TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Toprak, iki yıldır taklit ve tağşiş listelerinin açıklanmadığını belirterek “Tarım ve Orman Bakanlığı aslında belli aralıklarla taklit tağşiş yani ifşa listesi diye bilinen listeleri yayınlıyordu ama en son bu liste 2022 yılının Mart ayında yayınlandı. Yani 26 -27 ay oldu. İki seneyi geçmesine rağmen bununla ilgili herhangi bir yayımlama yapmıyor. Tabii ki her şey aslında Bakanlığın taklit tağşiş yayınlamasıyla çözülmüyor. Ama bu önemli bir kriter. En azından yurttaşın şeffaflık açısından neyin ne olduğunu bilmesi açısından ve doğru bilgiye ulaşması açısından önemli” dedi.
Yurttaşların etiket okuma alışkanlığı artmalı
Yurttaşların hileli ürünleri gözle anlayamayacağına söyleyen Uğur Toprak, “Taklit, tağşişin birçok sebebi var. Ne yazık ki baktığımız zaman duyusal olarak veya tadına bakarak veya görüntüsünde fiziki olarak da hileli olduğunu ne yazık ki anlayamayız. Ancak bunun için mikrobiyolojik ve diğer analizlerinin bir laboratuvarda yapılması gerekiyor. Bildiğimiz ürünleri mümkün olduğunca tüketmek gerekiyor. Gıda okur yazarlığını oluşturmamız ve etiket okumamız gerekiyor. Etiketin üzerindeki mutlaka ve mutlaka ürünü aldığımız zaman üzerinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilmiş işletme kayıt ya da onay numarası var mı yok mu ona bakmamız gerekiyor. Eğer yoksa alo 177'yi arayıp şikayette bulunmamız gerekiyor. İçindekiler kısmına bakmamız lazım. O ürünün gerçekten bir gıda mı olduğu, yoksa aşırı işlenmiş bir ürün mü olduğunu ancak buradan anlayabiliriz” dedi.
En çok hile zeytin ve zeytin yağında yapılıyor
Bakanlığın daha önce hazırladığı taklit tağşiş listelerine göre en çok zeytin ve zeytinyağında hile yapıldığını belirten Toprak, “Bunun dışında taklitli tahşiş ürünler bakanlığın açıkladığı listeleri baz alırsak en çok zeytin ve zeytinyağında görülüyor. Bu da kaliteli bir zeytinyağına daha ucuz, daha kalitesiz bir zeytinyağının karıştırılması ya da zeytinyağının içerisine diğer tohum yağlarının ayçiçek başta olmak üzere karıştırılmasıyla zeytinyağında bir tahşiş yapılmış oluyor. Daha sonra süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri ve bal olarak bu liste giderek maalesef ki uzuyor” diye konuştu.
“Yurttaş ucuz ve hileli ürün tercih etmek zorunda kalıyor”
Taklit ve tağşişi önlemenin yollarını da açıklayan Toprak şunları söyledi:
“Bu taklit ve tağşişleri önlemenin iki yolu var. Bir tanesi gıda enflasyonunu düşürmemiz gerekiyor. Yani yurttaşın alım gücünü arttırmamız lazım. Çünkü son zamanlarda kira başta olmak üzere elektrik, ulaşım gibi birçok şeye zam geldi. Fakat asgari ücret aynı oranda. Dolayısıyla da yurttaşın kısabileceği tek şey burada gıda gibi görüyor. TÜRK-İŞ'in son ay verilerine baktığımız zaman açlık sınırı yaklaşık 17 bin 700 lira. Yani asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Yoksulluk sınırı şu anda 58 bin liraya dayandı. Yani her dört kişilik aileden üç kişi asgari ücretle çalışsa dahi yoksul diyoruz. Bu da ne yapıyor? Yurttaşı daha ucuz yani hileli ürünlere yöneltiyor. Diğer taraftan da bu insanlar da ucuz bir ürüne ulaşma isteği olduğu için de bu ürünler üretilmeye devam ediyor. Dolayısıyla halkın alım gücünü arttırdığımız zaman yurttaş bu ürünleri tercih etmeyecek. Gıda enflasyonu düştüğü zaman da taklit ve tağşişle mücadele edilmiş olacak. Tabii ki bununla paralel olarak gitmesi gereken yöntem de gıda denetimleri. Bakanlığın denetimlerini mutlaka artırması gerekiyor ama bu sadece sayısal olarak değil. Çünkü 2023 verilerine bakıldığı zaman 710 binin üzerinde işletmeye 7 bin 522 kişiyle yaklaşık bir milyon 300 yüz binin üzerinde denetim yaptık deniyor. Bu Türkiye'deki işletmeleri incelediğimiz zaman bir işletme yılda iki kez bile denetlenmemiş oluyor. Dolayısıyla siz yılda bir kez yaptığınız denetimle gıda güvenliğini ve halk sağlığını sağlayamazsınız. Başta gıda mühendisi olmak üzere istihdam arttırılıp denetimlerinde etkin bir şekilde sağlamanız lazım. Bunlar yapılmadığı sürece ne yazık ki taklit ve tağşişle yüz yüze kalacağız.”