Batuhan KAYA- 2. İzmir Basın Kampı’nda Fikir Gazetesi İmtiyaz Sahibi Murat Büyükyılmaz, Konak Belediyesi Basın Müdürü Fırat Soylu ve Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı Can Özlü, Yerel Medya ve Yerel Yönetimler üzerine panel gerçekleştirdi. Yerel medya ve yerel yönetimlerin mali ve siyasi ilişkilerinin tartışıldığı panelde, Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı Can Özlü, “İz Gazete’de 20-25 tane arkadaşımız çalışır ama biz patronla işi halletme peşindeyiz. Aynı şekilde belediye başkanları haberden ya da köşe yazısından ziyade patronun ona bakışı ne, bunu değerlendirmeye başlıyor. Güç bende savaşını veriyoruz” diye konuştu.

Başkanlar ile dostluk ilişkileri kuruluyor

Gazete sahiplerinin belediye başkanları ile dostluk temelli bir ilişki kurduğunu ifade eden Konak Belediyesi Basın Müdürü Fırat Soylu, şöyle konuştu:

“11 yıl yerel basında çalıştıktan sonra belediyeye geçiş yaptım. Yerel medyada da yerel yönetimlerde de görev aldım. Benim gözlemlediğim kadarıyla yerel medya ve yerel yönetimlerin ilişkisi, seçim süreçlerinde başlıyor. Çok sıkı ilişkiler oluşuyor çünkü bir tanıtım süreci var. Bu ilişkiler ‘benim haberim de çıksın’ gibi oluyor ve sonrasında bir ‘dostluk’ süreci başlıyor. Bu konuştuğumuz ‘halk ne istiyor?’ süreci başta kurulmuyor. Bu aslında bir anlamda bir ikili anlaşma ile başlıyor. Yerel yönetimi kazananlarla yerel basın arasındaki bu ilişkinin aynı şekilde devam etmesi pek mümkün olmuyor. Bu yüzden başta söylediğimiz gibi bu ilişki kurulurken verilen sözler ve 2 kurum arasında yapılan işler seçim sürecinde değil halkın haber alma süreçleriyle ilgili olması gerekir. Yerel medya ve yerel yönetimin ‘halk bizden ne bekliyor’ üstüne odaklanması lazım ama bu kurulan ilişki, ‘biz seçim döneminde nasıl bir ilişki kurduk’ şeklinde devam ediyor”

İlişki habercilik üzerine kurulmuyor

Yine gazete sahiplerinin belediye başkanları ile şahsi ilişkiler kurmasını eleştiren Soylu, “Yerel medya, ‘belediye başkanı kurumun başı, o ne derse öyle olacak’ gibi yaklaşıyor. Bağımlılık dediğimiz budur. Gazete patronu ilişkiyi direkt belediye başkanıyla kuruyor, arada habercilik yok. Belediye Başkanı haber yapılmak, daha fazla görünür olmak istiyor ve bunun bir karşılığı olduğunu da görüyor. İşte buradan sonra devreye, etki giriyor. Daha fazla kişiye sesini duyurmak için etki arıyor. Başkanlar diyor ki ‘benim için etkili olan kurumlarla ilişki kurabilirim’. Buradan sonra, yerel basın ne kadar güçlü? Durumu ortaya çıkıyor. Yerel basın da başta kurduğu ilişkileri sadece ilişki bazlı kurduğu için zannediyor ki ‘biz çok iyiydik, ne oldu bir anda?’. Belediye başkanı kötü haber çıkmasın istiyor, işlerinin parlatılıp satılmasını istiyor, etki de istiyor. Belediye başkanları ile kurulan dostlukları halk düzeyinde kurmak gerekir diye düşünüyorum” diye konuştu.

