İstanbul'da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan yenidoğan çetesi yöneticisi ve üyesi 58 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 4. duruşmada, düzenlenen yeni iddianame ile dava dosyasına dahil olan tıbbi sekreter Senanur Ünlü savunma yaptı. Sanık Ünlü ağlayarak yaptığı savunmasında "Yeni evlenmiştim ve paraya ihtiyacım vardı. Yeni doğan yoğun bakımında işe başladım. Sadece 10 ay çalışma sürem var. Bu 10 ayın son 3 ayında Fırat Sarı, İlker Gönen ve Hasan Basri Gök geldi. Ben ilk 7 ay ne iş yaptıysam son 3 ayda da o işi yaptım. Doktorların istediği tetkikleri sisteme işleme işini yaptım. Hemşire Hasan Basri'nin yaptığı tetkikleri sisteme işledim. Epikrizler konusunda herhangi bir bilgim yok. Ben doğum iznine ayrıldığım dönemde yardım istediler. Ben yardım etme amacıyla sadece bir gün mesai yaptım. Fırat Sarı bunun karşılığında benim hesabıma ücret attı. Hesap hareketimdeki para buna ilişkindir. Yeni doğum yapmış bir anneyim. 1 yaşında çocuğum var ve içerideyim. Çok zor durumdayım. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Hiçbir alakam yok" dedi.

15 dakikalık kabus: Sağlık çalışanı rehin alındı! 15 dakikalık kabus: Sağlık çalışanı rehin alındı!

Sanık Aslı Alemdağ ise, "Reyap Hastanesi'nde bir dönem çalıştım. Yeni doğan yoğun bakım servisinde tıbbi sekreter olarak çalıştım. Doktor söylüyordu hastaların girişlerini yapıyordum. Hastaların dosyalarını düzenliyordum. 2 çocuğum var. Onlardan aylardır mahrumum. Tahliyemi talep ediyorum" şeklinde konuştu.

Özel Avcılar Hospital'de tıbbi sekreter olarak çalışan tutuklu sanık Gözde Polat savunmasında, "Tıbbi sekreter olarak 15 ay çalıştım. Bana ne derlerse onu yaptım. Benim karar alma verme yetkim yoktu. Yeni doğan yoğun bakımında doktorların benden istediği laboratuvar tetkiklerinin barkodlarını çıkarırdım. Epikriz raporlarını da hastane sistemine yüklerdim. Bu raporların SGK'ya faturalandırmasını yapan başka personeller vardı. Ben yapmadım. Hastanenin maili üzerinden Hasan Basri Gök bana bu epikrizleri gönderirdi. Sonra aleyhimde beyanda bulunup epikrizi benim de yazdığımı söylemişler ama ben böyle bir şey yapmadım" ifadelerini kullandı.

Sanık savunmalarının ardından duruşma 2. oturumuna devam edilmek üzere yarın saat 10.00'a ertelendi.

İddianamede neler var?

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK'dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak evrak sahteciliği yapıp SGK'ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK'dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği'ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü'nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. düzey olmamasına rağmen 3. düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü'nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı'nın 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', ‘nitelikli dolandırıcılık', ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik' suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi', ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık', ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve ‘resmi belgede sahtecilik' suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi. Öte yandan yenidoğan çetesine yönelik düzenlenen 2. dalga operasyonda yakalanan şahıslar hakkında da iddianame düzenlendi. Çete lideri Fırat Sarı'yla birlikte hareket ettiklerini belirlediği 13 sanık hakkında hazırlanan iddianamede çeşitli suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.

Kaynak: İHA