SEMRA İĞTAÇ - 2024-2025 eğitim-öğretim yılı başlarken, eğitim sisteminde yıllardır süregelen sorunlar yeniden gündemde. İlk ve orta öğretim okullarında öğretmenler 2 Eylül’de iş başı yaptı, 9 Eylül’de ise öğrenciler okullarıyla buluştu. Ancak, eğitimde çözüm bekleyen sorunlar her geçen gün daha da derinleşiyor. Bu çerçevede, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED), yaptığı açıklamayla dikkat çekti.  

YKKED, kapalı köy okulları, taşımalı eğitim, eğitimde özelleştirme, yetersiz fiziki altyapı, kalabalık sınıflar, düşük maaşlar, yüksek servis ücretleri ve kayıt parası adı altında dolaylı vergiler gibi uzun yıllardır çözüm bekleyen sorunların çözümü için somut adımların atılmadığını vurguladı. Dernek, Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu sorunlara yönelik bir projesi olmadığını ifade ederken, demokratik kitle örgütleri (DKÖ) ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) yaptırım gücünün sınırlı olduğuna dikkat çekti.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli eleştirisi 

YKKED açıklamasında, bu yıl uygulamaya konulan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin ırkçı, dinci ve akıl dışı ideolojik bir dayatma olduğunu belirtti. Bu modelin, okulların öğretim misyonunu daralttığı ve eğitimi ortaçağ zihniyetine indirgeyen bir uygulama olarak nitelendirilerek, topyekün karşı çıkılması gerektiği vurgulandı.

İkili eğitim yapan okullardaki sorunlara değinen dernek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul ve derslik sayısını artırmak yerine ders sürelerini 30 dakikaya indirerek sorunu çözmeye çalıştığını eleştirdi. Bu uygulamanın, eğitimin niteliğini daha da düşürdüğü belirtilerek, daha fazla okul ve derslik yapılması gerektiği ifade edildi.

İstihdam sorunları 

Okulların yardımcı personel ihtiyacının karşılanmasında atama yapılmak yerine İŞKUR üzerinden kısıtlı sözleşmelerle tasarruf sağlanmaya çalışıldığına dikkat çekildi. Yeni uygulamayla İŞKUR işçilerinin daha az ücretle çalıştırılacağı, böylece okulların temizliğinin büyük ölçüde öğrencilere ve velilere bırakılacağı belirtildi.

YKKED, ÇEDES projesiyle eğitim kurumlarının Diyanet İşleri Başkanlığı’nın uzantısı haline getirilmeye çalışıldığını öne sürdü. İnsanı insan yapan evrensel değerlerin göz ardı edildiği bu uygulamaların, eğitimi dini ve manevi öğretilere dayandırmayı amaçladığı vurgulandı.

Dernek, Öğretmen Akademisi uygulamasının eğitim fakültelerini işlevsiz hale getirdiğini ve düşük ücretle istihdamın kapısını açtığını belirtti. Bu uygulamanın, öğretmenler arasında ücret ve statü eşitsizliğine yol açtığına dikkat çekilerek, öğretmen, uzman öğretmen ve baş öğretmen uygulamalarının sonlandırılması gerektiği ifade edildi.

Üniversitelerdeki eğitimin niteliksel gerileyişine dikkat çeken dernek, anti-demokratik rektör atamalarının durdurulmasını talep etti. Üniversitelerin bilimsel, yönetimsel ve mali özerkliğe kavuşturularak, özgür düşüncenin filizlendiği yaşam alanları haline getirilmesi gerektiği belirtildi.

Öğrencilerin beslenmesi

Okullarda öğrencilerin beslenme ihtiyaçlarının ticari kantinlere bırakılmasının eleştirildiği açıklamada, devlet okullarında öğrencilere bir öğün yemek verilmesinin önemli bir toplumsal talep haline geldiği vurgulandı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, öğrenci sağlığını koruyacak kamusal çözümler üretmesi gerektiği ifade edildi.

MESEM programı ile staj adı altında gençlerin emek sömürüsüne maruz kaldığına dikkat çeken dernek, iyi denetlenmeyen staj uygulamalarının hem iş güvenliği hem de iş eğitimi açısından sorunlar yarattığını vurguladı.

Laik çağdaş ve bilimsel eğitim için mücadele çağrısı 

YKKED, 2024-2025 eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nı çağdışı eğitim anlayışından vazgeçmeye çağırdı. Köy Enstitüleri’nde kıvılcımlanan, çağdaş, demokratik, bilimsel, laik ve kamusal eğitim anlayışının tüm okullarda hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, eğitim sendikaları, öğrenciler, veliler ve demokratik kamuoyunu kararlı ve etkin bir mücadeleye davet etti.

Muhabir: SEMRA İĞTAÇ