirinçli ya da bulgurlu yemeği, sarması ve çorbası yapılır. Omlet, krep, börek ve gözlemelere bile ekleyebilirsiniz.
Eşek helvası: Helvacık, çoban düdüğü (ıslığı), sütlüce ve sütlü diken diğer isimleri. Haşlanıp zeytinyağlı, limonlu sos ile ılık servis edilirse tadına doyum olmaz. Soğanlı yemeği de yapılmaktadır.
Gelincik otu: Bu otun alt yaprakları salatalara eklenirken yemeği de yapılır. Soğuk kış ayları için kırmızı çiçeklerin yapraklarından reçel ve şurup yapılır.
Hardal otu: Hardal otu mezesi bir başkadır. Hardal otunun kaynatıldıktan sonra sarımsak, zeytinyağı, limon suyu sosu ile servisi makbuldür. Yumurtalı veya yumurtasız kavurması da yapılır.
Hodan: Diğer isimleri ıspıt veya kaldırık otu olan hodan, eski çağlarda savaşa giden askerlere cesaret verirmiş. Salatası meşhur olduğu kadar yumurtalı kavurmasını da denemelisiniz.
İğnelik: Yoğun bir aroması olan iğnelik için leylek gagası, çobaniğnesi, dönbaba da denmektedir. Salatası, çöreği, böreği, gözlemesi ve haşlaması yapılır.
Kaya koruğu: Denize çok yakın kayalık bölgelere özgü kaya koruğu, haşlandıktan sonra salatalara ve yemeklere eklenebilir. Turşusu da kurulur.
Köremen: Aslında bir çeşit yabani sarımsak olan köremen otu, kalp damar sorunları için faydalı olarak biliniyor. Taze olarak salatalarda, soslarda kullanılırken yumurtalı kavurması yapılır ve ot kavurmalarında kullanılır.
Radika: Balıksız radika, radikasız balık olmaz. Haşlandıktan sonra zeytinyağı ve limon, sarımsak ile servis edilir. Grip ve soğuk algınlığı için de birebirdir.
Stifno: Yunanlıların Stifinos dediği stifno, bostan, kiraz ve narenciye ağaçlarının altında kendiliğinden biter. Giritli Türklerin sofralarındaki değişmez otlardan biri olan Stifno’nun tohumları çiçek açmadan toplanır, Girit kabaklarıyla beraber haşlanır ve salatası yapılır.
Zahter: Kara kekik ya da dağ kekiği de denir kendisine. Salatası da yapılır, kavurması da. Kahvaltılarda boy gösterir. Böbreklerin dostu olmasının yanı sıra yaraları iyileştirmesiyle ünlüdür.
Turpotu: Bir başka tabiat harikamız turpotunun genellikle haşlandıktan sonra zeytinyağlı, limonlu salatası ve yumurtalı/yumurtasız kavurması.
Tilkişen: Yabani tatlı bir kuşkonmaz olan tilkişenin taze sürgünlerinden yumurtalı ya da yumurtasız kavurmaları yapılır ve bağışıklığı güçlendirir.
Su teresi: Özellikle su kenarlarında yetişen ve yemeği yapılmayan su teresinin yaprakları salataya doğranabilir ancak bu işin doğrusu yıkayıp yemektir.