Semra İĞTAÇ- Sokak sanatı, yalnızca şehirlerin duvarlarını değil, aynı zamanda insanları da dönüştüren bir etkiye sahiptir. İşte, bu etkiyi sanatının merkezine koyan Axel Mengü, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümünden mezun olduktan sonra çıktığı sanatsal yolculukta, 32 ülkeyi dolaşarak sokak sanatını toplumun her kesimiyle buluşturmayı başaran, uluslararası çapta tanınmış bir sanatçı olarak dikkat çekiyor. On beş yılı aşkın süredir aktif olarak farklı disiplinlerde çalışan Mengü, şehirlerin ruhuna sanatla dokunarak, iz bırakan çalışmalarını her geçen gün genişletiyor.
Sanatıyla 32 ülkeyi dolaşan Axel Mengü, sokak sanatını halka ulaştırma mücadelesiyle dünya çapında iz bırakan bir sanatçı. İzmir’in sokaklarına pandemi döneminde sağlık çalışanlarına ithaf ettiği anıt ve Dario Moreno’nun portresi gibi çalışmalarla ruh katan Mengü, sanatıyla sınırları aşarken, sokak sanatının herkes için ulaşılabilir olması gerektiğini vurguluyor. “Üretmezseniz yok olursunuz” diyen sanatçı, tüm zorluklara rağmen hayal dünyasını ve renklerini sokaklara taşımaya devam ediyor. İzmir, Mengü’nün sanatıyla köklü bir bağ kurduğu şehirlerden biri. Pandemi döneminde sağlık çalışanlarına adadığı ışıklı bir anıt ve ünlü sanatçı Dario Moreno’nun yaşadığı evi gören bir anamorfik portre, onun İzmir’deki en bilinen eserleri arasında. Anamorfik çalışmasıyla ilgili “Bu çalışmayı özel kılan, Dario Moreno’nun yaşadığı eve bakıyor olması,” diyen Mengü, sanatına derin anlamlar yükleyerek izleyicilerle arasında duygusal bir bağ kuruyor. Sosyal medyadan takip ettiği eserlerinin yıprandığını gördükçe İzmir’e gelip onları yenileyen sanatçı, kentle kurduğu bağı sürekli taze tutmayı kendine prensip edinmiş durumda.
Pek çok projede yer alıyor
Yalnızca İzmir’de değil, dünya genelinde de tanınan Mengü, Singapur’dan Hindistan’a, Amerika’dan Tayland’a kadar birçok ülkeden davetler alarak global projelerde yer alıyor. 2023 yılında Asya’nın en büyük teknoloji fuarı olan Hindistan Teknoloji Fuarı’nın giriş duvarında sergilediği eseri büyük yankı uyandıran Mengü, bu projeye yalnızca beş günlük bir hazırlık süresiyle imza atmış. Fuar sonrasında Tayland’a giderek çalışmalarını sürdüren Mengü, orada da duvar resimleri yaparak hem sanatıyla hem de gezdiği yerlerde bıraktığı izlerle yerel halkla bağlantı kuruyor. Ancak Mengü, sanatsal çalışmalarının yanı sıra bürokratik ve finansal zorluklarla da mücadele etmek zorunda kalıyor. 2024 yılının Haziran ayında Brezilya’da düzenlenen bir etkinlik için dünyadan sadece 200 sanatçının davet edilmesine rağmen, Türkiye’den seçilen üç sanatçı uçak bileti masraflarını karşılayacak sponsor bulamadığı için etkinliğe katılamamış. “Bu fırsatı kaçırmak büyük bir üzüntüydü,” diyen Mengü, sponsor desteğinin sanatçılar için ne kadar kritik olduğunun altını çiziyor. Yaptığı işin çok pahalı bir uğraş olduğunu ve birçok kez cebinden karşılamak zorunda kaldığı için enerjisini yitirdiğini ifade eden sanatçı, Türk Hava Yolları gibi kurumlara sponsor desteği için başvurmasına rağmen sonuç alamamanın hayal kırıklığını da dile getiriyor.
Dönüştürücü gücün en önemli tarafı
Sanatını ve sokak sanatının anlamını derin bir duyarlılıkla açıklayan Mengü, “Sokak sanatının en değerli tarafı, herkese ücretsiz olarak ulaşabilmesidir. Sanat galerilerine sadece ilgisi olanlar ve maddi gücü olanlar gidebilirken, sokak sanatı herkesin hayal dünyasına dokunabilir,” diyor. İstanbul gibi büyük şehirlerde dezavantajlı semtlerin galeri kültüründen uzak kaldığına dikkat çeken sanatçı, sokak sanatı sayesinde sanatın bu kitlelere ulaşmasının mümkün olduğunu, böylece sokaktan geçen bir çocuğu bile gülümsetebilecek bir etki yaratabildiğini vurguluyor. Ona göre bu, sanatı toplumla buluşturan, dönüştürücü gücünün en önemli tarafı. Mengü, yaptığı işin yüksek maliyetli olduğunu belirterek, finansal desteğin bu sanat formunun sürekliliği için ne kadar önemli olduğunu ifade ediyor.
Kendi sanatsal hayalleri ve büyük projeleri içinse bir gün dünya çapında daha geniş kapsamlı desteklerle, daha fazla insana ulaşmayı hedefliyor. “En çok boyamak istediğim yer dünya,” diyen Mengü, bir gezegenin duvarlarını süslemek gibi iddialı fikirlerinin olduğunu ancak bürokrasiyi aşmanın ve sponsor desteği bulmanın bu hedeflere ulaşmada en büyük engel olduğunu söylüyor.
Bu mücadele Mengü için yalnızca bir finansal değil, aynı zamanda zaman ve enerji savaşı. Sanatını her kitleye ulaştırma mücadelesi, onu yerel ve uluslararası düzeyde bürokrasi ve sponsor eksiklikleriyle karşı karşıya bırakıyor. “Sanatımı insanlarla buluşturma çabası, yaratıcılığımdan ve enerjimden çalıyor ama yine de devam etmeliyim,” diyen Mengü, bu mücadeleye rağmen yılmadan üretmeye devam ediyor. Onun için üretim, var olmanın anahtarı. “Üretmezseniz yok olursunuz,” diyerek sokak sanatının ruhunu her zaman canlı tutmayı hedefleyen sanatçı, dünya çapında sanatın herkese ulaşabilmesi için yorulmadan çalışıyor.
Axel Mengü’nün hikayesi, sanatın dönüştürücü gücünü sokaklara taşıyan, insanları sanatla buluşturmayı kendine misyon edinen bir sanatçının, hayalleri ve mücadelesiyle dolu bir yolculuk olarak ilham veriyor.