19 Mart’ta Anayasal haklarını kullanarak sokaklara dökülen milyonlarca yurttaş, kolluk kuvvetinin engeliyle karşılaştı, yüzlerce kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Mor Dayanışma üyesi kadınlar da vardı. İzmir Mor Dayanışma üyesi kadınlar, eylemlerde gözaltına alınan F.E. isimli bir kadının üst araması sırasında cinsel organına dokunulduğu gerekçesiyle olayı yargıya taşıyacaklarını söyledi.
Müvekkilime karşı uygulanan cinsel temas işkenceyi ve kötü muamele suçunu oluşturmaktadır
Av. Merve Eylül Bütün, yaptığı açıklamada gözaltına alınan müvekkilinin gözaltı sırasında tacize uğradığını söyledi. Müvekkili F.E.’nin üzerinde kıyafetleri olmasına rağmen üst aramasında cinsel organına dokunulduğuna dikkati çeken Av. Bütün, “Müvekkilime karşı uygulanan cinsel temas işkenceyi ve kötü muamele suçunu oluşturmaktadır. 19 Mart süreciyle başlayan olaylar neticesinde müvekkilim tamamen demokratik, Anayasal haklarından olan barışçıl gösteri ve yürüyüşlere katılmıştır. Gözaltına alınan müvekkilim F.E., üst araması sırasında kıyafet üzerinden cinsel organının iki defa elle dokunmak suretiyle cinsel temas uygulanmış. Bu durum sadece kişilik hakları ve vücuta dokunulmazlığıyla ilgili bir durum olmayıp aynı zamanda müvekkilim, Türk Ceza Kanunu’nun 94. ve 96. maddesi gereğince suç oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.
Her türlü suç duyurusunda bulunacağız ve takipçisi olacağız
Av. Merve Bütün, “Bunun yanı sıra Ceza Mahkemeleri Kanunu’nun 116. maddeleri devamında suç teşkil ediyor. Ve Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK)’nın, 9. maddesinde üst arama indelenmekte ve buradan açıkça kanunen kural olarak hakim bu tarz kararların verilmesi gerektiği ve somut bir gerekçeye dayandırılması koşulu aranır. Ancak bu olay itibarıyla ne bir hakim kararı ne de somut bir delil ne de geçerli bir gerekçe bulunmaktadır. Bu olay münferit bir olay değildir. Ülkemizde özellikle kadınlara karşı gözaltı işlemleri sırasında işkence ve cinsel taciz hak arama suçları teşkil etmektedir. Bu tarz durumlar da hukuk devleti ilkesine uymadığı gibi hukuk devletini yaralamaktadır. Avukatlar olarak her türlü suç duyurusunda bulunacağız ve takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.
Şafak operasyonları ile devrimciler, feministler, öğrenciler gözaltına alındı
Basın açıklamasını okuyan Mor Dayanışma Temsilcisi Berfin Tozlu yaptığı açıklamada “19 Mart'ta halkın iradesinin gaspına karşı anayasal hakkını kullanarak on binlerce insan sokaklara döküldük. Faşizme karşı omuz omuza diyerek anayasal haklarımızı kullandık. Bu sefalet düzenine, faşizme karşı bir arada direndik. Buna karşın iktidar hukuksuz uygulamalarına devam etti gözaltılar, tutuklamalar ile bizleri susturmaya, korkutmaya çalıştı. Her zaman olduğu gibi faşizme itaat yok diyerek direndik. Bu süreçte şafak operasyonları ile devrimciler, feministler, öğrenciler gözaltına alındı. Hukuksuz bir şekilde, uydurma bahanelerle tutuklandı” dedi.
Bu şiddet biçimleri kadınlara yönelik savaşın bir parçasıdır
Tozlu, yaptığı açıklamada uygulanan şiddetin kadınlara yönelik bir savaş olduğunu belirterek “Gözaltına alınanlar arasında Mor Dayanışma üyesi arkadaşımızın da kadınlara emniyette emniyette cinsel taciz uygulandı. Gözaltı süresince kadınların maruz kaldığı çıplak arama, cinsel taciz ve insanlık dışı muameleler bir kez daha devletin kadın bedeni üzerindeki tahakkümünü açıkça ortaya koydu. Adaletin ve hukukun uygulanması gereken yerde, devlet eliyle uygulanan bu şiddet biçimleri kadınlara yönelik savaşın bir parçasıdır” dikkatini çekti.
Çıplak arama bir güvenlik önlemi değil, kadın bedenine yönelmiş sistematik bir işkence biçimidir
Mor Dayanışma üyesi Tozlu, “Bizler biliyoruz ki çıplak arama bir ‘güvenlik önlemi’ değil, kadın bedenine yönelmiş sistematik bir işkence biçimidir. Cinsel taciz ve teşhir yoluyla kadınları sindirme, korkutma ve iradelerini kırma politikasıdır. Bu uygulamalarla hem bedenimiz hem de politik mücadelemiz hedef alınmaktadır” şeklinde konuştu.
Bu şiddet karşısında susmuyoruz
Berfin Tozlu, şunları söyledi:
“AKP MHP iktidarının kadınların hak arama mücadelesini bastırmak için gözaltı süreçlerini birer işkence mekânına çevirdiğini, cezaevlerini ise çıplak aramanın sıradanlaştırılmak istendiği alanlara dönüştürdüğünü biliyoruz ve teşhir ediyoruz. Bu şiddet karşısında susmuyoruz. Kadınlar olarak bedenimizden, haklarımızdan ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Gözaltında çıplak aramaya da cinsel şiddete de boyun eğmeyeceğiz. Bizler birbirimize ses oluyoruz, örgütlü mücadele ile dayanışmayla güçleniyoruz. Gözaltında cinsel şiddete karşı birlikte ses çıkarıyor, susmuyoruz! Kadınları hedef alan politikalar sonlanana kadar erkek devlet şiddetine karşı mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.”