Siyasilere kendini kabul ettirmeye çalışma durumu var

Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı Can Özlü, yerel medya patronlarının haberciliği siyasilere kendini kabul ettirmek gibi bir çalışması olduğunu ifade ederek, “Yerel medyanın kamu görevindeki etkisi ve ağırlığı noktasında, gelişen yeni medya düzeninde yerel medyanın kamu üzerindeki etkisinin giderek azaldığı yönünde bir fikre sahibim. Halka direkt ulaşmada yerel medyanın gücünün zayıfladığını ancak tam tersi yönde siyasilere kendilerini kabul ettirme yönünde de geliştiğini söyleyebilirim. Bu durumun yerel medyayı tarafsızlıktan uzaklaştırdığı yönünde bir görüşüm var. Aslında mesleğimizin ilkelerine ters bir durumda kalıyoruz. Bu işin kişiselleşmesinden son derece rahatsızım. Yerel medyanın siyasi ilişkileri ve mali sorunları nedeniyle tarafsızlığını kaybettiğini ve belli bir yöne evrilmek zorunda kaldığını düşünüyorum. Bu durumun değişmesi için mali bağımsızlık gerektiğine inanıyorum. Çok kolay değil çünkü yeni çıkan yasayla beraber yerel medya, günlük gazeteler için özellikle belli bir sayıda personel çalıştırmak, bunlara ayrı bir bütçe ayırmak zorunda ve bunun karşılığını da bayi satışından alamıyor” dedi.

Yerel medya gündem belirlemeli

Özlü, yerel medyanın etki gücünü arttırması gerektiğini belirterek, “Bir gazetenin hergün kentle ilgili gündem yaratıyor olması gerekiyor. Güçlü bir basın danışmanı her zaman yerel medyayı önemser ama fikri takip de önemlidir. Ertesi gün bir daha haber oldu mu? Basın danışmanı arandı mı? Başkan arandı mı? Yani biz onu bir kere mi gündeme getirdik yoksa biz bunun fikri takibini yapacak mıyız? Kamuoyuna ‘biz bunu gündeme getirdik ama gereği yapılmadı’ dendi mi?” şeklinde konuştu.

Patronla iş hallediliyor

Gazete sahipleri ile yerel yöneticilerin kurdukları ilişkileri değerlendiren ve açıklayan Özlü, “Çalıştığım kurumlarda yazı işleri mantığı bambaşkaydı, hukuk servisi mantığı, editör yapısı bambaşkaydı. Kimse kimsenin işine karışmazdı, gazetenin bölge temsilcisi bile muhabirin yaptığı habere sonuna kadar sahip çıkardı. Yerel medyanın kendini döndürme gücü ne yazık ki işi kişisel boyuta taşıdı. 10 yıldır basın danışmanlığı yapıyorum, hiçbir yerel medyanın reklamcısıyla muhatap olmadım. Ben gazetenin patronuyla muhatap oluyorum. Bir muhabir bir kavgayı haber yaptığı zaman ondan ricacı olmuyorum, gazete sahibini arayıp ‘bunu kullanmasak olur mu?’ diyorum. Bu bizim için zul, utanç verici bir şey çünkü muhabir oraya kadar gelmiş, çalışmış, emek vermiş. Ben görevim gereği bunu zayıflatmak zorundayım ve bunu yaparak oradaki muhabire haksızlık ediyorum. İz Gazete’de 20-25 tane arkadaşımız çalışır ama biz patronla işi halletme peşindeyiz. Aynı şekilde belediye başkanları haberden ya da köşe yazısından ziyade patronun ona bakışı ne, bunu değerlendirmeye başlıyor. Güç bende savaşını veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Sistemin temelleriyle oynamak lazım

Medya patronları ve belediye başkanlarının kurduğu ilişki temelinde gelişen sistemi yıkmak gerektiğini söyleyen Özlü, şöyle konuştu:

“Benim gazetecilik yaptığım dönemde bir kişiye bir saygısızlık ya da bir basın kuruluşuna bir ayrıcalık yapıldığında 40 kişi aynı anda kalkar giderdi. Siyasi erk olarak kimi görüyorsanız diyor ki ‘ben ne kadar para veriyorsam yerel medya o kadar güçlü’, bu mantığın yanlış olduğunu içinde olanlar olarak söylüyoruz. İşi bu düzene getiren sistemin temelleriyle oynak lazım. Güçlü bir medya tamam ama yerel yönetimlerle ilişkiyi sağlamak için belediye başkanlarıyla beraber basın danışmanlarıyla da görüşmemiz lazım.”

Bülten haberciliğinden çıkmalıyız

Fikir Gazetesi İmtiyaz Sahibi Murat Büyükyılmaz, bülten haberciliğinden çıkılması gerektiğini ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:

“Basın danışmanlığı yaptığımın dönemde bültene ne yazarsak yazalım yayınlanıyordu, oraya fıkra koysam fıkra çıkardı. Öyle belediye başkanı reklamının yapılmasını istiyor ama ortada bir habercilik faaliyetinin de olması gerekiyor. Öyleyse belki de bülten haberciliğinden çıkıp, daha nitelikli habercilik yapmalıyız.”

Muhabir: BATUHAN KAYA