CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yürütülen yolsuzluk ve terör soruşturmasına karşı İzmir'de düzenlenen protestolar sonrası tutuklananları cezaevinde ziyaret etti. Yücel, ilk olarak Aliağa Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na, ardından Menemen Ceza İnfaz Kurumu’na giderek tutuklularla görüştü. ücel, “Hepsinin morali çok çok iyi. Bir an önce buradan çıkmak için, haksızlıklara, hukuksuzluklara itiraz etmek ve seslerini yükseltmek için sabırsızlandıklarını benimle paylaştılar” dedi.

Başta 19 olan tutuklu sayısının dün İzmir 40. Asliye Ceza Mahkemesindençıkan kararla 6 gencin tahliyesiyle birlikte, 9 gencin hala cezaevinde olduğunu söyleyen Yücel, şunları kaydetti:

Diğerlerinin de en kısa sürede tahliye edilmesini temenni ediyoruz ve talep ediyoruz

“Türkiye'de bir demokrasi sorunu vardır. Türkiye'de bir yargı sultası vardır. Belli bir azınlığın, yargı içerisindeki belli bir kliğin, bir yapılanmanın yargı üzerinde bir tahakküm kurma çabası ve gayreti vardır. Türkiye'de bir keyfilik sorunu vardır. Siyasi iktidarın keyfi davranmasının yanında yargıda da keyfi kararlar verilmektedir. Yasalara aykırı bir şekilde Ceza Muhakemesi Kanununa ve anayasaya aykırı bir şekilde keyfi kararlar verilmektedir. Gençlerimizin, üniversite öğrencilerimizin tutuklanmalarıda bu keyfi kararlara en somut, en güzel örneklerden biridir. Birilerini korkutmak, sindirmek, yıldırmak ve gözdağı vermek için tutuklama kararı verilemez. Birçoğu tahliye edildi. Diğerlerinin de en kısa sürede tahliye edilmesini temenni ediyoruz ve talep ediyoruz.”

Tutuklama kararlarının demokratik tepkilerini gösteren, haksızlığa, hukuksuzluğa itiraz eden gençlere gözdağı vermek, onları sindirmek ve yıldırmak için verildiğine değinen Yücel, sözlerine şöyle devam etti:

İzmir metro hattında büyük risk: Üst geçit betonları dökülerek tehlike oluşturuyor İzmir metro hattında büyük risk: Üst geçit betonları dökülerek tehlike oluşturuyor

Yasalarımızda gözdağı vermek, yıldırmak, sindirmek için tutuklama kararı verilebileceğine dair hiçbir düzenleme yok

“86 milyonun üzerinde uzlaştığı toplumsal mutabakat metni diyebileceğimiz anayasamızın 34. maddesine göre herkes önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabilir. Bu gençlerin suçu ne? Toplanmak, yürüyüş yapmak, slogan atmak. Her şeyden önce bu anayasal hakkın 2911 sayılı yasada bir suç olarak tanımlanması anayasaya aykırı. İkincisi yasada Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 100. maddesinde tutuklama koşulları, tutuklama sebepleri sayılmış. Kuvvetli suç şüphesi olacak, bir tutuklama sebebi olacak. Nedir bunlar? Kaçma şüphesidir, sanığın ya da failin sabit ikametgâh sahibi olmamasıdır. Delilleri gizleme, yok etme, tanıklara, mağdurlara baskı yapmaya yönelik somut verilerin bulunması gerekir.Diğer yandan yasada katalog suç dediğimiz suçlardan birinin varlığı gerekir. Somut olayda bunların hiçbiri yok.Yasalarımızda gözdağı vermek için, yıldırmak için, sindirmek için tutuklama kararı verilebileceğine dair hiçbir düzenleme yok. Nitekim bazı mahkemeler, yargıçlar, hakimler bu hatadan döndüler. İstanbul'da çok daha fazla tutuklu vardı. İstanbul'da da İzmir'de de diğer illerde de dosya üzerinden tensip kararı ile birlikte tahliye kararları verilmeye başlandı.”

Kaynak: BASIN BÜLTENİ